top of page

Sinvar’ın ölümü üzerine



Sukot Bayramı’nda Hamas terör örgütünün başı Yahya Sinvar’ın öldürülmesi haberi İsrael’de büyük sevinç yarattı. Nihayet yılanın başı, 7 Ekim katliamının, 1200 kişinin, çoluk çocuk, kadın, yaşlı, genç, ihtiyar demeden masum insanın acımasızca öldürülmesinin sorumlusu, Filistin halkını okullarda, hastanelerde, ibadethanelerde kalkan gibi kullanarak İsrael’e sayısız füze yağdıran sözüm ona “özgürlük savaşçıları”nın komutanı Yahya Sinvar, İsmail Haniye, Hasan Nasrallah, Muhammed Deif ve diğer canilerin yanında hurilerine ulaştı.

 

Sinvar’ın ölüm haberinin Hamas ve bazı ülkelerin basını tarafından kabullenilmesi uzunca bir süre aldı. İsrael basını ve askeri sözcüsü ise teröristin dişleri, parmak izi ve DNA’sının karşılaştırılmasıyla kısa süre içinde verilerin ceset ile uyum halinde olduğunu açıkladı. Evet Yahya Sinvar öldürülmüştü.

 

İDF tarafından basına sunulan fotoğraf (South China Morning Post)


Kaldı ki, haberin televizyonda ilk yayınında, pek mutad olmadığı üzere, yansıtılan dehşet verici fotoğrafları hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde koltukta ölü olarak yatan kişinin o olduğunu ortaya koymaktaydı. Sonrasında ordu tarafından yayınlanan videoda yaralı olarak koltukta oturan ve odada dolanan drona görünmemek için yüzünü bir bezle örterek drona bir sopa fırlatan Sinvar’ı şaşkınlıkla izledik. Sonuç, Yahya Sinvar da Usame bin Ladin ve Saddam Hüseyin gibi gizlendikleri dehlizlerde zavallı bir halde bertaraf edildi.

 

Kısa bir süre sonra operasyonla ilgili diğer bir gerçek ortaya çıktı; Gazze’de üç terörist tespit edildii, ikisi öldürülürken biri kaçmayı başardı ve bir binaya sığındı. İlginç olan sonradan Sinvar olduğu anlaşılacak kişinin sığındığı evin altı rehinenin öldürüldüğü  tünelin  yakınında yer almasıydı. Tünelde bir kâğıt mendilde tesbit edilen DNA Sinvar’ın DNA’sıyla uyuşmaktaydı. Bu, Sinvar’ın altı rehinenin vurulması emrini verdikten sonra onları kalkan gibi kullanmaktan vazgeçtiğini ve tek başına daha serbest kalarak yer değiştirmeyi amaçladığını göstermekteydi. Bu nedenledir ki, öldürüldüğünde yakınında koruma olarak kullandığı hiçbir rehine bulunmadı.

 

Sinvar’ın yanı başında 40 bin şekel para, sahte kimlik ve bir pasaport ile silah, şarjör, on yaşındaki oğluna yazdığı İsrael’e karşı kinini dile getirdiği çok sayıda mektup, yardım erzakları ile dağıtılan Mentos şekerleri bulundu. Ceset İsrael’e getirildi.

 

Gazze’de çocuklar küçük yaştan barışa değil savaşa yönlendiriliyor (India Today)

 

Hiç şüphe yok ki, Lübnan’daki haberleşme araçlarına düzenlenen operasyondan sonra Yahya Sinvar’ın ortadan kaldırılması büyük bir başarıdır. Bu başarı en azından ülke içinde havayı yumuşattı, yaşanan ortak sevinç duygusu fikir ayrılıklarını törpüledi. 7 Ekim  faciasından ve ihmaller dizisinin ardından güvenlik güçlerine karşı yitirilen  güven tazelendi, inanç güçlendi.  

 

Hiç kimse yeri doldurulmaz değildir. Elbette ki Sinvar’ın yerine bir başkası gelecektir. Ancak bu kaybın Hamas saflarında kırılma yaşatacağı, Hizbullah, İran saflarında belli bir umutsuzluk yaratacağı, İsrael düşmanlarını daha da hırçınlaştıracağı açıktır. Belki de Sinvar’ın yakalanmasının an meselesi olduğu endişesiyle sürekli yer değiştirdiğinden uzun süredir kesilmiş olan rehinelerin iadesi görüşmelerinde şimdi de bir muhatap bulunamaması işleri daha da zorlaştırabilir.

Oysa rehinelerin iadaesi ve kurtarılmaları insana en üst düzeyde önem veren bu halk için birincil derecede önemdedir.     


 Av. Yakup BAROKAS



 








Comentarios


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page