Geçtiğimiz günlerde aşağıdaki yazımı kaleme aldım. Bitirdim. Hafızaya aldım.
İki gün evvel ise Yapay Zekâ (AI) uygulaması Bing’e bu konuyu sorup cevabını aldım.
Şimdi size ilk önce kendi hazırladığım -doğal zeka! - yazıyı sunayım:
...........
3000 şekel cebinizde
Her aybaşında banka hesabınıza otomatikman üç bin şekel yatacak.
Siz hiçbir şey yapmadan,
İster miydiniz?
Bu sistemin fizibilite etüdleri ve denemeleri bir çok ülkede, ki bunlara İsrael de dahil, bir süredir yapılıyor.
Sistemin adı “Evrensel Temel Gelir”, (Universal Basic Income)
Buna göre her yurttaş, varlıklı veya işsiz, hiçbir yükümlülüğe bağlı olmadan, her ay belirli bir gelire sahip olacak. Şartsız.
Amaç her vatandaşın temel gereksinimlerini karşılamak ve asgari bir gelir düzeyi yaratmak.
Bir yandan Covid-19’un etkileri, diğer yandan da yapay zekanın, (AI), önümüzdeki yıllarda pek çok kişiyi işsiz kılma olasılığı da bu konudaki çalışmaları tetikledi sanki.
Covidin etkileri derken, pek çok genç pandemi nedeniyle işsiz kaldı, kısmi çalışmalar veya evden çalışmalar başladı; freelance çalışanlar arttı. Sonuç olarak özellikle gençlerde sabit olmayan bir maaş durumu yaratıldı. Çok genç zaman zaman gelirleri düşebildiğinden bu ETG fikrini daha da destekler oldu ve politikacılara yeni bir oy potansyeli doğdu böylece…
Olaya memleketler açısından bakarsak:
Konu Almanya’da toplum tarafından geniş ilgi ve beğeni topluyor.
Ayda 1200 avroluk bir ETG önerisi toplumun yüzde 53’ü tarafından destek gördü. Öneriye göre Almanya’da son beş yılda ikamet etmiş olmak bireye otomatikman bu hakkı tanıyor. (Yurttaş olmasanız da!)
Olayın Almanyadaki mali boyutu 800-900 milyar avro cıvarında. Nerden gelecek bu para?
Alaska bu bağlamda daha şanslı. Hükümet 1976 yılından beri her yıl sakinlerine temettü dağıtıyor. Paranın kaynağı petrol dışsatımı. (Yani haydan geliyor, gerekirse huya gidebilir!) Hapise girmemiş olmanız ve Alaska’da bir yıl ikamet etmiş olmanız size bu hakkı kazandırıyor.
Hindistan, Finlandiya ve Kanada’daki denemeler sistemin sağlık ve fakirlikle mücadele konularında yararlı olduğunu gösterdi. (Ve düşünün ki Hindistan ve Kanada/Finlandiya son derece değişik toplumlar!)
Finlandiya iki senelik bir deneme sürecinde iki bin yurttaşına ayda 560 avroluk bir maaş bağladı. Ancak ülke iki senelik bu deneme süreci sonucunda sisteme devam etmeme kararı aldı.
İsviçre bu konuda referanduma gitti,- sık sık yaptıkları gibi. Ve öneri yüzde yetmişyedi gibi bir çoğunlukla reddedildi.
Değişik ülke vatandaşlarının sosyo ekonomik durumları denemelerde ilginç sonuçlar sergiledi.
Örneğin Hindistan, Namibia ve Uganda gibi göreceli geri kalmış toplumlarda hastalıklar azaldı, öğretim gören çocuk sayısı arttı, üretim yükseldi ve işgücüne katılanlar da arttı.
Öte yandan ABD ve Kanada gibi gelişmiş ülkelerde, az da olsa, çalışmak isteyenlerde azalma görüldü. (Ama Finlandiyada tersi oldu).
Önümüzdeki günlerde deneme İngiltere’de, Londra’nın kuzeyindeki bir semtte 30 kişi üzerinde yapılacak ve yetkililer sistemin bireylerin yaşayışı üzerinde nasıl bir etki yaratacağını gözlemliyecekler. Bu, ülkenin ilk ETG/ UBI denemesi. Deneyimin daha bilimsel olabilmesi ve karşılaştırma imkânı için yine 30 kişilik, sisteme dahil edilmeyen bir grup da aynı gözleme tabi tutulacak. Otuz kişilik deney grubundaki her birey ayda 1600 paundluk bir gelirin sahibi olacak.
İskoçya olayın fizibilite etüdlerini yapıyor. Amaç 2030 yılında hiçbir İskoçyalının asgari bir gelir düzeyinin altında olmaması.
Sistemin savunucuları bunun fakirliğe ve açlığa bir çözüm olduğunu, işsizlik konusunda da yardımcı olacağını dile getiriyor. Bireylerin böylelikle ailelerine, toplumsal olaylara, çevre sorunlarına (iklim gibi) daha çok zaman ayırabileceklerini de ekliyorlar. Bir diğer artı da bireylerin kendilerine güvenlerinin artması.
Sisteme karşı olanlar ise bunun tembelliğe verilmiş bir prim olduğunu, devletlerin böyle bir yükü kaldıramayacaklarını veya son derece pahalıya mal olacağını belirtiyorlar. Vergi baremlerinin yüklü bir şekilde artmasının gerekliliğinin de yatırımcı ve girişimcileri olumsuz yönde etkileyeceği kesin. Vergi ve sosyal güvenlik sistemlerinde olağanüstü değişikliklere gidilmesinin elzem olacağı da ayrı bir eksi. Bir diğer sorun da geri kalmış ülkelerden ETG uygulayan ülkelere büyük bir göç dalgasının oluşma olasılığı.
Kavramın tarihçesine bakacak olursak geçmişte fikri savunanlar arasında Milton Friedman ve Martin Luther King, günümüzde ise Mark Zuckerberg ve Elon Musk gibi isimler var.
Yazımı buraya kadar okuduysanız sevgili okurum, yapay zeka uygulamasının aynı konudaki yazısını şimdi değil de, reklamlardan sonra, pardon haftaya sunacağım.
Karşılaştırmayı sizler yapacaksınız.
Comments