Dikkat ettiniz mi hiç, insanların farklı yaşlarda, sürekli konuştukları, dillerinden düşürmedikleri kalıplaşmış konuları olur. Mesela okuldayken sürekli derslerden ve öğretmenlerin not konusunda ne kadar cimri olduğundan söz edersiniz. Sonra büyürsünüz, konu döner dolaşır sürekli karşı cinse, evliliğe, düğüne, nişana falan gelir. Çocuk doğduktan sonra, özellikle kadınların tek konusu çocuk eğitimidir – inanın sırf bu yüzden birkaç arkadaşımdan “vazgeçmek” zorunda kaldım, çünkü sohbetlerimiz birer kısır döngünden ibaretti. Annemler sürekli rahatsızlıklardan ve kimin hangi hastalıktan kaç gün yattığından söz ederlerdi, çok sinirlenirdim. Ama kim bilir, gün gelir ben de bu konulara saplanıp kalırım?
Şimdilerdeyse sürekli aynı konu konuşuluyor etrafta, sebze-meyve fiyatlarının cep yaktığından söz ediliyor. Pazarda fahiş fiyatlara satılan Ayşe Kadın fasulyeye artık Ayşe Hanım denilmesi gerektiği ile ilgili espriler yapılıyor. Can eriğin kilosu 650 TL’yi görmüş bazı marketlerde. Gerçekten inanılır gibi değil! Biliyorum ki enflasyon sadece Türkiye’ye özgü bir konu değil ve biliyorum ki, iki seneyi aşkın süredir devam eden pandemi, bu sorunun dünya geneline yayılmasının en büyük sebebi. Hatta bu yazımı İsrael’den okuyan bazı okuyucuların, “Türkiye’deki de zam mı? Sen gel esas buradaki artışı gör!” dediklerini duyar gibiyim.
Olağanüstü ekonomik koşullar yaşıyoruz. Herkes durumdan şikâyetçi ve kısa vadede bir kurtuluş ya da çıkış yolu da gözükmüyor gibi. Marketteki etiketler borsadan hallice, her gün yükselişte! Bu gidişle sadece fasulyeye Ayşe Hanım demekle kalmayacağız. Mösyö Lahana, Madame Brokoli, Sir Alexander Pırasa, Kral Dometesius, Dolmaius Biberius gibi sözcükler de pek yakında gündelik konuşmalarımıza giriş yapacakmış gibi görünüyor. Her neyse, komik bir fıkra dolaşıyor dillerde, sizinle de paylaşayım, hiç olmazsa bu zamlı günlerde yüzünüz gülümser.
Yaşlı bir teyze, lüks otelin en üst katından iniyordu. Ara katlardan birinde asansör durdu. Kapı açıldı, genç ve güzel bir kız içeri girdi. Girmesiyle birlikte asansörü yoğun bir parfüm kokusu da doldurdu. Yaşlı teyze, parfüm kokusunu derin derin içine çekince Genç kız mağrur bir eda ile kadına baktı ve: “Giorgio Beverly Hills. En küçük bir şişesi 2.000 lira!” dedi. Biraz sonra asansör gene durdu. Gene çok şık genç bir kadın girdi. O da buram buram parfüm kokuyordu. Yaşlı teyze yine koklamaktan kendini alamadı. Yeni binen genç kadın da yaşlı teyzeye dönerek kibirli bir tavırla: “Chanel 5. Mini mini bir şişesi bile 2.500 lira!” dedi. Biraz sonra asansör yaşlı teyzenin ineceği katta durdu. Teyze asansörden çıkmadan büyük bir gürültü çıkartarak yellendi. Sonra da asansörde kalan iki alımlı genç kadına dönerek: “Ayşe kadın fasulye,” diye böbürlendi. “Kilosu 90 lira.”
Demem o ki, bazen sorunlar içinden çıkılamaz boyutlara ulaşınca en etkili yöntem mizah yoluyla başa çıkmaya çalışmaktır. Yüzünüzden gülümsemenin hiç eksik olmaması dileğiyle…
Comentários