Bugün “Tarihte İz Bırakanlar” köşemizin konuğu zoom üstünden başta Belçika olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde konferanslar vermeye devam eden avukat, yazar amatör müzisyen Simon Gronowski.
90 yıllık yaşamı, yaptıkları geçtiğimiz kasım ayında The New York Times’a haber olmasaydı kuşkusuz bu kadar ünlü olmayacaktı.
Birinci dalga Koranavürüs Salgını sırasında tam kapanmaya geçen Belçika’da evinin penceresinin önünde piyanosuyla eski yeni klasik modern müzikler çalan Gronowski yaptığı işin büyüklüğünü birgün posta kutusunda bulduğu kendisinin siyah beyaz bir fotoğrafı ve fotoğrafın üzerine yazılan “Merci” notuyla bir başka anlam kazandı.
Aslında insanlara moral vermek dışında ablası İra’yı, anne ve babasını anmak için çalıyordu piyanosunu. İkinci Dünya Savaşı tüm şiddeti ile devam ederken ailesi ile yaşadıkları evi bir gecede bir bilinmeyene doğru terk ettiklerinde ablası piyanonun başındaydı. Onu hep piyanodan gelen ahengli notalar ile hatırlıyordu. Dehşeti filmlere, kitaplara konu olmuş 20. Vagon ile Autshiwitz’e doğru kalabalıktan nefes almanın bile neredeyse imkansız olduğu yola çıktılar. Bir yerde bir şekilde tren yavaşladı kapıda bir açıklık oldu annesi ona şimdi aşağı atla dedi ve koş arkana hiç bakmadan. Atladı ama annesinin sadece el sallamasını gördü. Bir daha ailesinden hiç haber almadı. Savaş sonuna kadar Katolik Klisesi’nin yardımıyla evlerden evlere dolaştı. Savaş bitince ailesinden kalan eve geri döndü. Bir mucize eseri ev bıraktıkları gibi duruyordu. O evi öğrenim yıllarında pansiyon olarak kullanmaya başladı ve 60 yıl boyunca neredeyse geçmişi hakkında hiç konuşmadı. Evlendi iki çocuğu oldu .
Bu arada eğitimine de devam etti. Hukuk doktorası yaptı. Ülkenin önde gelen avukaltlarından biri oldu. Geçmişini bilen az sayıdaki arkadaşlarının ısrarı ile tam altmış yıl sonra bir bakıma yeniden doğdu. Hep kendi kendisine sorduğu “onlar neden öldü ve ben neden yaşıyorum?” sorularının yerini nasıl daha çok insana ulaşabilirim aldı.
2002 yılında L’Enfant de Xxe Convoi (20. Konvoyun Çocuğu) adıyla kitabı büyük ses getirdi. Ailesi de aslında Simon ile yeniden tanışıyordu. Medyada büyük yankı uyandırdı bu kitap. Ve bir gün Brüksel Yahudi Cemaati’ne kitabı okuyan Belçikalı Sanatçı Koenraad Tinel adında biri ulaştı. Yazar Simon Gronowski ile onun istemesi halinde tanışmak istiyordu. Tinel, Nazi sempatizanı bir ailede doğmuştu. Hatta ağabeyi Simon’ın atladığı meşhur 20.Konvoy’un gardiyanıydı. Çok düşünmeden Simon tanışmak istediğini bildirdi, Cemaat Merkezinde buluştular. İkisi de benzer yaşlardaydı ve konuştukça kaynaştılar. Bu tanışma ve dostluk sayesinde ikisi ortaklaşa “Nihayet Kurtuldu” adıyla bir kitap yazdılar ve birlikte dersler verdiler.
Havanın soğuk olduğu günlerde kapalı pencereden, güzel olduğu günlerde açık pencereden Simon’ın notaları Brüksel sokaklarını ısıtmaya, umut olmaya devam ederken O hep aynı şeyi söylüyor: hayat çok güzel, ama aynı zamanda günlük bir mücadeledir.
コメント