Çevremizdeki birkaç ülkede sonun başlangıcına doğru yaklaştığımıza inanan ve bu sonu özlemle bekleyen büyük yurttaş kitleleri var.
Bu ülkelerden biri senelerdir ‘’sözde’’ demokratik seçimle yönetilen ama aslında düpedüz bir diktatörlük olan bir ‘’çevredaş’’.
Yönetici elit kesime yakın olmayan halk perişan.
Ancak yönetici kısmın tuzu kuru.
Kişi başına yıllık gelir, (GSMH), 4043 dolar. (Küçücük, düşmanlarla çepçevre İsraelde rakkam 54,366 dolar!)
Aynı ülkede bu rakkam 1990 yılında 10,660 dolardı.
Yani geçen 34 yılda ortalama yaşam seviyesi yarıdan da aşağıya inmiş.
(Herkes gider Mersine, bunlar gider tersine!)
Kişisel özgürlük hak getire.
Her sene 15 milyar dolar cıvarında bir para yurt dışına kaçıp buharlaşıyor.
Dünyanın en zengin gaz ve petrol rezervlerine sahip olmasına rağmen ülkede elektrik kısıntısının olmadığı gün yok. Sular sık sık kesiliyor. Benzin kuyrukları bitmek nedir bilmiyor.
Başkentin caddelerinde gece yol ışıkları söndürülüyor. (Ülke bir zamanlar elektrik enerjisi ihracaatı yapardı)
Nedenleri altyapı yetersizliği.
Aylardır maaşlarını alamayan devlet meurları yolları kesip lastik yakıyorlar...
Evet aynen tahmin ettiğiniz gibi bu ülke ............................
İran.
1979 yılında iktidarı eline geçiren ve ‘’İslam Devrimini dünyaya ihraç edeceğiz’’ söylemiyle kolları sıvayıp işe başlayan Molla rejiminin 45 yıl sonra İranı getirdiği durum bu.
Tüm diktatörlüklerde iktidarda kalabilmek için halkı bir ortak düşman üzerine odaklamak gerekir. Mollalar da gereğini yerine getirdi. Kötü şans bize vurdu ve durduk yerde İsrael İran’ın en büyük düşmanı ilan edildi.
İran’la ne bir ortak sınırımız ne de bir alıp veremediğimiz var…
Ancak yıllardır mollalar ‘’İsraeli yok edeceğiz’’ açık söylemiyle ve böylesine aykırı bir tutumu eleştirmekten bile aciz B.M. ve ‘’kullanışlı aptal’’yandaşlarınin da desteğiyle, kendi halklarını uyutup durdular.
Birkaç keresinde durumu idrak edip bu gidişe son vermek isteyen kitleleri zorbalıkla sindirdiler.
Ve şimdi büyük bir imparatorluk mirasını devralan İran’ın şu düştüğü duruma bakın.
2015 yılında bir ABD doları 32 000 riyal iken bugün bir dolar 770 000 Riyal!
79 yılındaki İslam Devrimi öncesi bir dolar 32 riyaldi!
Bazı uluslararası kuruluşların verilerine göre İran ve proksilerinin, (Suriye, Lübnan, Gazze, Yemen) gelirlerinin yüzde kırkbeşi savaşlarla ilgili harcamalara gidiyor. Ve bu yörelerin hepsinde halk aç ve perişan.
Batılı ülkelerin yaptırımlarına rağmen İran’ın en büyük gelir kaynağı Çine satılan petrol. Yılda 55 milyar dolarlık bir gelir sağlıyor İran’a. Daha doğrusu petrol vanalarını elinde tutan İran Devrim Muhafızlarına.
Erkeklerin yüzde altmışikisi, kadınlarınsa sadece yüzde onikisi çalışabiliyor.
Halkın durumdan hoşnutsuzluğu had safhada ve özellikle açlık durumu artarsa ve halk sokaklara dökülürse ne olacağını kestirmek zor. Nüfusun üçte birinin fakirlik sınırının altında olduğu iddia ediliyor.
Halkın daha aydın ve laik kesimi rejimin teknoloji yerine ideolojiyi seçmesinden son derece rahatsız... Özellikle domino taşlarının, (Suriye, Hizbullah ve Hamas) düşmesini takiben bu kesim boşa giden paraların yasını tutuyor.
Trump’ın iktidarının yaklaşmasından korkan rejim ayrıca Ukrayna karşısında Rusya’ya yardım ettiği için Avrupa Birliğinin oklarını da üstüne çekiyor... (Macron daha dün konuştu bu konuda)
Tüm proksilerinin, Hamas, Hizbullah ve Suriye, birer domino taşı gibi teker teker düşmesi -veya büyük çapta zayıflamasını takiben İran’ daki Molla rejimi de bu düşen domino taşlarından biri olur mu?
Eğer olursa Ortadoğu yepyeni bir çehreye kavuşabilir. (Tabii Suriyede neler olabileceğini henüz kimse kestiremiyor, o da ayrı.)
Ve eğer olursa, bu yeni Ortadoğu’yu yaratabilmek için eski Ortadoğu’yu yıkan vahşi katliamın sorumlusu Haması ve halkının ve askerinin fedakarlığı ve büyük kayıplarıyla bunu sağlayan İsrael’i hatırlamak gerekecek..
Dilerim yeni ve terörsüz, daha barışçıl bir Ortadoğuya en kısa zamanda kavuşuruz.
İnsan alemde hayal veya ümit ettiği müddetçe yaşar.
BONDİ CHAKIM
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Comments