Bu Şabat okuyacağımız Ki Tetse peraşası değişik konularda birçok kural ve kanunları içerir. Bu kanunların birkaçı erkek kadın arası ilişkiler hakkında toplumsal kurallardan bahseder. Bu kuralların geleneğimize göre 3250 sene kadar evvel yazıldığını aklımızdan çıkarmamız gerekir. O dönemde kadının toplumdaki yeri tamamen kocasına veya babasına veya hatta oğullarına bağlıdır. Buna rağmen bazı kavramların bu denli uzak bir tarihte Yahudi kültürünün bir parçası olması bu kültürün ne denli yenilikçi olduğunu belirtir.
Örneğin, peraşamızda düzenli olarak boşanma kuralları belirtilmektedir. Boşanma kavramının düşünmeden kullanılmaması için, eğer erkek karısını boşarsa ve boşanmış bu kadın başka bir erkekle evlenirse, herhangi bir nedenle bu kadın ikinci eşinden ayrılırsa (boşanma veya dul kalma) onu ilk boşayan erkek bu kadınla yeniden evlenemez. (Bu kuralın tam İbranice metni Devarim 24, 1-4 pasuklarında okunabilir.)
Kadın erkek ilişkileri hakkındaki başka bir kuralın tercümesi şöyle.
Bekâr ancak nişanlı bir genç kızı, başka bir erkek, şehrin içinde onu bulup onunla yatarsa, her ikisini şehrin kapısına çıkarın ve onları taşlayın ve ölsünler. Genç kızı, şehirde bağırmadığı için ve erkeği dostunun nişanlısına eziyet ettiği için. Kötülüğü içinizden bertaraf edin. Eğer erkek nişanlı genç kızı çayırda bulup onu tutup onunla yatarsa, sadece bu kızla yatan erkek öldürülecek. Genç kıza hiçbir şey yapılmayacak. Genç kızın hiçbir suçu yoktur çünkü bu aynen birinin arkadaşına kalkıp onu öldürmesi gibidir. (Erkek genç kızı) çayırda bulmuştu, nişanlı genç kız bağırmıştı ve onu kurtaracak kimse yoktu. (Devarim 22, 23-27)
Talmud tarafından da açıklandığı üzere, kadın ve erkek bir çiftten bahsedildiğinde Torada belirtilen nişanlılık kavramı ile bugünkü evlilik kavramı arasında pek fark yoktur. Aynen evlilikte olduğu gibi, bir erkeğin nişanlı bir kadınla ilişkisi yasak sayılır. Buna rağmen, yukardaki pasuklarda belirtildiği gibi, bir erkek bu yasağı hiçe sayarsa en sert yoldan cezalandırılır. Ancak, bir erkek ona uygunsuz davranırsa nişanlı kızın bu durumda kendini bir nebze koruma imkânı vardır. Eğer erkeğin saldırganlığı şehirde olursa, Tora genç kıza kendini kurtarması için bağırmasını tavsiye eder. Bu bağırmayı işiten birileri gelip genç kızı bu saldırgandan kurtarabilir. Bu günkü şartlarla bu saldırgana karşı genç kızın küçük bir gayreti herhalde onu istenilmeyen bu davranışın sorumluluğundan kurtarır. Ancak, genç kız erkekle iş birliği yaparsa onun akıbeti aynen erkeğinki gibidir. Bunun yanında, erkeğin saldırganlığı genç kızın yardım isteyebileceği bir yerden uzakta olursa (Toranın deyimi ile çayırda olursa) Yahudilik kuralları bu kadını kesinlikle suçsuz bulur ve hatta saldırganı gizliden gizliye can alan bir katil olarak görür.
Kadının vücuduna saldırıyı cinayete eşdeğer tutma kavramını, milletimizin kültürünün temeli olan Tora, bugünden 3250 sene evvel belirtti.
Boşanma kavramı ancak bu kavramı düşünerek kullanma uyarısı, tabii ki erkek-kadın çiftinin evli olarak birlikte yaşaması (veya evli olmadan birlikte yaşamaması) kavramı, başkasının eşinin kadın-erkek ilişkileri çerçevesinin dışında olması kavramı, kadının vücuduna saldırmanın cinayete eşdeğer sayılması kavramı, Tora tarafından kültürümüze, Yahudi kültürüne, bağışlanan değerler. Atalarımız tarafından üç bin seneden fazla muhafaza edilen bu değerleri (ve buna benzer daha birçok kültürel değeri) korumak ve yaşatmaya devam etmek yeni Yahudi nesillerine kalıyor.
Comments