top of page

“Çifte Körlük” – ne zamana kadar..?





Ne yazık ki İsrael’in bugün içinde bulunduğu durum, Biden ve ekibi gibi talihsiz bir ABD yönetimine rastlıyor! Öte yandan, daha önceki üç dönemde de Beyaz Saray ile Pentagon’un Orta Doğu’daki gelişmeleri akılcı biçimde değerlendirmediği apaçık ortadaydı…

 

ABD, en azından Demokrat Parti Başkanları süresince İran'ın savaşçılığını tam anlamıyla görmezden gelmiştir. Nükleer programı hakkında dünya liderlerini sürekli olarak aldatan Mollalar Cumhuriyeti, yeraltında kurduğu zenginleştirme tesislerinde nükleer silahlanma için gittikçe artan miktarlarda bölünebilir uranyum üretmeyi sürdürürken, bazı kaynaklara göre bugün %60’a varmıştır… Obama döneminde imzalanmış bulunan karşılıklı anlaşmalar ile İran’ın kolayca “satın alınabileceğine” inanılıyordu – oysaki mollalar, Orta Doğu’da bir Şii hakimiyeti kurmak dürtüsü uğruna İsrael’i yok etme kartını oynamayı sürdürmekteydi! Keza, inançlarını maddi teşviklerin çok üzerinde tutan bu kökten dinci yönetim, yalanlarına devam edip batıdan sağladıklarıyla palazlanarak, bölgedeki terörist “vekil”(proxy)lerini güçlendirmesini bilmiştir.

 

Benzer bir “körlük”, Netanyahu hükümetine de hakimdi kuşkusuz – Hamas’ın para ile oyalanabileceği ve susturabileceğini varsayarak, bu örgütün de aynı şekilde yeraltında 500 km’ye uzanan bir kıyım sanayii merkezi kurmasını ya algılayamamış veya engelleyememiştir…

 

Pek katılmadığım, ancak bir zamanlar Türkiye’de yaygın olan “Yahudi’nin aklı sonradan gelir!” deyişini şimdi ne yazık ki kullanmak gerekiyor: İbrahim Antlaşmaları’nın ardından, bu kez de Suudi Arabistan-İsrael arasında görülen yakınlaşmanın önüne geçmek için İran’ın, Hamas aracılığı ile Orta Doğu’da bir savaş başlatacağını ne yazık ki ne İsrael ne de ABD öngörebilmişti. İşte buyurun size bir çifte körlük” daha!

 

Yetti mi? Yetmediii…  – Birazcık geriye gidecek olursak,

1) 2021 yılında Biden yönetimi, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki İran destekli Hutilere karşı yürüttüğü askerî harekâta verdiği desteği kesti – daha sonra da Huti savaşçılarını terör örgütleri listesinden çıkardı...

2) 2008 yılından bugüne dek birkaç kez Gazze'de patlamış olan İsrail-Hamas çatışmalarında ateşkesin sağlanması için en büyük çabayı göstermiş olan taraf, hep ABD olmuştu!

3) Bundan öte, ABD orduları Orta Doğu'dan büyük ölçüde çekilerek, diğer güçler tarafından kolayca doldurulabilecek diplomatik ve stratejik boşluklar bıraktı…

…ve tüm bu “eylemsizlikleri” fırsat bilen Çin, İran ile 25 yıllık bir petrol karşılığı teknoloji ve silah antlaşması imzaladı – dahası, İran ile Suudi Arabistan arasında yakınlaşma rüzgârları estirmeye girişti! Bu arada İran, başta Ukrayna’ya karşı kullanılmak üzere Rusya’ya çok sayıda İHA ve füze satmaya başlayacaktı…

 

Peki, ABD ve İsrail yönetimlerinin gözleri şimdi açıldı mı?

 

Karşı karşıya kaldığı ve iki bine yakın sivil/asker vatandaşının ölümüne neden olmuş üç cepheli savaş üzerine, ayrıca salt bencil nedenlerinden dolayı Netanyahu, göbekten bağlı olduğu aşırı sağcı koalisyon ortaklarının da dürtüsüyle, “öne doğru kaçış”tan başka çare görmüyor… Biden ve takımına gelince – onlar, Kasım seçimlerinin gölgesinde hareket etmek zorundadır – ve hepimizin gün be gün izlediği “zig-zag” tutumuyla ABD dış siyaseti, tarihinde görülmemiş bir istikrarsızlık sergiliyor!

 

Vakit ise gerek İsrael gerek ABD’nin aleyhine çalışmakta: Uranyum zenginleştirilmesinin yanı sıra, İran Natanz'da yeni bir nükleer tesis inşa etmeye başladı... Bu tesisin bir dağın gerisinde ve 100 metre derinlikte olması öngörülüyor. Endişe şudur ki, bittiğinde ne İsrailliler ne de Amerikalılar burayı bombalayıp yok edebilecek!

 

Bu bağlamda ABD güvenlik uzmanı Mark Dubowitz birkaç gün önce şu çarpıcı öneride bulunmuş: “İsrael, Hamas'ın Gazze’de kalan dört veya altı taburu ile İran'ın nükleer silah üzerinde çalışan iki düzine bilim adamı arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaksa, benim güçlü önerim, bilim adamlarını ortadan kaldırmak olurdu."

 

Yukarıdaki iki paragrafın sezindirdiği iletiler apaçık ortadadır: Yıllardır İran'ın nükleer silah geliştirmeye yakın olduğu söyleniyordu – ancak bugün artık uyarı zilleri çalmaya başlamıştır… Mollalar, vekillerinin yerlerine sahaya kendileri inmeyi hazırlanıyor!

 

Geçtiğimiz hafta içinde gözlemlediğimiz “asimetrik” güç ve başarı dengesiyle, İran’a karşı belirlemiş gibi görünen “sanal” devletler koalisyonu, İsrael’i sanki eyleme zorlamakta! Kısa tarihi boyunca giriştiği savaşların hemen tümünde savunmada bulunmuş bu ülke namluyu acaba çevirecek mi korkusu yayılıyor gibi

 

Mark Dubowitz bu konuda “Hamaney geçen haftaki saldırıyla aslında hepimize bir iyilik yaptı" diyor: "Boşlukları doldurdu: (…) Bu, İsrail ile İran arasında bir savaştır. Sayın Biden, şimdi ortaya çıkanı örtbas edebilecek mi?”

 

*****

 

Daha ayrıntılı bilgiler için; yararlanılan kaynaklar

 

 

 

 

 







Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page