top of page

Şubat 2023 – Şubat 1923




Çok çetin bir Şubat ayını geride bıraktık. 6 Şubat sabahı ülkeyi vuran depremde çok sayıda can kayıpları yaşanması ile Türkiye yasa boğuldu. Şubat ayı İsrael açısından da iç açıcı olmadı ne yazık ki…


Terör saldırılarında Şubat ayı içinde 14 Yahudi öldürüldü. Ayın son terör kurbanları, Huwara kasabası yakınında öldürülen aynı ailenin çocukları Hallel Menachem Yaniv ve Yigal Yaakov Yaniv oldu. Bu acı olayın akşamı 400’e yakın Yahudi yerleşimcinin Huwara kasabasını basıp etrafı ateşe vermeleri, çok sayıda ev ve araç yakmaları kabul edilebilir bir tepki olmadı, şaşkınlık ve endişe yarattı.


Hükümetin adalet reformu yasasına karşı bir süredir ülke çapında başlatılan, sağcısı, solcusu, genci, yaşlısı on binlerin katıldığı protesto gösterileri Şubat ayı içinde giderek genişledi, halk arasında kutuplaşmalar üzücü ve endişe verici bir boyut kazandı. İki oğlunu Herzl dağında toprağa verirken anne Esther Yaniv’in birlik çağrısında bulunması bu endişenin dışavurumuydu…


Bu yazımda oldukça üzücü 2023 Şubat’ından 100 yıl öncesine, 1923’ün Şubat ayına geçiş yapayım… Neden mi? Çünkü Albert Einstein Kutsal Topraklara 12 günlük ilk ve tek ziyaretini 1923 yılının Şubat ayında yapmış. Nobel ödüllü ünlü fizikçinin bu ziyareti ile ilgili Haaretz gazetesinde okuduğum uzun yazıdan bazı ilginç bölümleri sizlerle paylaşayım.


1923 Şubat ayı başlarında Albert Einstein’ı Kutsal Topraklarda yağmurlu ve kasvetli bir hava karşılamış. Almanca yazdığı günlüğünde; “Gözüme ilk çarpan Arap köyleri, Yahudi kolonileri, zeytin ağaçları, kaktüsler ve portakal ağaçları oldu” demiş.


Einstein’ın bu ziyareti Yahudi toplumunu çok heyecanlandırmış. Dönemin Haaretz gazetesi bakın bu ziyaret haberini nasıl vermiş: “Bugün hayatımızın sıradanlığı arasında cesaret verici bir olay gerçekleşti. Bugün izafiyet teorisinin babası Albert Einstein İsrael topraklarına geldi. Son üç yüzyılda Newton ne idiyse, gelecek nesiller için de Einstein o olacaktır.”




Yerushalayim ziyareti sırasında… Sağdan ikinci Albert Einstein, soldan ikinci eşi Elsa… Photo by B. Carrière / École Biblique et Archéologique Française de Jérusalem



Eşi Elsa’nın eşliğinde beş buçuk aylık Uzak Doğu ve Orta Doğu yolculuğunun bir parçası olan 12 günlük gezisi sırasında Einstein, Tel Aviv, Rishon Letzion, Yerushalayim, Jeriho, Hayfa, Nahalal, Tiberya’yı dolaştı.


Haaretz’in şiirsel bir heyecanla yayınladığı diğer bir haber şöyleydi: “Einstein inşa edilen ülkeyi görmeye, onu inşa edenlerin çabalarına ve yaratma sevinçlerine tanık olmak, için aramıza geldi. İsrael Diyarı’nın kutsal ruhu ve İsrael’in dirilişi bu neslin titanını (Yunan mitolojisinde doğaüstü güçleri olan tanrılar için kullanılır) onurla karşılıyor.”



Kuzeyde Nahalal moşavını ziyaretinin ardından Einstein, Nahalal halkının kendilerinden ve ailelerinden fazla, besledikleri hayvanlara değer vermelerini şaşkınlıkla eleştirecekti.


Öte yandan Tel Aviv sakinlerine övgüler döşüyor, şöyle sesleniyordu: “Sizin yaptığınız muazzam işi görmek beni çok şaşırttı. Burada, zor koşullarda özveri ve fedakârlıkla çalışan taze bir yaratıcı güç görüyorum.”


Einstein günlüğüne de şunları yazıyordu: “Yoğun ekonomik ve entelektüel hayata sahip çağdaş bir İbrani şehri çıplak zeminden fırlıyor. Yahudilerimiz ne inanılmaz derecede aktif insanlar…”


Albert Einstein İbranice bilmiyordu, gezisi sırasında konuşmalarını Almanca, İngilizce yaptı. Aliya yapmayı da hiç düşünmedi, ilk İbrani kenti Tel Aviv’in fahri vatandaşlığını almakla yetindi. “Bir İbrani kentinin vatandaşı olmak, beni New York kentinin vatandaşı olmaktan çok daha fazla mutlu ediyor” diyordu.


Ünlü bilim adamı özel sohbetlerinde Avrupa’da kendini özgür hissettiğini, Yerushalayim’de bir süs eşyası olmaya niyeti olmadığını söylüyordu. Günlüğüne de şu notu düşüyordu: “Ülkeye yerleşmem konusunda her yerde baskı görüyorum. Yerushalayim’de çok isteniyorum. Kalbim evet, mantığım hayır diyor.”


Ziyaretin doruk noktası Yerushalayim İbrani Üniversitesinin inşa edildiği ve yaklaşık iki yıl sonra açılacak Scopus Dağı idi. Üst düzey bir Siyonist olan Menachem Ussishkin orada ateşli bir konuşma yapmıştı Einstein’ı ağırlarken. “İbrani Üniversitesinin tüm uluslar için bir bilim evi olması için dua ediyoruz. 2000 yıldır seni bekleyen sahneye çık sevgili ağabeyimiz” diyecekti ona hitaben…


Einstein Hayfa Technion Teknoloji Enstitüsü ziyaretinde, bir Yahudi’nin gelişmiş bir zihne sahip olmasının yanı sıra ellerinin de eğitilmesi gerektiğini söyledi. “Biz Yahudilerde her şey beyinde yoğunlaştı ve elde hiçbir şey kalmadı. Burada, Technion’da elleri geliştirme arzusunu görüyorum” dedi.


Ve bu sözlerinin ardından orada kendi elleriyle bir ağaç dikti. Albert Einstein’ın o gün diktiği ağaç büyüdü, gelişti, bugün halen orada duruyor…











Kommentare


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page