top of page

Sosyal Medya Platformlarının Işıksızlığında…



Bu haftaki yazımda onbir aydır sabah akşam kafalarımızda ve gönüllerimizde soluduğumuz, yaşattığımız Hamas terör örgütünün Gazze’deki tünellerinden ve rehinelerinden bir süreliğine ayrılıp biraz da sosyal medya platformlarının karanlıklarına, (pardon ışıksızlığına) dalmak istiyorum.

Yani biraz hava tebdiline çıkalım diyorum… (Bodrumun berrak serin sularına dalamadığımıza göre bari  bu tünellere dalalım!)

 

On  yaşında kendi bilgisayarında kod yazabilen, Rusya’nın Mark Zuckerbergi olarak adlandırılan, 39 yaşındaki dahi mültimilyarder, (serveti 16 milyar dolara yakın), Pavel Durov geçtiğimiz günlerde Fransa’da tutuklandı.

Beş milyon avro kefalet karşılığı tutuksuz yargılanacak ve bu arada haftada iki kere polis merkezine gelmek mecburiyetinde kalacak.

 

Durov Rus asıllı. Gençliği İtalya’da geçmiş. Fransa ve BAE’de  dahil olmak üzere çeşitli vatandaşlıkları var, Dubai’de ikamet ediyor ve tutuklanma nedeni sahibi olduğu Telegram adlı sosyal medya platformu ve mesajlama servisi.

Durov genç yaşında Rusyada VKontakte adında popüler bir sosyal medya platformu kurmuş.

 

2014 yılında Rus hükümetinin platformuyla ilgili isteklerine boyun eğmeyi reddedince ülkesini terkedip uluslararası kişiliğinin temelini Telegram adlı platformunu kurarak atmış.

Telegram, Facebook, Instagram, Whatsapp, TikTok ve WeChat ile birlikte dünyadaki en büyük sosyal medya ve mesajlama platformlarından biri.

950 milyon aktif kullanıcısı var.

 

Önemli özelliklerinden biri, sayesinde çok geniş kullanıcı grupları kurulabilmesi. Örneğin Whatsapp uygulamasında gruptaki maksimum kullanıcı sayısı bin iken bu sayı Telegram’da ikiyüz bini bulabiliyor.

Telegramın diğer platformlara oranla önemli özellliklerinden biri de özel kodlama sistemi sonucu mesajın sadece mesajı yollayan ve alan cihazlar tarafından okunabilmesi.

Sorun da işte buradan kaynaklanıyor.

 

Bu kadar büyük olunca grup, -ve ağın kodlu üstün güvenliğiyle birleşince- platform kötü niyetli kişiler tarafından kullanıldığında zararları da çok şiddetli olabiliyor.

Telegram platformu nelerle mi suçlanıyor?

 

Esrar ticareti, pedofil  faaliyetler, teröre teşvik, muhtelif  sahtekarlıklar, ‘’fake news’’ yayma, uluslararası organize suç örgütlerine yataklık etmek.

Küçük (!) iki örnek: IŞID’in insanlık dışı infazlarının video klipleri serbestçe yayınlandı bu platformda. Aynı şekilde 7 Ekim katliamından  sahneler de.....

 

Bu suçlar ve bunların topluma muhtemel zararları o kadar büyük ki bence, fikir ve söz hürriyetine olanak verme değeri bunların yanında cüceleşiyor.

(Bu arada bazı  söylentilere göre Telegram Putin’e bazı avantajlar, (yani bilgi akımı) sağlıyor. 2018 yılında Rusya Telegramı yasaklıyor. 2020 yılında, Durov’un  yüksek rütbeli bir Rus görevliyle görüşmesinin ardından, (ne oluyorsa? yasak kaldırılıyor).

 

Avrupa Birliği, özellikle DSA, (Digital Services Act) kanunlarının da yürürlüğe girmesiyle sosyal medya ve meajlaşma platformlarını daha yakın takibe almış durumda.

Durov’a, avukatının dışında, arka çıkan başka bir dahi kişilik ve aynı zamanda rakip, X’in sahibi,(eski Twitter) Elon Musk,  ‘’Free Pavel’’ kampanyası başlattı.

 

Tutuklanmaya  karşı çıkan bir diğer Durov destekleyicisi de Edward Snowden:

Hani şu ABD istihbaratının bazı sırlarını ifşa eden ve halen Rusya’da yaşayan kişilik.

Bence halen en büyük sorun teknolojinin inanılmaz süratine karşı kanun koyucuların bu hıza yetişememesi. Sonuç olarak biz sıradan insanlar sosyal medyada 413 ‘’like’’ alıp rekorumuzla böbürlenirken teknolojinin topluma nasıl zararlar verdiğinin  farkında bile değiliz.

 

AI, yapay zekanın uygulanmasının da artmasıyla bu sorun sanırım çok daha geniş  boyutllara taşınacak.

Durov’un tutuklanmasıyla birlikte  sosyal medyada söz ve fikir hürriyeti, kişilerin anonim kalma özgürlüğü ve bunların suç işlemeyle olan ilişkileri daha uzun süre tartışma gündeminde kalmaya aday.








Etiketler:

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page