“The Prime Ministers” uzun yıllar dört değişik başbakana en yakın hizmetlerde bulunmuş diplomat Yehuda Avner’in kaleminden yazılmış oldukça uzun ama her cümlesinden büyük zevk aldığım bir kitap.
Tam 703 sayfalık bir kitap. Bir solukta okumak mümkün değil. Benim gibi zayıf bellekliler için kitabın sonuna geldiğinizde başını hatırlamanız zor.
Ancak yine de İsraelde doğmamış olanlarımız için bu ülkeyi ve geçmiş liderlerini anlayabilmek için mükemmel bir eser. Özellikle bugünlerde güçlü, makro görüşlü ve idealist lider sıkıntısı çeken bizler için bu dört başbakanın kişilikleri daha da ilgimizi çekiyor okudukça.
Dört değişik başbakanın dönemleri kitabın ana konusu olunca ister istemez aralarında mukayeseye başlıyorsunuz.
Yazar bu sorunu kitabın önsözünde çözüyor ve kendince hangisinin en ‘’olağanüstü/ exceptional ‘’ olduğunu hemen baştan açıklıyor. Kitabı bitirdikten sonra bu görüşüne yüzde yüz katıldım.
Ancak ben yazarın yapmış olduğu ‘’spoiler’’i size karşı yapmayacağım.
Kitapta adı geçen başbakanlar sırasıyla:
“Levi Eşkol, Golda Meir, Yitshak Rabin ve Menachem Begin.”
İngiltere’de Bnei Akiva gençlik hareketinin bir üyesi olan yazarımız siyonist muhafazakar bir aile ortamında büyür.
Lise eğitimini de tamamladıktan sonra 3 Kasım 1947 ‘de, geçerli vizesi cebinde, doğup büyüdüğü İngiltere’nin Machester şehrini kutsal topraklar uğruna terk eder.
14 Kasım 1947 günü ‘’Aegean Star’’ gemisinden rıhtıma iner ve öğrenim görüp barınacağı ‘’Kudüs / Yeruşalayim’’e doğru yol alır.
Gelişinden sadece 15 gün sonra da bir iyi bir kötü haber alır. Bir yanda İsrael Devletinin kurulacağı haberi diğer yanda da annesinin vefat haberi.
Ülkenin kuruluş günlerinde gönüllü hareketlere katılır. Zaten kitabın ilk 86 sayfası ülkenin kuruluş günlerindeki kahramanlıkları dile getirir taa İsrael Devletinin kuruluş deklarasyonuna kadar…
Yazarımız 1949 yılında İngiltere Bnei Akiva kuruluşunun isteğine bağlı olarak örgütü yönetmek üzere doğduğu ülkeye döner.
Bir süre sonra İsrael’e dönen Avner evlenir ve Golda Meirin başında bulunduğu Dışişleri Bakanlığında göreve başlar.
Yazarımızın dört başbakanla geçirdiği uzun yıllarda çoğu zaman resmi deklarasyon ve ülke liderlerine yollanan mektuplardan sorumlu olması kitabın da çok düzgün bir İngilizce, berrak, ayrıntılı ve akıcı bir üslupta yazılmasına yol açıyor ve zevkle okunmasına katkıda bulunuyor.
Kitabı okurken bu dört başbakanın nasıl değişik kişiliklere ve özelliklere sahip olduğunu görüyorsunuz. Zayıf ve üstün taraflarını. İdeolojilerine bağlılık oranlarını. Bence en ortak noktaları politikacı değil de devlet adamı olmaya çalışmaları. Yani iskemlelerini değil de ülkenin çıkarlarını ön planda tutmaları, her biri kendi stiline göre...
Yaşadığımız günlerde ve politik ortamda bu kontrast özellik çok fazla göze çarpıyor.
Kitap 2010 yılında yayımlanmış. Benim okuduğum ikinci paperback baskısı ise 2017 yılında İsrael’de basılmış.
----------
Aslında bu kitabı okumaya başlamadan önce sizin için Michael Oren tarafından yazılmış ‘’Ally’’ isimli kitabın tanıtımını hazırlamıştım.
ALLY / MÜTTEFİK
Bu kitap 15 yaşındaki Amerikalı Yahudi bir gencin bir el sıkışmasıyla başlayan hayallerinin gerçekleşmesinin öyküsü. Eli sıkan o günün İsrael’in Washington Büyükelçisi Yitshak Rabin.
Eli sıkılan 15 yaşındaki genç ise kitabın yazarı Michael B. Oren.
O aynı gün düşlenen ve sonunda gerçekleşen hayal ise bir gün İsrael’in Washinton Büyükelçisi olmak.
‘’ALLY’’ bir otobiyografi. Amerkalı bir gencin İsrael’i yurt dışında temsil edebilmek için ABD vatandaşlığından feragat etmesini de kapsayan bir başarı öyküsü.
Serüven genç Michael’in 15 yaşında o kader değiştiren el sıkışmasıyla başlıyor ve Oren’in ABD’deki dört yıllık, 2009 – 2013, görevini bitirmesiyle son buluyor.
Eserin büyük kısmı Obama dönemindeki ABD – İsrael ve Obama – Netanyahu ilişkilerine ayrılmış. Oren’in İsrael’in büyükelçisi olduğu yıllar.
Oren bir tarihçi ve daha evvel de kitaplar yazmış biri. Bu bakımdan yazı dilini büyük ustalıkla kullanabiliyor. Eğer bu devirde geçmiş olaylar sizi ilgilendiriyorsa kitap kolaylıkla ve zevkle okunabiliyor.
İngilizcesi gayet edebi ama Kissinger’in ağdalı diplomatik lisanından çok uzak.
Fazla spoiler yapmadan kitapta neler bulacaksınız; birkaç örnek sayayım:
Başkan Obama’nın İsrael, Netanyahu ve İran’a olan tutumu
İsrael ile ABD Yahudiliği arasındaki girift ilişkiler
Bir diplomatın 24/7 çalışmasından kesitler
Amerikalı doğmuş, kendi seçimiyle İsraelli olmuş bir Yahudinin iki ülkeye de aynı anda bağlılığı ve ilişkilere katkısı
ABD’nin demokratik sekilde seçilmiş liderlere olan bağlılığıyla Ortadoğu gerçeklerinin bağdaşmamasında tarafların tutumunu
Bu iki kitabı okuduktan sonra İsraelde doğmamış bizler ülkenin yakın tarihi hakkında çok daha bilgilendirilmiş oluyoruz.
İkisi arasında bir tercih yapmak durumunda iseniz ve sadece birini okumayı düşünüyorsanız ben uzunluğuna rağmen ‘’The Prime Ministers’’ kitabını önerirdim. (zaten bu yüzden onu da bu yazıma eklemeyi uygun gördüm)
Zevkli okumalar.
Bondi CHAKIM
Cok merak ediyorm, Avner simdiki basbakanimizi nasil yazardi ?