“Ben 44 yaşındayım, oğlum 53” adlı ilk kitabı ile yazarlık hayatına başlayan Stella Treves sımsıcak bir aile öyküsü ile bizleri de derinden etkileyen bir hikayeyi kaleme alıyor. “Yüreğimiz Yarısı Liza” aslında bir döneme ışık tutuyor. Bir biyografik eser olmasına rağmen bir ailenin yaşamını dramını ve o ülkede yaşanan tarihi bilgileri harmanlayarak adeta bir destan yazılıyor.
Stella Treves, İzi Kohen’in sesinden yazmaya başladığı kitabında daha sonra ailenin diğer üyelerinden de tanıklıklar alarak kitabını zenginleştirdi. İzi Treves hikayeyinin aslına sadık kalınmasını kitapta gerçek dışı tek bir kelime bile gelmemesini istemektedir.
Stella Treves Şalom Dergi’sine verdiği röportajında “Biyografik romanı diğer türlerden ayıran özellikler nelerdir?sorusuna Bir kurgu romanda yazar tamamen özgürdür. Ne yazmak ne anlatmak istediğine karar verdikten sonra hikâyenin içine kendi yarattığı karakterleri yerleştirir. Onların kişilikleri ve özellikleri, yazarın hayal gücüne bağlıdır. Biyografide ise yazar, adı geçen kişileri ve konuları kendisine aktarılan şekilde yazmak zorundadır. Bence en önemlisi de hikâyeyi içselleştirebilmesi için yazarın empati duygusunun kuvvetli olması gerekir.” diyor.
Kitabı bir solukta okumanıza neden olan yaşanmışlıkların çarpıtılmadan aktarılmış olmasıdır.
Her ailede fedakar, aileyi sarıp sarmalayan, çözüm üreten ve çözümün bir parçası olan bir Liza mutlaka vardır. Özellikle Yahudi aile bağları göz önünde bulundurulduğunda Liza karakterinin herkesi ne kadar etkilediğini görmek mümkün. Bu hikaye bize hayatta her zaman umut olduğunu, sevginin her engeli aşabileceğini hatırlatıyor. Zor günlerden geçen her kişi Liza’dan etkilenecektir.
Haydi Liza’yı tanıyalım mutlaka biz de kendi hayatımızdan kesitler bulacağız.
Feride PETİLON

Comments