Temel farklılıklardan biri Metaverse kelimesinde saklı. Facebook’un yaratıcısı Zuckerberg’in başını çektiği bu teknolojik gelişme sanal dünyamızı iki boyuttan üç boyuta taşıyacak.
Bugün artık iki boyutlu sanal dünyayla haşır neşir olmayanımız kalmadı gibi. Yok zoom’du, yok hergün yenisi çıkan uygulamalardı derken hepimiz hayatımızın bir kısmını sanal dünyada geçiriyoruz.
Üç boyutlu görüntüsü nedeniyle Metaverse/ Kainatötesi ile sanal dünyamız gerçek yaşamımızla yarışacak adeta. Düşünün ki dışarısı kar fırtına, canınız dışarı çıkmayı hiç mi hiç arzulamıyor. Ama “satınalma modu”nuz da fena halde geldi. Arkadaşınız Jaleyi de çoktandır görmediniz. Siz Nişantaşı’nda evinizde, Jale Bostancı’daki evinde, Metaverse dünyasında buluşacak, kolkola girip, birlikte seçtiğiniz AVM’ye girip, beğendiğiniz kot pantalonu deneyip Jale’nin de onayını aldıktan sonra, onu gerçekten satın alabileceksiniz.
(Ve ürün 48 saat içinde bir drone vasıtasıyla bahçe veya balkonunuza teslim edilecek.)
Sonra aylık birikmiş dedikodularınız için Saray muhallebicisine girip karşılıklı oturdunuz. Oraya kadar herşey adeta gerçek yaşamdaki gibi. Ama ısmarladığınız tavukgöğsü size ne kadar zamanda ulaşabilecek diye soruyorsanız... işte onu bilemiyorum.
Hologramlar da, yapay zeka ile işbirliğinde, yaşamımıza daha çok girecekler. Muhtemelen çok uzak olmayan bir gelecekte kırk yıl evvel kaybettiğiniz büyükannenizle veya hayranı olduğunuz Elvis Presley ile görüntü ve orijinal sesleriyle sohbet edebileceksiniz. Metaverse dünyasının aksine burada özel gözlüğe falan da gereksiniminiz yok!..
Metaverse yaşamınızı ikiye katladı zira gerçek yaşamınıza bir de sanal yaşamınızı eklediniz. Artık seksenli, doksanlı genç (!) yaşlarda ölmek istemiyorsunuz. Daha çok yaşamak istiyorsunuz. Merak etmeyin onun çaresi de yolda. Tıp, biotek ve anti aging teknikleri sayesinde yaşlanmamız yavaşlatılacak. Üç boyutlu yazıcılar yaşlanan, aksayan parçalarımızı değiştirmemizi kolaylaştıracaklar.
Belki ölümsüz olmayacağız, belki bir nebze biyonik insana benzeyeceğiz ama çok daha uzun yaşayacağız. Bio hacking teknolojileri, yapay vücut parçaları yaşamımızı uzatacak.
Sentetik biyoloji de yaşamımızı değiştirecek. Kimya, moleküler biyoloji, yapay zeka, machine learning/öğrenen makine, bilgisayar ve mühendislik disiplinleri birleşip, geleneksel kimyanın sentezleyemediği molekülleri yaratacak. Ve tahminlere göre 2030’lu yıllarda bu moleküllerden oluşan ürünler hepimizin yaşamına şu veya bu şekilde girecek.
Tamam biz yaşam süremizi uzattık ama bu sefer de dünyanın hali berbat, çok kirleniyor, sürdürülebilirliğini süratle kaybediyor. Biz yaşarız da ya dünyamız yaşamazsa diye merak ediyorsanız.. etmeyin, o konuda da çalışmalar var.
İsrael de bu konuda öncü ülkelerden biri.
Çevre kirliliği, küresel ısınma ve iklim sorunları tüm dünyanın olduğu gibi İsrael’in de gündeminde. Enerjinin daha tutumlu, daha akıllı ve temiz kullanılması çok önemli ekoloji konusunda.
Daha temiz ve yeşil bir dünyaya sahip olabilmek için kullanılan teknolojilerin tümüne klintek, (clean tech) veya grintek, (green tech) adı veriliyor. (İsraelde klintek alanında çalışan 400 şirket mevcut.)
Ekolojik sorunların çözümü için değişik uygulamalar var.
Yenilenebilir enerji tüketimi, (rüzgar, güneş, geotermal, biokütle gibi), geleneksel enerji kaynaklarımızın yerini aldıkça yerküremiz nefes alabilecek. Yapay zekanın desteğiyle de denizler ve okyanuslar da bu yeşil enerji konusunda katkıda bulunacaklar. (Tahminlere göre yılda 300 milyar dolarlık bir yatırım sözkonusu bu alanda.)
Bir örnek vermek gerekirse İsrael’in Ormat şirketi dünya çapında özellikle geotermal enerji konusunda hizmet veriyor ve 11 milyar şekele yakın bir değere sahip.
Su arıtma da çok önemli sağlıklı bir yerküre için. Son gelişmelerle biyolojik çözümler de önemli katkıda bulunacak bu konuda.
Bir diğer çalışma alanı da zehirli artıkların halledilmesi, çöplerin geridönüşümü veya enerji üretiminde kullanılmaları, karbon dioksit emisyonlarının asgariye indirilmesi ve gerektiğinde bunların depolanması.
Dünyanın bir diğer sorunu da nüfusumuz artarken onu besleyecek tarım alanlarının giderek azalması.
Ona da çözüm getiriliyor. Diyelim ki ilk defa Singapur’dasınız ve Singapurlu karşılayanınız ile otosunda seyahat ediyorsunuz. Size “şu marul tarlasının boyuna bakar mısın?” derse eğer, yanlışlıkla yatay bakıp tarla aramıyasınız sakın. Yukarıya, gökyüzüne doğru bakın. Marullar ve diğer sebzeler artık kat kat, dikine yetiştiriliyor bu ülkede. (ve yakında pek çok ülkede…)
Enerjinin çok tüketildiği alanlardan biri de ulaşım. Bu konuda da önemli değişiklikler göreceğiz önümüzdeki yıllarda. Elektrikli araçlar giderek artacak. Ülkemizdeki Elektrion şirketi, örneğin, elektrikli yol yapımı teknolojisi geliştiriyor. Buna göre elektrikli araçlar bu yolda seyahat ederken otomatik olarak şarj edilecekler. Dolayısıyla şarjdan şarja mesafe sorunu da çözülecek bu araçlar için.
Elektrikli araçlarla kimyanız uyuşmadıysa, Dubai’de halen uçan otomobiller üzerinde çalışılıyor. Bekleyin beş on sene belki de işyerinize artık uçan otonuzla gidersiniz.
Uzun lafın kısası eğer bir insan bugün yaşama veda edip de elli sene sonra tekrar dönmek isterse bu yeni dünyayı tanımakta çok zorluk çeker gibime geliyor. İyisi mi ayağınızı sıkı basın yere!
Comments