Bu hafta iki Yosef’ten ve iki kıtlık hikayesinden söz etmek istiyorum.
“Yosef Ha-Tsadik” ve “Yosef (Joseph) Stalin”..…..
“HOLODOMOR” – “Açlıktan Ölüm” anlamına gelir. Ukrayna’da, suni olarak yaratılan kıtlık sebebiyle yaklaşık dört milyon insanın öldüğü olaylara verilen addır.
Bu ikinci Yosef’in hikayesidir. Rusya'nın geri kalanını beslemek için yiyeceklerini çaldığı için milyonlarca Ukraynalı köylünün ölmesinden onun sorumlu olduğu iddia ediliyor. Bazı tarihçiler onun, nefret ettiği Ukrayna halkını kasıtlı olarak yok etmek istediğini söyler.
İlk kıtlık hikayesi ise Firavun'un zamanında Antik Mısır'daydı. Yosef hızlı düşünür ve kıtlık önlenir. Ancak bunun sonucunda aç insanlar biraz yiyecek bulabilmek için kendilerini köle olarak satarlar.
Biri alçaklık diğeri ise ileri görüşlülük eylemi.
Ne var ki; Yosef’e karşı yapılan suçlama, özgür bir halkı tam bir esarete mahkum etmiş olduğudur. Oysa bu pasajı ön yargısız şekilde okuyanlar, bu suçlamanın tamamen asılsız olduğunu göreceklerdir.
Yosef Mısırlılar’a asla kendilerini esir olarak satmalarını önermemiştir. Onlar kendileri bu planı tercih etmişlerdir; 47:19’da şöyle yazmaktadır: “Canımıza ve toprağımıza karşı bize ekmek ver, toprağımızla birlikte firavunun kölesi olalım.”
İnsanlardan beşte birlik vergi alırken, Yosef kölelikle ilgili herhangi bir imada bulunmaktan dikatle kaçınmaktadır. 47:23’te şöyle yazmaktadır: “Canımızı kurtardın. Efendimizin gözünde lütuf bulalım. Firavunun kölesi oluruz” dediler.
İşte bu pasajda da Mısır’ın nasıl bir KÖLE ÜLKESİ haline dönüştüğü anlatılmaktadır. Yosef Mısırlıları köle yapmadı, onlar kendileri buna gönüllü oldular.
Yaptığımız inceleme Yosef’in yüksek standartlı bir devlet görevlisi olduğunu göstermektedir, ancak henüz bütün bunların Bene-İsrael halkının hikayesini nasıl etkilediği sorusunu cevaplamadık.
Tora’da Mısır döneminin etkisi anlatılmaktadır ancak bunun amacı onların yasalarının ve adetlerinin taklit edilmesi değildir.
Tam aksine! Mısırlıların köleliğe eğilimli davranışları şiddetle kınanmaktadır. Önce bedenlerini esir etmişler, sonra da ruhları esir olmuştur.
Vayikra 25:23’te şöyle yazmaktadır; “Arazileriniz temelli olarak satılamaz çünkü topraklar Bana (Tanrı’ya) aittir. Sizse yabancısınız, konuğumsunuz”. Kölelikle ve Yovel yılı ile ilgili konular tekrar tekrar vurgulanmaktadır.
Devamında; “Çünkü İsrailoğlulları benim kullarım, Mısır'dan çıkardığım, esaretten kurtardığım kendi kullarımdır!” (Vayikra 25:55)
Bu nedenle Tora’nın bir önceki cümlesinde şöyle denmektedir: “Bu yollardan özgürlüğüne kavuşamasa bile, özgürlük yılında (yovel) çocuklarıyla birlikte özgür olacaktır”.
Amerika’lı büyük bir politik ekonomist olan Henry GEORGE, 1878 yılında Moşe’yle ilgili konuşmalarında ilginç bir uygulama yaparak, Yahudi ve Mısır düşünce şeklini karşılaştırmıştır.
Yahudi yönetim biçimi şekle değil niteliğe odaklanır. Mısır yönetim şeklinin eğilimi itaat ve baskıyken, diğerininki bireysel özgürlüğe dayanır.
Henry George “Antik zamanların en güçlü ve şaşaalı despotluğundan en özgürlükçük cumhuriyet gelmiş, kayalardan oyulmuş Sfenks’in pençelerinden insani özgürlüğün dehası doğmuştur”. diye ifade eder.
Yosef, Diaspora’da yabancı devletlere ve toplumlara olağansütü hizmetler veren sayısız Yahudi insanın ilkidir. Bu kişilerin neredeyse hepsi Yosef’in kaderini izler.
Mısır’da, Yosef’i tanımayan yeni bir kral tahta çıktı.
Sevgilerimle - Shabat Shalom
Rabi. Yishak BİLMAN (z”l) & Moşe PASENSYA
Comments