top of page

Tu lo kulpas Raşel




Ladino dilindeki bu popüler deyimi çoğunuz bilirsiniz. Sözlük tercümesi “suçlu olan sensin Raşel” olmakla birlikte genelde hiç bir suçu olmadığı halde suçlanan birisi için kullanılır.

Başlıktaki Raşel “Kulüp” dizisinden tanıdığımız Aysel/Raşel değil tabi. (Bence o gerçekten de oldukça suçlu ama neyse, konumuz o değil!) Başlıktaki “suçlu!” Raşel, sözünü edeceğim konuda, (Hamas’la son günlerde yaşanan gerilim), gerçekten de suçlu olmayan yaşadığım ülke, İsrael.


Birkaç haftadır Hamas alışılagelmiş provokasyonlarını tekrar servis etmeye başladı. Gençlerini, hatta çocuklarını hududa yollayıp yanan balonlar, molotof kokteylleri, her türlü taciz, (sınırın öte yanındaki askerlerimize) gibi metodlarla İsraelli askerlerin müdahale etmesine davetiye çıkartmak ve mümkünse kendi tarafında kayıplara yol açarak bu malzemeyi dünya ve kendi kamuoyunda kullanmak. (Her zamanki gibi esas suçlu kendi olduğu halde, “zavallı”yı oynamak).


Hamasın yeni provokasyonlarının nedeni aslında tamamen Katar’a bağlı, “Raşel”e değil!

2012 yılında Gazzeyi ziyaret eden Katar Emiri Hamas yöneticilerine 400 milyon dolarlık bir mali destek vaad etti.

Halen Katarın Hamasa aylık 30 milyon dolarlık bir “destek paketi” var.

Üçte biri muhtaç ailelere yardım, diğer bir üçte biri yakıt için, son on milyon dolar ise Hamas görevlilerinin, (elli bin kadar kişi), aylıkları için.


Geçtiğimiz aylarda Katar, Hamas görevlileri için ayırdığı on milyon doları tek taraflı bir kararla üçe indirdi. Dolayısıyla Hamas çalışanları normal maaşlarını alamaz oldular. Sosyal medyada tenkit ve öfkeler artınca, kızgınlıklar giderek had safhaya ulaşınca, biriken toplum basıncını başka kanallara yönlendirmek isteyen Hamas yöneticileri çareyi nerde arayacak?.... Raşel’de.


Gençleri provoke edip, (ki bu zaten çok kolay), sürersin İsrael hududuna, verirsin ellerine yakan balonları, molotofları, taşları, başlarsın hudut bölgesine yakın halkı ve güvenlik güçlerini taciz etmeye. Yanar balonlarla yakabildiğin kadar yer ve bilhassa tarım alanı ve koruluk yakarsın. Edebildiğin yerlerden İsrael güvenlik güçlerine ateş açarsın.


İsraeli halkını ve sınırlarını korumak için müdahale etmek zorunda bırakırsın, patırdı başlar ve bu arada istemeden birkaç Gazzeli yaralanır veya ölürse hem gündemi değiştirmiş olursun, hem de her zamanki gibi İsrael’e, (Raşele) yüklenirsin, maaş ve geçim sıkıntıları da bir müddet için gündemde daha ikinci plana itilir.


Ve bu yöntemlerle Hamas’ın kendi halkını daha da uçuruma itmesi kimsenin umurunda bile olmaz. Yaralanan ve hatta ölenlere ve ailelerine verdiği zarar bir yana, İsraeli de zecri tedbirler almak zorunda bırakır. Ülke sınırını kapatır İsrael daha fazla teröre mani olmak için. Yani terör örgütü Hamas İsrael’de çalışarak ortalama üç aile geçindiren onsekiz bin beşyüz Gazzeli işçinin çalışamamasına da neden olur. Ama kimin umurunda? (2018 yılında Hamas aynı taktiklere başvurmuş ve yüzlerce vatandaşının ölmesine ve yaralanmasına neden olmuştu. Bu arada İsrael’de çalışan bir Gazzeli, Gazzede çalışan bir işçiye oranla 5-6 misli bir gündeliği götürür evine. 2022’de yapılan bağımsız bir araştırmaya göre Gazzedeki işçinin ortalama maaşı 1040 şekel iken, bu rakkam İsrael’de çalışırsa 6300 şekele yükseliyor. İsraelin sınırlarını Gazzeli işçilere kapatmasının bir günlük maliyeti ise on milyon şekel cıvarında!)


Filistin Özerk Yönetiminin olaylara müdahalesi ise sadece kınamalardan ibaret kalıyor.

Hamas yöneticilerinin bir kısmı Lübnan, Katar ve Türkiye’de müreffeh yaşantılarını sürdürmeye devam eder tabii, halkı bu trajedileri gün be gün yaşarken… Ayrıca yöneticiler daha da ileri gidip Katarı “siyonist düşmanla” işbirliği yapmakla da suçlayabilirler. (Ki Katarlılar belki de bu suçlamadan çekinip de “biz ettik, siz etmeyin, buyrun on milyonunuzu hemen yolluyoruz” derler?)


Katar’ın 2014 yılından beri yüz milyonlarla ifade edilen yardımlarına rağmen 2.3 milyonluk Gazze halkının büyük kısmı halen sefalet içinde yaşar. (Müreffeh villalarda yaşayanlar olsa da, bunlar sınırlı bir kitle.)

Katarın desteğine rağmen kamu sektöründe çalışan memurlar 2013 yılından beri hiçbir ay tam maaşlarını alamadılar. “Teröre, İsrael askerlerini kaçırmaya yönelik tünellere harcanan para ekonomiye yönlendirilseydi” diyeceğim geliyor ama kim dinler ki beni?


Öte yandan İsrael sınıra çok yakın bir bölgede güneş enerjisi panelleri tesisi kuruyor. Ülkenin en büyüğü olacak 5 milyar şekellik tesis.

Günde sadece 8 saatlik enerjiyle yaşamak zorunda bırakılan Gazzeli için iyi bir çözüm olamaz mıydı bu tesis?

Ne var ki beraber üzüm yemektense, bağcıyı dövmek daha kolay ve geçerli Hamas için. O kadar yazık ki....


Anlaşıldığına göre son günlerde aracı ülkelerin de katkısıyla yapılan görüşmeleri takiben İsrael’in verdiği ödünler karşılığında Hamas ortalığı sakinleştirme sözü verdi. Maalesef bu ne birinci, ne de sonuncu. Böyle sürüp gider bu çatışmalar. Olanlar da hem İsrael’de bu bölgede yaşayan insanlara ve özellikle de her sığınağa girdiklerinde travma geçiren çocuklara, hem de Gazze’de sefalet ve korku içinde yaşayan suçsuz Filistinlilere olur.





Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page