
Dünyamızın karşılaştığı en önemli sorunlardan biri küresel ısınma. Küresel iklim krizinin yanı sıra, gelişen teknolojinin beraberinde getirdiği diğer bir tehdit de insanlar arasındaki iletişimsizlik ve bölünme.
Her birimiz az veya çok elimizde tuttuğumuz o küçücük cihazın tutsağı durumuna dönüştük. Yaşantımızı cep telefonlarımıza bağımlı olarak sürdürüyoruz.
Sosyal ağlar anında, doğru / yanlış, sayısız haber ve bilgi akışı sağlarken yapay zekâ gün be gün hayatımıza daha çok giriyor. Bizler uzun bir yazıyı okuma, üç dakikadan fazla süren bir videoyu izleme sabrını yitiriyoruz.
Bu durumda kişiyi en çok etkileyen kısa, çarpıcı, bir çırpıda okunup hedefe anında ulaşan cümleler veya görüntüler oluyor. Düşünmeye fazla vakit yok, düşman belli, “öteki” … Namlunun ucunda o var… Bu biz dinazorlar için daha az geçerli olsa da (y) ve (z) kuşakları için kesin öyle.
Cumhuriyetçi ya da liberal bir demokratsınız, solcu veya sağcı, Bibici ya da anti Bibici… O zaman baştan koşullanmış olan zihinler karşı düşünceleri anında reddetmeye hazır. Biat kültürü yaygınlaşıyor, insanlar kimi zaman bağnazca savundukları görüşler için her şeyi göze alabiliyor, hatta öldürmeyi bile. İgal Amir, Yitshak Rabin’i katletmedi mi? Böylece kamplaşmalar yüzyılımızın en ölümcül sorunu haline geliyor, toplumları ikiye bölüyor. Ve bundan çıkar sağlayan güçler var.
Düşünsenize bir görüşü savunmak, karşı tarafı inandırıcı bir şekilde ikna etmek ne denli zordur. Hataları kabullenmek, çözümler üretmek yerine sorunların kaynağı olarak ötekini suçlamak tabi ki çok daha kolay. Ekonomi kötüye mi gidiyor?.. sorumlusu solcular… Ve de basın. Gerekli zamanda gerekli kararlar alınamıyor mu?.. Sorumlusu elit kitle ve yargıçlar. Bu liste böyle uzayıp gider.
Yüzyıllar boyu her türlü salgın hastalıktan, felaketten Yahudiler sorumlu tutuldu. Günümüzde ise ekonomik kriz mi var? Sorumlusu siyonistlerdir… Savaşta insanlar mı ölüyor?..Sorumlusu terörist Hamas saldırganları değil, yine Siyonist İsrael devleti.
İç politikada da durum aynı. Şamir ve Peres birbirlerini sevmezlerdi, ancak ülkeyi ekonomik krizden çıkarmak için bir araya gelmeyi bildiler. Keza Rabin ve Peres de rakipti, ancak ülke için yan yana mücadele ettiler. Bugün ise durum ne kadar farklı? Pompalanan nefret… entrikalar… içinde bulunduğumuz savaş durumunda bile halkı kamplaştırdı.
Zor bir dönemin içine giriliyor, sonunda rehineler evlerine dönebilecekler, bundan mutluluk duymamak mümkün değil. Yine de endişeliyiz çünkü sağlık durumları, kaçının sağ, kaçının ölü olduğu, bilinmiyor. Her hafta başı nefesimizi tutup bekleyeceğiz. Ailelerin durumlarını düşünmek bile istemiyorum.
Ya sonra? Bizleri yönetenler ve muhalefet kamplaşmayı, siyasi oyunları, politik hesapları bir kenara bırakıp el ele vererek yaraları sarmayı başarabilecek mi? Geçmiş hata ve ihmaller araştırılacak bundan dersler çıkarılacak mı? Yeniden beyaz bir sayfa açılabilecek mi? İnanıyorum bunu da başarabileceğiz.
Yakup BAROKAS
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.

Comments