top of page

Yaşanan karmaşa herkesin malumu





Televizyonda yurt dışına seyahat etmek isteyenlerin çektikleri cefayı izliyorum. İnanılmaz görüntüler. Güvenlikten geçip havaalanına girmek için bina dışında bekleyenlerin oluşturduğu kuyruklar uzayıp gidiyor. İçerisi mahşer yeri, bekleyenlere soruluyor, en az dört saattir beklemedeler, henüz kontuarlara ulaşamamışlar




Bekleyenlerin arasında küçük çocuklu aileler, yaşlı insanlar var. Temmuz ayında İsrael’den seyahat edeceklerin sayıları 1,7 milyon, yaz ayları içinde bu rakam 5 milyona ulaşacakmış. Bir ülke düşünün ki nüfusunun yarısından fazlası seyahat ediyor.


Bu durumun yaşanacağı öngörülmedi mi? Ocak ayından itibaren seyahatlerde korona yüzünden uygulanan tedbirler aşamalı olarak kaldırıldı, ilkin aşı belgesi sonra PCR istenmez oldu, maske mecburiyetine son verildi. Pesah’ta tehlike çanları çalıyordu. İki yılı aşkın bir süredir evine kapanan halk seyahat etmenin özlemi içindeydi. Seyahat bir yaşam kültürüdür ve günümüzün insanı bundan yoksun kalmak istemez. Yaz aylarında bu duruma gelineceği belliydi. Her gün 70-80 bin kişi havaalanından giriş ve aynı sayıda yolcu da çıkış yapıyor.


Diğer yandan havaalanlarında yer ve güvenlik işlerinde çalışanların çoğu “Halat”a (izne) ayrıldı. Personelin büyük kısmı ya başka bir sektöre kaydı ya da uzun süre çalışmadan para aldı. Korona öncesi 4.500 olan personel sayısı şimdilerde üç bine indi. Her yeni elemanın en az üç- dört aylık bir eğitimden geçmesi gerekiyor. Durum öyle olunca da önümüzdeki günlerde ne denli bir düzelme beklenebilir bilemiyorum.


Peki bu durum yalnız İsrael’e mi özgü? Dünyanın pek çok havaalanı aynı sıkıntıyı yaşıyor. Uçuşlar iptal ediliyor veya uzun gecikmeler oluyor. İnanılmaz sayıda bagaj sahibini bulmuyor. Bazı ülkeler hizmeti daha fazla aksatmamak için yolcu sayısını sınırlıyorlar. Bu da bilet ücretlerinin artmasına neden oluyor. Ladino lisanında bir deyim vardır; “ketana por sehora”. Nerde ise seyahate gitmek bir eğlenceden çok sıkıntıya dönüştü.


Diğer yandan yuva ve okullar grevdeydi. Eğitim Bakanı Yifat Shasha-Biton taraflar arasında herhangi bir ihtilafın kalmadığını, ücret artışlarında da anlaşma sağlandığını açıkladı. Mesleğe yeni başlayan bir öğretmenin aldığı 7 bin şekel gerçekten Avrupa standartlarında çok düşük, oysa kıdemli bir eğitimci 15 bin şekele ulaşıyor. Bu alanda sosyal adalet gözetilmezse öğretmen kadrolarından kaçış devam edecek.


Ve son olarak da otobüs şoförlerinin grevi.

İsrael halkı üç yılda beşinci kez seçime gidiyor.

Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra İsrael'de ortalama yaşam süresi 82,2 yıl. Yaşam süresi beklentisinin dünyada en yüksek olduğu ülkelerden biri İsrael… Savaşlara ve teröre rağmen…


Yahudisi, Arabı, dindarı, laiki, Hıristiyanı, Sefaradı, Ashkenazı, LGBT’lisinin bir arada özgürce yaşadığı dünyanın örnek ülkesi…














Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page