Bu Şabat okuyacağımız Matot ve Mase çift peraşası ile İsrael Oğullarının çölde başlarından geçen olayların anlatılışını tamamlıyoruz. Kenaan topraklarına girmek üzere olan millete Tanrı, bugün anlaşılması biraz zor olan bir emir verir: yanlışlıkla birinin canını alan, yani öldürenin sığınmak üzere kaçabileceği “sığınma şehirleri” kurmak.
Kendinize bazı şehirler tayin edin ki bunlar sizler için sığınma şehirleri olsun. Yanlışlıkla bir canı alan katil oraya kaçsın. Bu şehirler sizlere intikamcıdan sığınmak için olsunlar. Toplumun önünde mahkeme edilene kadar bu katil öldürülmesin. (Bamidbar 35, 11-12)
Tora can alan kişiyi, bu yanlışlıkla da olsa, “katil” olarak vasıflandırmaktadır. Tora bu davranışa “öldüren”, “can alan” gibi nazik deyimlerle bir özür boyutu vermeyi uygun görmez. Savaş çerçevesi dışında can alan herkes katildir.
Bu olayın yanlışlıkla olduğunu muhakeme edebilmek için daha ilerideki pasuklarda (Bamidbar 35, 22-23) Tora, serbest tercüme ile, şu örnekleri verir.
“Daha evvelden ona hiçbir düşmanlığı olmadan veya onun kötülüğünü istemeden onu iterse veya birdenbire ona bir eşya atarsa veya öldürebilecek bir taşı, onu görmeden, ona doğru atarsa, akabinde bu hareketlere maruz kalan kişi ölürse bu yanlışlıkla işlenmiş bir cinayettir.”
Bu ve buna benzer sebepler çerçevesinde istemeden katil olan biri için “sığınma şehirleri” kurulmalıdır. Aslında bu şehirler, İsrael toprakları kabileler arasında paylaşılırken, Levi kabilesine verilecek bölgelerdir.
Olaydan hemen sonra katil, öldürülen kişinin bir yakınının (İbranicede גֹּאֵל הַדָּם) intikamından korunmak için bu “sığınma şehrine” kaçar. Hatta bu kaçış sırasında etraftaki insanlar, yanlışlıkla katil durumuna giren kişiyi “intikamcıdan” korumalıdır (Bamidbar 35, 25). İlginçtir, o dönemin adetlerine göre intikamcının bu katili öldürmesine göz yumulur. Ancak intikamcının, “sığınma şehrinde” bu katile herhangi bir zarar vermesi yasaktır ve hatta kötü niyetini “sığınma şehri” sınırları içinde gerçekleştirebilirse o da katil sayılır.
“Sığınma şehrine” kaçmayı başaran bu katil mahkeme karşına çıkarılmalıdır. Dönemin ve yörenin halkı tarafından itaat edilen mahkeme, bu cinayetin yanlışlıkla olup olmadığını araştırıp yargılar. Eğer, katil ile öldürülen kişi arasında bir düşmanlık veya kötü bir niyet ortaya çıkarılırsa bu katil “sığınma şehrinden” çıkarılır ve mahkeme tarafından (ölümle) cezalandırılır. Ama mahkemenin kararına göre cinayet gerçekten bir yanlışlık sonucu gerçekleştiyse, o dönemin Kohen Gadol’u vefat edene kadar, katil “sığınma şehrinde” yaşamaya devam eder. Dikkati çeken bir nokta, yanlışlıkla katil durumuna düşen bu kişinin yeni komşuları Bet-Amikdaş’da görevli olan Levi kabilesinin sakinleridir. Bu sayede etrafında hissedilen hava çoğunlukla kutsiyet ve eğitim ile ilgilidir.
Yanlışlık sonucu katil olan kişi “sığınma şehrinin” sınırları dışına çıkarsa, intikamcının saldırısına maruz kalabilir ve toplum onu bu durumda korumaz.
Rabi Yonatan Saks’a göre, Torada yazılı “sığınma şehri” emrinin uygulanması ile, katil durumuna düşen kişinin cezalandırılması, her durumda, intikamcının elinden çıkarılıp, toplumun kurduğu adalet sisteminin eline geçmiş olur. Toplum “sığınma şehrine” kaçmakta olan katili intikamcının gazabından korumakla görevlidir. Katil “sığınma şehrine salimen vardıktan sonra mahkemesi yine toplumu temsil eden mahkeme tarafından bilinen kural ve kanunlara göre yapılır. Kasıtlı olarak katil olan, toplumu temsil eden mahkeme tarafından cezalandırılır. Yanlışlıkla katil olanın cezası ise, sanki gönüllü olarak kendini “sığınma şehrinin” sınırları içine hapsetmesidir. Günlük hayatını normal olarak sürdürür. Geçimini kazanmak için çalışır. Evlenebilir, öğrenebilir. Ancak kendini intikamcıdan korumak istiyorsa “sığınma şehrinin” sınırlarından çıkmamalıdır.
Günümüzde ve hatta yüzlerce seneden beri milletimiz için uygulanması pek gerekli olmayan bu emirden, bilginlerimiz bazı dersleri bize belirtmeye çalışırlar. Kişisel intikam toplum tarafından engellenmelidir. Cinayet gibi ciddi bir suçta bile toplum, bilinen kanun ve kurallara göre mahkeme uygulamalıdır. Kasıtsız ve yanlışlıkla bile olsa bir adamının hayatına son veren, katil olarak vasıflandırılır ve bunun bedelini, hürriyetinin bir miktar kısıtlanması şeklinde ödemelidir.
Comments