Moşe ülkeyi araştırmak için on iki casus gönderdi. On tanesi olumsuz bir raporla geri döndü. Moşe’ye getirdikleri mesaj;
"Bizi gönderdiğin ülkeye geldik” “Gerçekten süt ve balın aktığı (bir yer. İşte) Bu da meyvesi. Ne var ki Ülke’de oturan halk azılı, şehirleri de çok büyük ve güçlendirilmiş. Orada Devleride (Anakim) gördük. Kendi gözümüzde çekirgelere benziyorduk.” dediler. (Bamidbar 13:27 - 13:33)
İzcilerden sadece ikisi, Yeoşua ve Kalev farklı bir görüşe sahipti. Kazanabiliriz. Arazi iyi. Tanrı bizim yanımızda. Onun yardımıyla başarısız olamayız.
Bu okumaya göre Yeoşua ve Kalev inanç, cesaret ve özgüvene sahipken diğer on kişi sahip değildi. Ama bu çok saçma görünüyor.
Antik dünyanın en büyük imparatorluğu olan Mısır'ı dize getiren, Kızıldeniz bariyerini aşan, Amaleklileri yenen kişilerden söz ediyoruz. Üstelik tüm komşu ulusların onlardan çekindiklerini biliyorlardı.
Halklar duydu, Filistin sakinlerini dehşet sardı. Şimdi Edom reisleri paniğe kapıldı; Moav önderlerini titreme aldı; Kenan'ın tüm sakinleri eridi. (Şemot 15:14-15)
Bu liderler (prensler) ülkenin sakinlerini yenebileceklerini nasıl bilmezler? Aslında durum bu muydu?
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden kısa bir süre sonra Rav Kook'un Kudüs'teki evi Beit HaRav'da moral bozucu bir tartışma yaşandı. Hahambaşı on yıl önce vefat etmişti ve şimdi masanın başında oğlu Haham Tzvi Yehudah oturuyordu.
Şabat masasında bir katılımcı rahatsız edici bir konuyu gündeme getirdi. “Ziyaretçilerin Eretz Yisrael'i gezmesi ve ardından eve döndüklerinde ülkeyi eleştirmesi” olgusunu.
Bu ziyaretçiler her şeyden şikayet ediyorlar. “Sıcaktan – yoksulluktan - geri kalmışlıktan - siyasi durumdan ve bu durum diğer Yahudilerin buraya taşınmayı düşünmelerini engelliyor” diye yakınıyordu.
Rabi. Tzvi Yehudah, Bialystok Rabisi Haham Samuel Mohilever adına duyduğu aşağıdaki benzetmeyi anlatarak yanıt verir.
Bir zamanlar zengin bir adam, bir genç bayanla evlenmek istiyordu. Kasabanın en güzel kızıydı ve pek çok yeteneğin yanı sıra gerçekten rafine bir karaktere de sahipti. Ailesinin durumu iyi değildi, bu yüzden müreffeh beyefendiyle olası bir eşleşme konusunda hevesliydiler.
Ancak genç kadının buna ilgisi yoktu. Zengin olsun ya da olmasın, müstakbel talibin kaba ve kötü huylu olduğu biliniyordu. Onunla görüşmeyi reddetti.
Baba, genç adamı utandırmamak için genç adamla evinde buluşmasını istedi. "Unutma" dedi, "sadece bir buluşma onunla evlenmen gerektiği anlamına gelmez." Genç kadın babasını memnun etmek için bu teklifi kabul etti.
Ertesi Şabat öğleden sonra, adam kararlaştırıldığı gibi eve geldi ve babası tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Kısa bir süre sonra kızı salona giriş yaptı.
Ancak saçları taranmamıştı ve solmuş, buruşuk bir elbise ve eski püskü ev terlikleri giyiyordu. Onun darmadağınık görünümü karşısında dehşete düşen genç adamın izin isteyip aceleyle dışarı çıkması çok uzun sürmedi.
Şaşıran genç adam, arkadaşlarına "Herkesin bu kız hakkında söyledikleri doğru değil" diye bağırdı. "Çok çirkin!"
Rabi. Tzvi Yehudah kısa bir süre durdu ve masanın etrafında oturan misafirleri inceledi. “Yüzeysel olarak bakıldığında küstah genç adamın genç kadını reddetmiş olduğu anlaşılıyor. Ama aslında onu reddeden kadındı.”
Rabi, "Aynı şey Eretz -İsrail Toprakları için de geçerli" diye açıkladı.
“Eretz Yisrael, yalnızca onun eşsiz manevi niteliklerini kabul edenleri kabul etmeye hazır olan özel bir topraktır. Arazi, iç güzelliğini ziyaret eden herkese göstermiyor. Herkes onun özel kutsallığını algılamaya layık değildir.”
"Memnun olmayan ziyaretçiler bu Toprakları reddedenlermiş gibi görünebilir" - "Ama aslında onları reddeden Toprak!" diye sözünü bitirdi.
Odayı düşünceli bir sessizlik kapladı. Orada bulunanlar bu benzetme karşısında şaşkına döndüler
Ülke dışından gelen ziyaretçiler Hahambaşı'na bereket dilemek için yaklaştıklarında, Rav Kook Mezmurlar Kitabından şu alıntıyı yapardı: "Tanrı sizi TSİYON’dan mübarek kılsın ve hayatının tüm günlerinde YERUŞALAYİM’in iyliğini gözleyesin. (Mezmurlar 128:5).
İnsanlık için Yeruşalayim (fiziksel) olarak bilinen ve Bene-Yisrael için Tsiyon (manevi) olarak adlandırılan bu toprağın meyvesi, bağın asması olan üzüm metaforunun arkasına gizlenmiştir.
“Bir salkım üzüm ile birlikte bir asma dalı kestiler ve onu iki kişinin arasında bir asa üzerinde taşıdılar” (Bam 13:23)
İsrail Turizm Bakanlığı, bu sahneyi logosuna taşıyarak ölümsüz kıldı.
Hepimizin bu özel lütfu görmeyi hak etmemiz dileğiyle…..
Sevgilerimle - Shabat Shalom
Moşe PASENSYA
Comments