Yuval niye ağlattı?

Yuval Refael adı bazılarınıza aşina gelebilir, gelmeyenler için onu tanıtmak istiyorum. Çünkü büyük olasılıkla ileride adını çok duyacaksınız. Her yıl, TV 12 kanalında, Eurovision Müzik Yarışmasında İsrael’i temsil edecek adayı seçecek “Ha Kohav Ha baa le Eurovision” (Eurovision’a Geleceğin Yıldızı) adlı, birkaç ay süren bir program yayınlanır. Bu yıl 11.’si yayınlanan programın geçen haftaki 4.’sünde şansını deneyen bir adaydı Yuval Refael…

Programın sunucularından Assi Azar’ın, "Nova’dan hayatta kalan biri karşınızda" sözleriyle tanıttığı Yuval Refael sahnede yerini alırken, jüri üyesi ve şarkıcı İtay Levi, seyircilerden ayağa kalkmalarını ve ona alkış tutmalarını istedi. Raanana’lı Yuval Refael, Demi Lovato’nun “Anyone” şarkısını seslendirdi. İçtenlikle… duyumsayarak… gösterişten, yapmacıklıktan uzak…

Yuval yalnızlık ve içsel bir çaresizlik duygusunu güçlü bir şekilde dile getiren bu şarkıyı seslendirdiğinde olanlar oldu, ünlü müzisyenlerden oluşan seçici kurul üyelerinin hepsi, hatta seyirciler gözyaşlarını tutamayıp, ağlamaya başladılar. Nedenini daha iyi ifade edebilmem için “Anyone” şarkısının nakarat bölümünden birkaç dizeyi Türkçeye çeviriyorum:

“Yüz milyonlarca hikâye / Ve yüz milyonlarca şarkı / Şarkı söylerken aptal hissediyorum / Kimse beni dinlemiyor / Kimse dinlemiyor / Yıldızlara konuşuyorum /Ama hep yanlış anlıyorlar / Dua ederken aptal hissediyorum / Neden lanet olası dua ediyorum ki? / Eğer kimse dinlemiyorsa / Biri, lütfen bana birini gönder / Tanrım, var mı birisi? / Birine ihtiyacım var, oh / Biri, lütfen bana birini gönder / Oh, Tanrım, var mı birisi? / Yüz milyonlarca hikâye / / Kimse beni dinlemiyor / Kimse dinlemiyor…”

Bu şarkı sözlerinin neyi çağrıştırdığını hepimiz duyumsuyoruz. “Anyone” şarkısı ile müthiş bir performans sergileyen 23 yaşındaki Yuval, 7 Ekim’deki o kara cumartesi günü teröristlerin saldırısına uğrayan Nova müzik festivaline katılmıştı. Sekiz saat boyunca bir sığınakta (migunit) saklandı. Bu süre zarfında, Hamas teröristleri sürekli olarak sığınağa gelmiş, el bombası atmış ve her yana ateş açmıştı.

Yuval öldürülen gençlerin bedenlerinin altında kaldı. Telefonda; “Baba insanlar benim üstümde ölüyorlar” sözleriyle fısıltıyla yardım dilenirken, babası; “ölü gibi dur kızım” öğüdünde bulundu. Böylece genç kız çaresizlik içinde, uzun saatler boyunca, kımıldamaksızın, ölü gibi davrandı. Sığınakta 50 kişi vardı, aralarından yalnızca 11'i hayatta kaldı.

7 Ekim günü yaşadığı kâbusun ardından Yuval Refael travmaların karanlığında kaybolmaktansa, yüzünü geleceğe çevirdi ve yaşamı seçti. Onu ayakta tutan müzik oldu, oysa Yuval daha önce hiç profesyonelce şarkı söylememişti. Hayata tutunmasının diğer bir nedeni, bir 7 Ekim mağduru olarak, ülkesi dışında, her forumda İsraeli savunmaktı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde yaptığı konuşma ile yaşadıklarını dünyaya duyurmaya çalıştı.

Jüri üyeleri ile tüm seyircileri ağlatan Yuval Rafael, "Eurovision’a Geleceğin Yıldızı" yarışmasına sarsıcı bir hikâye ve güçlü bir sesle katıldı. Aslında orada dökülen gözyaşları, bir bakıma halen Gazze’deki 101 rehinenin “Haydi! 7 Ekim'de yapamadıklarınızı yapın; bizi buradan çıkarın!” çağrısının bir ifadesiydi…

“Ha Kohav Ha baa le Eurovision” (Eurovision’a Geleceğin Yıldızı) programına her yıl bir öncekinden daha da yetenekli adayların başvurduğuna, bu küçücük ülkede müzik alanında ne denli yüksek oranda beceri sahibi gençlerin bulunduğuna tanık olmak gerçekten şaşırtıyor. Eminim bu yarışmanın finallerine doğru Eurovision’a katılmaya layık birden çok genç göreceğiz.

Görünüşe göre, Yuval Refael’i tanımakla belki de İsrael’in Eurovision 2025 temsilcisiyle tanışmış olduk. İsviçre’nin Basel kentinde gerçekleşecek Eurovision Müzik Yarışması sahnesinde Yuval Refael güzel sesini duyurmanın yanı sıra, yaşanan soykırıma rağmen, Nova’da hayatta kalan bir genç olarak oradaki varlığı ve duruşuyla yeniden şarkı söylemenin ve dans etmenin mümkün olduğunun kanıtı olacak.

Aşağıda iki link paylaşıyorum. İlki Yuval Refael’in yarışma sırasında “Anyone” şarkısını seslendirdiği kısacık bir film… İkincisi ise yine Yuval’in 7 Ekim günü yaşadıklarını kendi anlatısıyla dinleyebileceğiniz bir film.