Evimin alt katından bolca takır tukur sesleri geliyor. Tadilat yapılıyormuş. Evin içi nerede ise sıfırlandı. Duvarlar yıkıldı. Mutfak banyo yerle bir oldu. Gidip bir göreyim dedim. Önceleri amacım ustaları biraz azarlamaktı. Tatil günü de bu çekilmezdi. Ustalar biraz mahçup “biz de pazarımızı çocuklarımız ile geçirmek isterdik abla” diye söze başladılar. Lakin iş acele imiş. Ev sahipleri bir an evvel taşınmak istermiş. Ben de bayağı utandım. Bir demlik çay ile gittim tekrar yanlarına…
Ne zor ve ne keyfli iştir tadilat…
Önceleri mecmualara bakarsın, ünlülerin evine göz atarsın, daha sonra dükkan dükkan dolaşır en moda olanı, en ekonomik olanı seçmeye çalışırsın ve tabii ki en çok işine yarıyacak olanda karar verirsin. Sonra gelsin temizlik, ve yerleşme…Al eline kahveyi sür keyfini…
Bir mekanın yenilenmesi ile hayatımızın yenilenmesi arasındaki paralelliği düşündüm. Tadilat yapmak değişim demek. Değişim yenilik olduğu kadar gereksinim. Kıyafetlerimizi düzenliyoruz, kitaplarımızı düzenliyoruz. Ve bundan büyük keyif alıyor tazelendiğimizi düşünüyoruz. Bu düzenlemelerde değişikliklere yer açmak için elimizdekileri azaltmak gerek. Planlamak gerek. Evimizi, yazlığımızı, iş yerimizi değiştirirken harcadığımız emeği kendi değişimimiz için harcıyor muyuz. Bizler de zaman içinde eskiyor ve demode kalmıyor muyuz. Dış dünyamız tadılata uğrarken iç dünyamız hakkında neden bu kadar tutucuyuz. Kendi değişimimiz için gereken cesareti bulur bulmaz hedeflerimizin de yönünü değiştirmekte fayda var. Yıllar önce planladıklarımızı halen gerçekleştiremedik ise bu planların artık “tedavülden” kaldırılmaları gerek. Bakış açımızı da o yönde değiştirmek gerek.
Yazınca kolay gibi görünüyor ama gerçek değişim için engellerle başa çıkma yeteneğinin gelişmiş olması şart. Ev tadilatı sırasında mutlaka bir boru patlar, bir duvar istenilen renk olmaz, biraz söylenir yola devam ederiz. Kendi tadilatımızı yaparken karşılaştığımız zorluklardan yakınlarımıza bahsetmeli miyiz? Yoksa kendi özgür irademiz ile aldığımız değişim kararında ayağımıza takılan taşlar için yalnız başladığımız yolculukta yapayalnız mı devam etmeliyiz, Hassas bir konu. Değişim hiçbir zaman kolay değildir. Bu konuda Bernard Shaw bakın ne diyor “Bana karşı anlayışlı davranan tek kiş terzimdi. Her gördüğünde yeniden alırdı ölçülerimi. Onun dışında herkes önceki ölçülerin bana hep uyacağını sandı”.
Söz konusu evimizin tadilatı olunca evin girişine “… No’lu dairede 2 hafta boyunca tadilat yapılacaktır. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.” diye bir yazı yazmak mümkün. Kendimizi ve iç dünyamızı değiştirmeye çalışırken böyle bir pankart ile dolaşmamız mümkün değil. Ne zamanlaması hakkında bilgimiz var ne de dışarıya vereceğimiz rahatsızlığın boyutunu ön görebiliriz. Belki agresif, belki daha fazla hoşgörülü, belki de hiç umulmadık kadar içine kapanık veya dış dünyaya meydan okurcasına atik olabiliriz. Kolay gelsin.
Feride PETİLON
Comments