Aşılama tam gaz devam ediyor. Bazı ülkelerde daha hızlı, bazılarında da yavaş… Bazılarında Pfizer’la, bazılarında “Made in China” ile… Kimilerinde ilk dozda kalınarak, kimilerindeyse ikinci dozun haklı gururuyla… Kâh 65 yaş üstüne, kâh bütün nüfusa. Şimdiye dek maske taktık, sosyal mesafeye dikkat ettik, ellerimizi köpürte köpürte yıkadık, kolonyayla duş aldık ve son olarak da aşı olmak için sıra numaramızı bekledik. Peki sonuç? Bana göre, iç güveysinden hallice! Bir yandan da aklımda deli sorular:
Tamam da, ne zaman maskesiz gezebileceğiz? Uzmanlar diyor ki: “Yaza doğru rahatlayacağız, ama maskeleri çıkartmak için yaz da erken olabilir.” Ben pek bir şey anlamadım, ya siz?
Tamam da, hayat ne zaman normale dönecek? Amerikan Bloomberg kanalının hesaplamasına göre, eğer aşı dağıtımı bu hızla sürer ve yeni varyantlara karşı da etkili olursa küresel sürü bağışıklığının kazanılması 7 yıl alabilir. Okudukça içim daralıyor.
Tamam da, ofise ne zaman geri dönebileceğiz? 2020’de milyonlarca insan evden çalışmaya başladı. Virüs kontrol altına alındığında çoğunun, en azından yarı zamanlı olarak yüz yüze işyerlerine dönmesi öngörülüyor. Görülen o ki, 2021’de çalışanların zamanlarını ev ve ofis arasında bölmelerine iyice alışacağız. Bunun adına da “hibrit çalışma” deniyor. Yani zaman zaman evden, zaman zaman ofislerden karma bir yapıda çalışma hayatı devam edecek.
Tamam da, Türkiye sürü bağışıklığına ne zaman kavuşacak? Nüfusa göre en fazla Covid-19 aşısı yaptıran ülkeler arasında İsrail başı çekiyor. İki doz aşıya göre yapılan hesaplamada, Türkiye’nin 2.6 yıl sonra nüfusunun yüzde 75’ini aşılayarak sürü bağışıklığı kazanması öngörülüyor. Bu süre, 3.2 yıl ile Almanya, 3.4 yıl ile Brüksel ve 3.9 yıl ile Hollanda gibi pek çok Avrupa ülkesinin önünde. Sevinsem mi, üzülsem mi, bilemedim.
Tamam da, kısıtlamalar ne zaman bitecek? Bu sorunun cevabı ülkeden ülkeye, hatta şehirden şehre değişiyor. Mesela Türkiye’de iller kırmızı (100 binde 100’ün üstünde vaka), turuncu (100 binde 36-100 arası vaka), sarı (100 binde 11-35 arası vaka) ve mavi (100 binde 10’un altında vaka) liste olmak üzere dört gruba ayrıldı. Buna göre kırmızı ve turuncuda yer alan illerde kısıtlamaya devam edilecek. Sarı listedeki illere kısmi kısıtlama olurken, mavi listedeki illerde ise normalleşme adımları atılacak.
Tamam da, ne zaman rahatça seyahat edeceğiz? Uçaklardaki klimaların ve HEPA filtrelerin güvenli olduğu defalarca söylendi. Öte yandan, yapılan araştırmalar uçak yolculuğunda korona virüs bulaşma riskinin yolcuların uçağa biniş ve inişi sırasında en yüksek seviyede olduğunu ortaya koydu. Bir seyahat keyfimiz vardı, o da kursağımızda kaldı.
Demem o ki, bana kalırsa “eski normale” geri dönmemiz çok zaman alacak. Yeni normale kendilerini adapte edebilenler, bir başka deyişle duygusal esnekliğe sahip olanlar bu süreci alınlarının akıyla aşacak. Hatta krizden kazanç elde edecekler. Peki ya diğerleri? Vah onların haline!
Comments