İsrael ile Hizbullah arasında ateşkesin ilan edilmesinden hemen sonra Suriye’de başta “Heyet Tahrir Şam” (HTŞ) olmak üzere cihatçı gruplar, 27 Kasım’da Halep'e yönelik başlattıkları sürpriz saldırının üçüncü gününde kent merkezine girmeyi başardılar. Muhalif gruplar, Halep'in büyük bir kısmını ele geçirerek kritik noktaları kontrol altına aldılar. Şam'da iç çatışma ve darbe girişimi iddiaları gündemde.
Saldırının İsrael ile Hizbullah arasındaki ateşkes kararından hemen sonra gelmesi rastlantısal olmasa gerek. Suriye’de Esad rejiminin en büyük destekçilerinden Hizbullah, gücünü büyük oranda yitirdi. Esad’ın yanında yer alan diğer güçler Rusya ve İran’daki Molla rejimi. Ne var ki Rusya, Ukranya savaşı ile meşgul, İran’ın ise durumu malum.
Heyet Tahrir Şam (HTŞ), Suriye İç Savaşı sırasında kurulan ve ağırlıklı olarak Suriye'nin kuzeybatısında, özellikle İdlib bölgesinde etkili olan silahlı bir örgüt. HTŞ, “El Kaide'”ye bağlı “Nusra Cephesi”nin çekirdeğini oluşturan diğer bazı grupların katılımıyla 2017 yılında kuruldu. İŞID’in bazı kalıntılarından da beslenmekte.
HTŞ'nin amacı Suriye'de Esad rejimini devirmek ve kendi yorumlarına dayalı bir İslami yönetim kurmaktır. Esad’a karşı silahlı saldırı başlatan güçler arasında HTŞ’nin yanı sıra Türkiye tarafından PKK’nın uzantısı gibi görünen Suriyeli Kürtlerin kolu YPG/PYD ve geçmişte Türkiye’nin destek verdiği “Özgür Suriye Ordusu” (ÖSO) da yer almaktadır. Güçler arasındaki bu işbirliği bölgede görünümü daha da karmaşık kılmaktadır.
2011 “Arap Baharı”nda, Esad rejimine karşı başlayan silahlı mücadelede, Türkiye, özellikle “Özgür Suriye Ordusu” (ÖSO) gibi muhalif gruplara destek vermişti. Bu durum Recep Tayyip Erdoğan ile Beşar Esad arasındaki ilişkilerin tamamen kopmasına yol açmıştı.
ChatGPT’nin yorumuna göre; “Türkiye'deki AK Parti yönetimi, Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) hareketine yakın bir tutum sergilerken, Esad yönetimi daha seküler ve otoriter bir çizgideydi. Bu ideolojik farklılık, gerilimi daha da derinleştirdi.”
Türkiye, İsrael’in Hamas ve Hizbullah’a karşı savaşında, Suriye’de Şii egemenliğini sağlamayı amaçlayan ve Esad rejimi arkasında durur görünen İran ve ülkedeki bir liman ve hava üssünü elinde tutmak isteyen Rusya ile aynı safta yer aldı. Şu anda ise Türkiye’nin çıkarları İran ve Rusya ile pek örtüşmemektedir. Diğer yandan da iç çatışmada hareketin Kürt boyutu da güvenlik nedeniyle ağır basıyor. YPD/PYD’nin geçmişte destek verdiği Özgür Suriye Ordusu ile aynı safta yer alması Türkiye’yi tarafsız olmaya yöneltebilir. Ancak hareketin arkasında Türkiye’nin yer aldığı şeklinde duyumlar da yer almakta.
İsrael açısından ise durum değerlendirildiğinde, Hizbullah’a silah sevkiyatının yapıldığı İran’ın büyük ölçüde at koşturduğu Suriye’deki Esad rejiminin yıkılması ilk gözlemde ‘ehven’ görünebilir. Ancak Irak’daki gelişmelerden sonra parçalanan ülke üzerinde kısa süreli de olsa IŞID’in bir devlet kurmayı başardığını ve kafa-kol kesen bu cihatçı rejimin bölge ve insanlık için ne denli tehlike oluşturduğunu unutmamak gerekir. Aynı tehlike Suriye açısından da mevcut olabilir.
Av.Yakup BAROKAS
Kaynak: ChatGPT
Yetkin Report (Ömer Orhon) 01.12.2024
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Comentarios