1934 yılında, iki yaşlarında bir çocuk ailesiyle birlikte İsrael’e göç eder. Tel Aviv’in güneyinde bir semte yerleşen bu aile İsrael’in uzay alanında en iddialı isimlerinden birini yetiştireceklerini herhalde rüyalarında görseler inanamazlardı.
Oğulları Hayim Eşed parlak bir öğrencilik hayatının ardından İsrael Uzay Programının kurucusu ve müdürü olarak mesleğinin zirvesine ulaşır. Bu arada bugün bile açıklanması yasak bazı projelerdeki üstün başarısı nedeniyle değişik ve çok değerli ödüller alır. Hatta bir ara İsrael’in ilk astronotu olma olasılığı gündeme gelir, ancak İlan Ramon bu göreve seçilince, Eşed üzülür ama hayatta kalır. (Bilindiği gibi İsrael’in ilk astronotu olan Ramon uzay dönüşü gemisinin patlaması sonucunda yaşamını yitirir). Bugün 81 yaşında bir emekli olan Profesör Eşed işte esas şimdi yaşamdaki en büyük tutkusuna dört elle sarılır ve başlıkta adını verdiğim kitabı yazar: “Ufkun Ötesindeki Evren”
Sevgili okuyucum, eğer uçmaya, (sadece soyut anlamında) hazır değilsen yazının bundan sonrası sana göre değil. Bırak kalsın.
Profesör Eşed son derece ciddi bir şekilde evrende yalnız olmadığımıza kani. Ve “Galaksiler Federasyonu”nun sırf biz dünyalıları paniğe sokmamak için bu konudaki bazı bilgilerin açıklanmadığını iddia ediyor. İddiaların İsrael Uzay Programının kurucusu ve uzun yıllar başındaki adamdan gelmesi, bu eksantrik söylemin kenara itilmesine engel oluyor .
İddialarının “değişik”liğini kendi de itiraf ediyor ve “bu söylediklerimi beş sene evvel akademik çevrelerde dile getirseydim, beni akıl hastanesine kapatırlardı; ama bugün durum değişti” diyor.
On senedir uzaylılara odaklanan Eşed, Yediot Ahronot gazetesinin bu hafta sonu ekinde ilginç açıklamalarda bulunuyor. Başkan Trump’ın kurduğu “Uzay Kolu”nun Pentagona bağlı olduğunu ve “atmosferde ve uzayda açıklanamayan hareketler”e odaklandığını söylüyor.
ABD’nin Utah yöresi uzaylıların tercihi. NASA ve MIT Üniversitesi bilim adamları o bölgeye en ileri teknoloji gözlem aletlerini yerleştirmişler. Eşed’in anlattığına göre gözlemlenenler akıl dondurucu.
Birtakım ışıklar gözlemleniyor. İnanılmaz ivmeler, yerçekiminden soyutlanmış hareketler, belirsiz bulut şeklinde cisimler, çıplak gözün göremeyeceği şeyler.
Ancak yerleştirilen ileri teknoloji aletler bunları algılayabiliyor. Ve bu “uzaylıların” bir sığır sürüsüne saldırıp kan ve organ aldıkları belirleniyor ama yerde hiçbir kan izi yok; sadece sığırların üstünde lazerle kesilmiş gibi duran yaralar var.
Tekrar edeyim. Bu gözlemleri onaylayanlar NASA ve MIT profesörleri.
Diğer bir iddia ABD başkanlarından Truman, Eisenhower ve Nikson’un da bu konularda bilgili oldukları ve hatta Nevada’da onlara gizli bir üs tahsis ettikleri. Buna karşılık uzaylılardan “ yerçekiminden arınma” teknolojisini istedikleri ve bunu da elde ettikleri.
ABD’nin dışında Rusya, Çin, İngiltere ve Japonların da bazı sırlara ortak oldukları ancak “Galaksiler Federasyonu”nun isteği üzerine bilgilerin kamuoyu veya başka devletlerle paylaşılmadığı. Sebep ise biz dünyalıların paniğe kapılmaması…
Düşünün bir: ABD başkanı böyle bir açıklama yaptığı anda Amazon ve Google hisseleri nerelere düşer? (Tabii bu cümlem gidin hisselerinizi hemen satın anlamına gelmiyor!)
Diğer bir iddia da uzaylıların dünyada muhtemel bazı nükleer savaşları durdurdukları, örneğin ABD /Küba domuz körfezi krizi…
Eşed evrenin değişik yörelerinde değişik yaşam şekillerinin bilim adamlarınca tespit edildiğini de sözlerine ekliyor.
Olayın seyahat boyutlarına gelince, (Covid-19’u yok farzedin).
Biz onlara ulaşamıyoruz ama onlar bize gelebiliyor. Nedeni, seyahat teknolojisindeki farklılığımız.
Onların teknolojilerinde büyük uçan şehirler gibi devasa uzay araçları var.
Bunların yarattığı bir hava kabarcığı “zaman- mesafe” kavramını saf dışı bırakıyor. Hareket eden uzay aracı değil, aramızdaki “mesafe- zaman” kavramı oluyor. (burasını anlamadıysanız üzülmeyin, ben de anlamadım!) Bu konsept, Eşed’in dediğine göre, zaten izafiyet teorisi ile de bağdaşıyor. (Şimdi rahatlamışsınızdır!)
Kara delik, İsviçre’deki CERN deney merkezi de bu açıklamalarda bahsi geçen terimler ama iyisi mi ben sizi bunlarla yormayayım şimdi.
Yerküremizin geleceği konusunda Eylon Mask ve Yuval N. Harari gibi “kutu dışı düşünen” kişilerle aynı görüşte Profesör Eşed. Davranışlarımızın dünyanın sonunu yakınlarda getirebileceğine ve şimdiden evrenin başka yörelerinde kendimize ev aramamızın iyi olacağı görüşünde…
Önemli not: Profesör Eşed Türkiye doğumlu olup, yakında İYT olarak açıklayacağımız “ İsrael’e Üstün ve Kalıcı katkıda bulunmuş Türkiyeliler” listesine adaydır.
Comments