top of page

Çocuğunuzun ismi ne olsun?





Biz Yahudiler isimlerimizle her zaman sorun yaşamışızdır, özellikle de Diaspora’da. Şalom’da bir başyazımda yıllar önce konuya şöyle değinmiştim:


Jak olan ismimi, liseyi bitirir bitirmez mahkemede kendi başıma ‘Yakup’a değiştirdiğimden sorun yaratmıyor. İsmim tamam da soyadım kafaları karıştırıyor; Barokas ‘Barakaş’ oluyor, ‘Karakaş’ oluyor. Tabi diplomaların hazırlanacağı gün ‘gerçek’ ortaya çıkıyor. Kalemde görev yapan yedek subay adaylarından biri kimliğimdeki ‘Musevi’ ibaresini görüyor ve bana ‘iyi yutturdun ha…’ gibisinden yarı kinayeli bir edayla sitem ediyor.” (Kimliklerdeki Din İbaresi, Şalom, 23.02.2005)


İsrael’de sorun kalmadı diye düşünebilirsiniz, ne de olsa dünyanın her ülkesinden gelen ve isimleri İsrallilerin isimlerine benzemeyen pekçok Yahudinin de yaşadığı bir ülke burası… Yakup tabi ki Yaakov oldu. Soyadım ise aradaki “alef” harfleri yazılmadığından ve her seferinde harf harf belirtip karşımdakine açıklamaktan sıkıldığımdan soyadım “Bruks” oluverdi. Fena da olmadı, Amerikanvari oldu. Her ne kadar köklerimden kopmayı amaçlamadıysam da kimi zaman işin kolayına kaçıp, sorana “Bruks” demeye başladım.


Türkiye’de ise azınlıkların isimleri genelde “Yabancı mısınız, ama Türkçeniz nasıl oluyor da bu kadar düzgün?” türünden bir şaşkınlık ifadesini beraberinde getiriyor.

Son olarak Ulus Musevi Lisesi öğrencilerinin Tik Tok için çektikleri bir videoda isimlerini okumaları; “Bu isimler şaka falan mı? Ayşe Fatmaya noldu aloooo… ” türünden bir tepkiye ve farklı yorumlara yol açarak gündeme oturdu, Twitter’de kırk bine yakın tıklama aldı.






Sosyal ağlarda oldukça etkin bir isim olan Murat Çobanoğlu da Şalom gazetesinde “Bu çocukların adları neden Ali, Ayşe değil…” başlıklı bir yazı kaleme aldı. (22.Kasım.200-22)


Yazıda şöyle denmekte; “Yahudi çocuklarının videoları üzerine şaka yapılamaz mı? Elbette ki her üretilen ürünle şaka da yapılabilir, beğenip – beğenmeme düşünceleri de dile getirilebilir. Ancak burada konu içeriğin ‘beğenisi’ değil, Yahudi çocukların ebeveynlerinin, onlara Yahudi atalarından aldıkları isimleri koymasıdır. Rahatsız olunan bu ‘Yahudilerin kendini var etme’ düşüncesidir.”

Makalenin devamında “antisemitizm”, “azınlık psikolojisi”, “azınlık etkisi” vs. gibi kavramlar üzerinden Yahudi çocukların Tik Tok’una gösterilen ironik/ard niyetli tepki abartılı bir şekilde antisemitizm olarak nitelendirilmekte ve “antisemitizm” kavramının sınırları genişletilmektedir.

Yazar, Yahudi çocukların ebeveynlerinin, onlara Yahudi atalarından aldıkları isimleri koymasını, “Yahudilerin kendini var etme” düşüncesine ve Tik Tok’a karşı yöneltilen alaycı ifadeyi de “Yahudilerin kendini var etme” düşüncesinden rahatsız olmaya bağlıyor.


Geniş toplumdan biri duyarlılık gösteriyor antisemitizmi kınıyor, sen niye karşı çıkıyorsun” dediğinizi duyar gibiyim. Benimki net bir karşı çıkış değil. Sadece bu yaklaşımın yukarıda da değindiğim gibi Yahudi nefretinin belirgin olduğu gerçek antisemit davranışları önemsizleştirmeye yol açacağından duyulan bir endişe.


Geniş toplumdan belki de hiç Yahudi biriyle tanışmamış birinin, örneğin Lizet, Süzet, Jinet gibi isimler karşısında şaşırıp, “Siz yabancı mısınız?” sorusuna acaba fazla alınganlık gösterilmiyor mu?

Bizim 1960-70 kuşağı, entegrasyonun bir adımının da yabancı, özellikle Fransız fonetiğine uygun isimler yerine Türk isimleri almak olduğunu düşündü ve isimlerini değiştirdi, çocuklarına da Türk isimleri verdi. Şimdilerde ise Jak’lar Jacky oldu, iki yabancı isim koymak geçer akçe sayıldı. (*)

Ne dersiniz bu eğilim Yahudilerin atalarının isimlerini koyarak kendilerini var etme düşünsesinden mi kaynaklanmaktadır yoksa geleceğini ülke dışında gören bir eğilimin dışavurumu mudur? Yasef, Avraam, Yaakov gibi isimler seçilmediğine göre….

------------

(*) Ben Ori, Talya, Noya, Ariel gibi İbrani isimlerini de önerirdim.










Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page