top of page

Trump’ın Seçilmesi Hasımlarına Acımama Döneminin Başlangıcı mı ?


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)


















Trump’ın başkanlık, Senato ve Temsilciler Meclisi seçimlerini neredeyse “landslide”vari (Amerika seçimlerinde kaybeden tarafın toprak kayması sonucu tamamen gömülmesi deyimi) kazanması analistlerin ve anket şirketlerinin büyük çoğunluğunu şaşkınlığa uğrattı. Beni de!

 

Daha “eşitlikçi” bir netice bekliyorduk. Daha hoş, kimsenin ezilmeyeceği, kazananların zafer davulları çalmadıkları, kaybedenlerin yerle bir olmadıkları daha sosyal, daha yardımlaşmacı, daha az kutuplaştırıcı bir sonuç.

 

Yanıldık, hem de fena halde. Dünyanın ne kadar değiştiğini, savaşların ne kadar yayılıp insanlığı dönüştürdüğünü, iyilerin ne kadar korkarlarsa o kadar kötülerin galip çıkacaklarını tamamen aklımızdan çıkardık.

 

Bu ortam demokrasilerde kabadayı siyasetçilere yol açıyor, güçlerini sonuna kadar kullanmaktan kaçınmayan, hasımlarının çekingenliklerinden yararlanan ve yüksekten atıp tutanlara…

 

 Trump’ın ilk döneminde beğendiğim adımları:

•   ABD dışındaki NATO ülkelerinin savunma bütçelerinin milli hasılanın % 2’sine çıkartmaları —Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile zaten oluştu.

•   Çin’e karşı hasmane politika ve gümrük vergilerinin yükseltilmesi — Başarılı ki Demokratlar aynen devam ettirdiler.

•   İran ile yapılan nükleer anlaşmayı bozma — Demokratlar bunu değiştiremediler.

•   İçeride iş alemi üzerindeki yasal/düzenleyici kuralları yumuşatma ve vergileri indirme —Biden yönetimi bunları kısmen budadı.

•    

•   Beğenmediklerim:

•   Müttefiklere ters davranması, ABD’yi istismar ettiklerini söylemesi — Kısmen doğru fakat Amerika’nın da ittifaklara ihtiyacı var.

•   Uluslararası sözleşmelerden uzak durması, güvenmemesi — Bazı meseleler yalnız çözülemiyor, kapsamlı politikalara gerek var.

•   2020 seçim sonuçlarını kabullenmemesi, darbeye teşebbüs —Kanımca en büyük hatası ve demokratik işleyişi ileride zayıflatmaya aday.

 

Trump’ın en belirgin ruh hali “acımasız” görüntüsü vermesi. Eğer dediği gibi kaçak göçmenleri sınır dışı etmeyi başarırsa tüm Batı’nın ve özellikle Avrupa’nın en önemli derdine çare bulmuş olabilir. Geri kalmış Yakın Doğu ve Afrika ülkelerinin yüksek nüfus artışından ve iflastaki ekonomilerinden en fazla zarar görenler, halklarını yüksek yaşam standartına kavuşturmuş olan Batı Avrupalılar. Halbuki kaçakları Rwanda’ya göndermek isteyen İngiliz hükümetine veya Arnavutluk’da barınmalarını talep eden İtalyan’lara ilk engel kendi mahkemelerinden geliyor: “Güvenlikli olmayan bölgelere gönderemezsin” diye. Trump başarırsa tüm Avrupa takip eder.

 

Ayni acımasızlığı Rusya’nın saldırdığı Ukrayna’lılara karşı da kullanacak. Her iki taraftan tahminen 1.000.000 ölü ve yaralı sayısını sınırlamak gayesiyle Putin ile anlaşmaya varıp Ukrayna’nın % 15-18 toprağının kaybıyla savaşı sonuçlandırmaya çalışırken Kiev’in de hedeflediği güvenlik garantilerini verecek.

 

İran’da rejim değişikliği gündemde mi? Tahran mollaları zaten zayıflıklarını örtemediler İsrail’in son hava kampanyasında. Devrim Muhafızlarının ülke dışı maceralarına son vermeleri karşılığında ekonomik baskılardan vazgeçebilir veya burada da acımasızlık devreye girer.

 

Erdoğan ile ilişkiler? “Ya İhvan, ya Nato” diye çıkışabilir Ankara’ya. Aksi takdirde elinde bazı ekonomik ve Kürt kozları var.

 

Amerikan demokrasisi bakımından en can alıcı karar: İç rakiplerine, özellikle geleneksel Cumhuriyetçilere, suçlama amacıyla atayacağı Adalet Bakanından partizanca davranmasını isteyecek mi?

 

Yumuşak, anlayışlı, “fazla sivil öldürmeyin lütfen” dönemini maalesef geride bırakıyoruz. 

 


 


RALF ARDİTTİ                     









Etiketler:

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page