Geçtiğimiz hafta okumaya başladığımız Şemot (isimler) peraşası ile aynı zamanda Tora’nın 5 kitabından ikincisine de başlamış bulunuyoruz. Bu kitapta yaratılış bölümündeki bireylerin hikayesinin aksine toplum olmaya geçişimizi tarihsel olarak görüyoruz. Toplum olmaya başlarken de isimler sayılarak, öneminden bahsediliyor. Bu yazıda isimlerin Yahudilikteki öneminden bahsetmeye çalışacağım.
Şemot kitabı aynı zamanda Mısır topraklarına gelişimizden itibaren nasıl esaret hayatına geçtiğimizi ve bu esaretin hangi olaylar sonunda bittiğini bize anlatarak, hem o dönemin hem de şimdinin Yahudi yaşamına ışık tutuyor. Ravlarımız sadece 3 şartı yerine getiren Yahudilerin Mısır'dan çıkmayı hak ettiğini söylüyor. O dönem Yahudi nüfusunun beşte birini oluşturan Yahudiler Mısır esaretinden kurtularak Tora’yı almayı hak ederken geri kalan nüfus karanlık belası sırasında yok oluyor. Bu üç şarta bakacak olursak Yahudi gibi giyinmek, Yahudi gibi konuşmak ve Yahudi isimlerini korumak…
10 emirin üçüncüsü Tanrı'nın ismini boş yere kullanmama emridir. Bu nedenle günlük konuşma ve yazılarda Tanrı’dan bahsederken isim anlamına gelen Aşem (isim) kelimesi kullanılır. İsimlerin ismi her şeyin kaynağı O'dur.
İsimler konusu yaratılış hikayesinden başlayarak Tora'daki yerini alır. Örneğin ilk insan Adam'in cennet bahçesinde yaptığı ilk hareket, A-şemin önüne sunduğu tüm yaratıklara isim vermektir. Bu sayede diğer tüm yaratılmış türlerden sıyrılan konuşma yeteneğine sahip olduğunu kanıtlamıştır. Haham Yéhouda Halévy, The Kouzari adlı kitabında A-şemin yaratımları arasındaki farktan bahsediyor. İlahi yaratımda dört seviye vardır: (Sefer Hakouzari II, 36): Hadomem: mineraller, HaTsoméa’h: bitkiler, Baalei 'Hayim: hayvanlar, Bné Adam: insan. Haham Yéhouda Halévy, insanoğlunun en büyük özelliğinin konuşma gücü olan *koah hadibur* olduğunu açıklar. Bu konuşma gücü, aynı zamanda insanların bir şeyleri isimlendirme yeteneğidir.
Bir insan dünyaya geldiği zaman, onun için yapılan ilk işlem de isim vermektir. Erkekler için isim Brit Mila (Sünnet) Mitsvasının bir kısmı olarak ilan edilir. Bu tören gerçekleşene kadar doğan çocuğun ismini söylemek doğru değildir. Aynı şekilde kızlar için de baba haftalık tora okuması için duaya çağrılır ve burada isim cemaate duyurulur.
Her iki durumda da, şunu söylediğimiz bir metin okunur:
"ויקרא שמו בישרא-ל פלוני בן פלוני" "Ve onun ismi İsrael halkı arasında şöyle söylenecek" Geleneğimize bakarsak isimlerin çok özel bir anlamı olduğunu görebiliriz. Yahudilikteki isimler önce bir mesaj taşır: Tanah’ daki karakterlere çoğu zaman belirli nedenlerle isimleri verilir, "kulağa hoş geldiği için" değil. Bu isimler bu dünyadaki misyonları, görevleri ve potansiyelleri için bir öngörü özelliği de taşır
Avram, tek Tanrı düşüncesini yayma misyonunu aldıktan sonra toplumların babası anlamına gelen Avraam olarak anılır. İkizi Esav'ın topuğuna tutunarak hayata başlayan Yaakov’un ismi “ekev” (topuk) kelimesinden türetilmiştir. İki kardeş arasındaki manevi üstünlük savaşı, behorluk (ilk doğan hakkının satın alınması), babalarının kutsamasını ile ilgili mücadele hep bu ismin anlamından ötürüdür. Yaakov melekle yaptığı bir mücadele sonrasında farklı bir misyon elde etmiştir. Zafer kazanan İsrael adını almıştır. İsrael adıyla tüm Yahudilerin de Kabilelerin de babası olduğunu kanıtlamıştır.
12 kabileyi oluşturan Yaakov’un her bir oğlunun ismi ve anlamı için Tora’da önemli bir yer ayrılmıştır. Bunlardan bir tanesi, yaratılıştan itibaren Tanrı'ya ilk defa teşekkür eden Lea'nın dördüncü oğlu olan Yehuda'dır. Kurtuluşu getirecek olan Maşiah da bu şükranlıkla anılan Yehuda'nın soyundan gelecektir. Yahudiler olarak anılan bizler de Yehuda isminin içinde yer alan minnettarlık özelliği sayesinde yaşadığımız sürgün ve soykırımlara rağmen hayatta kalma ve ayağa kalkıp devam etme gücünü bulduk ve bulmaya devam edeceğiz.
Ravlarımız ayrıca bize isim değişikliğinin de kişi üzerinde bir etkisi olduğunu öğretir: משנה שם משנה מזל. (Meşane şem meşane mazal.) Bu nedenle bir kişi hastalandığında isim ekleme geleneği vardır. Erkekler için Rafael (şifa meleğinin adı) , Hay, Hayim (yaşam/ yaşayan ) kadınlar için de Haya (yaşayan) gibi bir isim ekleme kişiye yeni bir misyon ekleme çabasıdır.
Geleneklere göre, ölen bir atanın (Aşkenazım arasında) veya yaşayan bir atanın (Sefaradlar arasında) tam tersine ilk adını seçmek gelenekseldir. Öte yandan çocuğa ebeveyniyle aynı isim verilmez. Hasidim arasında, çocuklara Rebbe veya Rabbanite adının verilmesi yaygındır. Kısaltma isimlerin anlamı zayıflattığı düşünüldüğü için kullanmaktan kaçınanlar vardır. Avi (Avraam), Yosi (Yosef), Riki (rivka) , Viki (Viktorya) gibi isimler verilmişse özellikle dua ederken tam isimleriyle kullanmaya dikkat edilir.
Kişinin İbranice adı, bazı durumlarda babanın adıyla birlikte kullanılır: Sinagogda Tora bölümü okumasına çağrı sırasında (Avraham ben Hayim gibi), Ketuba'da evlilik sözleşmesi, mezar taşında (Aşkenaz geleneği).
Bazı durumlarda kişinin adını ve annesinin adını kullanıyoruz: örnek: Shmuel ben Hana mezar taşında (Sefarad geleneği), hasta için dua ederken, evlilik, parnasa, çocuk sahibi olmak gibi kişisel isteklerde…
Yahudilikte, Tora metinlerinde İbranice isimleriyle aynı harflerle başlayan ve biten bir ayet/ pasuk seçme geleneği vardır. Bu cümle, Amida duasının sonlarına doğru günlük dualarda okunur. Ruha güç vermek ya da hastalarımız için de 119 no.lu Tehilim’den İbranice ismin harf düzenine göre bir okuma yapılır.
Breslev geleneğinde Rabi Nahman, Nahman ben Feyga olarak bilinir ve burada Feyga annesinin adıdır. Sahip olduğu tora bilgisinin kaynağı olarak annesi gösterilir.
Levililerin İbranice isminin ardından her zaman Levililer A-Levi olarak anılır. Örneğin, liturjik şiiri Leha Dodi'nin yazarı Solomon Alkabetz, İbranice ismini akrostişle yazmıştır: שלמה הלוי -Şlomo A-Levi olarak anılır. Bu da manevi olarak isim kadar önem taşır. Aynı şekilde tarih boyunca Kohen ailesinin de bu görev ismini kendi isimleriyle birlikte kullandığı bilinmektedir.
Yahudilikte beddua etmek doğru olmasa da Amelek soyundan gelenlerin ismini silmek bir mitsvadır. Bu nedenle tarih boyunca Yahudi halkına kötülük edenlerden bahsederken ימח שמם isimleri silinsin denir. Nitekim naziler de bir propaganda aracı olarak fiziksel ölüm öncesi Yahudilerin isimlerini silerek onları bir sayıya dönüştürmek ve manevi olarak öldürmeyi planlamıştır.
Bugün İsrael topraklarına geri dönüş sadece fiziksel bir mekan değişimi değildir. Aliya (yükselme) anlamını taşıyan manevi bir dönüş de özellikle isim ve soyadının değişimine imkan veren bir kanun ile mümkün kılınmıştır.
Mısır esaretinden kurtulmadaki şartlardan biri olduğu gibi bugün de bireysel ve toplumsal olarak güçlenmemizin şartlarından biri Yahudi isimlerimizi öğrenmek ve onları yaşatmaktır
Yorumlar