Next Generation Sephardi-Zionist Leaders Congress, üç ana federasyon altında toplanmış 30 farklı gencin katılımıyla 11-15 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirildi. 2. gerçekleştirilen bu etkinlikte, geleceğinliderleri olarak Siyonizm’itartışma ve farklı ülkelerdeki Yahudilerin yaşam koşullarını dinlemefırsatı bulduk. Çok değerlikonuşmacıların da katıldığı bu kongrede, gençlerolarak bizler özümüzüunutmadan, Seferad kimliğimiz doğrultusunda geleceği nasıl şekillendirebileceğimiz hakkında fikiralışverişinde bulunduk. Gelecek nesillere geleneklerimizi en güzel şekliyle aktarmanın yollarını tartıştık. Programın ilk günü Montreal’de bulunanYahudi Merkezini ve Holokost Müzesini ziyaret ettik. CSUQ’nin (Communauté Sépharade Unifiée du Québec) aktif olarak faaliyette olduğunugördük. Yahudi topluluğuna bağlı bireylerin, her yaştan kesimine hitap eden aktiviteler düzenlediğini, yaşlılarına, hastalarına ve ihtiyaçlılara nasıl yardım edildiğini ögrendik. Merkezi tanıma ziyareti ve faaliyetlerinin anlatımından sonra, Holokost müzesine gittik. Müze turundan önce yapılan açıklamada, Kanada’daki her toplumdan gelen genç ve yaşlıların ziyaretlerinin sıklaştığını anlattılar. Holokost’un sadecebiz Yahudiler için önemli olmadığını, aynı zamanda her toplumun, her kesimin bilmesi, anlaması ve unutmaması gerektiğinin altını tekrar çizdiler. Müzede, savaş süresince ve sonrasında Kanada’ya gelmiş Yahudilerin kişisel eşyaları sergileniyordu. Müze turu bitiminde bir Holokost kurtulanıyla bire bir görüşme fırsatımız oldu. Savaş süresinde daha çocuk olan Eva’nın annesi trene bindirilirken orada çalışan kuzeni tarafından kendi çocuğuymuş gibi gösterilerek kurtulmuş. Babası ve ailesiyle Getto’da yaşarken, babasının öngörüsüsayesinde kaçmışlar. Eva bir rahibenin onu yanına almasıyla Holokost’tan canlı kurtulabilmiş. Savaş sonrasında babası ve kuzeniyle tekrar bir araya gelebilen Eva bugün hayatını Kanada’da sürdürmekte. Eva hayatını kurtaran rahibeyi vefat etmedenönce tekrar ziyaret etme fırsatı bulabilmiş. Tanıklıklar bu yaşanılanları biz gelecek nesillere aktararak Holokost’un ve yaşanılanların unutulmamasını sağlamakta. Gün sonunda Şabat akşamı için hazırlanıp ChabbatHouse’a gittik. AramızaMontreal’den temsilcilerin de katıldığı çok güzel bir akşam geçirdik. Programın ikinci gününde artık konuşma sırası biz genç nesile gelmişti. Güney Amerika’dan, Israel’den farklı kökenli katılımcıların konuşmalarını dinledik. Ülkelerindeki Seferadların nereden geldiklerini, şu anki yaşam şartlarını ve Seferad Yahudikimliklerini korumak için ne gibi etkinlikler yaptıklarını ögrendik. Amerikan Seferad Federasyonu temsilcisi Jason Guberman ABD’deki antisemitizmin durumunu ve bununla savaşmak için neler yaptıklarını bizlere anlattı. Dünyadaki nerdeyse tüm Seferad Yahudilerinin ayni çatı altında toplandığını, aradaki mesafeler önemli olmaksızın birbirlerine nasıl yardım ettiklerini Jason Guberman’ın yaptığı konuşmayla bir kez daha kavradık. Guberman yaptığı konuşmada Yemen’de kalan Yahudiler için yaptıkları çalışmaları anlattı. Bugünün akşamında da Montreal Seferad Festivali kapsamında gerçekleştirilen bir partiye katıldık. Programın üçüncü gününde bazı değerli katılımcıların konuşmalarını dinledik. Prof.Benjamin Ish-Shalom’un Yahudi kimliği, Siyonizm ve Israel devleti arasındaki bağı konusundaki ve Brigadiel General Eli Shermeister’in IDF’in (Israel savunma kuvvetleri) Israel halkı ve kimliği için olan önemini anlattığı iki çok değerli konuşmadan sonra soru cevap için bir zaman ayrıldı. Bu süre zarfında farklı bakış açılarından yapılan yaklaşımlar iki farklı neslin birbirlerinden pek çok şey ögrenmesine olanak tanıdı. Soru cevap bölümünden sonra gelecek nesiln liderlerinden birkaçına daha konuşma şansı verildi. Ben de bu sürede küçük bir konuşma yapma şansıelde ettim. Türkiye’deki Yahudilerin nasıl yasadığını, Yahudi kimliğimizi ve Siyonizmi nasıl koruduğumuzu ve gelecek nesillere aktardığımızı, Israel’deki Türkler olarak nelerle karşılaştığımızı, kökenimize nasıl sahip çıktığımızı ve birliğimizi anlatabilme fırsatı yakaladım. Genç nesil konuşmacılarından sonra Dr. Yigal Bin-Nun tarafından Diaspora’da Yahudikimliği ve Israelalgısı üzerine bir konuşma dinledik. En son olarakFas’tan kongreye bkatılan Prof.Abdellah Ouzitane tarafından Fas’ta toplumların nasıl birlik içinde yaşadıklarını dinleme şansımız oldu. Antisemitizmin çok düşük olduğu Fas’ta üniversitede Yahudi yasalarının öğretilmesine başladığını, Yahudilerin kimliklerini korumak için pek çok çalışmalar yaptıklarını öğrendik. Programın son günü, hepimiz bir araya gelerek kongrenin nasıl geçtiğini tartıştık ve birlikte faaliyetler yapmak için anlaştık. Kanada Sefarad Federasyonu Başkanı Avraam Elarar’in, Latin Amerika Seferad Federasyonu Başkanı Gaston Maya’nın ve Dünya Seferad Federasyonu Başkanı Haim Cohen’in teşekkür konuşmaları ve katılım sertifikası dağıtımlarıyla program sona erdirildi. Böyle bir etkinliğe İsrael’den Türkiyeliler adına katılan ilk Türk temsilcisi olarak, dünyanın birçok farklı yerinden gelen arkadaşlarıma bizleri anlatmak çok özel ve inanılmaz bir deneyimdi. Program süresince gerçekleşen sohbetlerde Türk Yahudilerinin kimliklerini unutmadıklarını ve yaşatmak için neler yaptıklarını, Israel’deki Türkiyeliler Birliği’nin Aliya yapan Türkiyeli gençlere yaptıkları yardımları ve Seferad kültürümüzü korumaya yönelik çalışmalarını anlattım.Programın bitişinde katılımcıların ayrı ayrı gelip Türk Yahudileri hakkında bilmedikleri şeylerianlattığım, yanlış bildikleri şeyleri düzelttiğim için bana teşekkür etmiş olmaları beni çok duygulandırdı ve gururlandırdı. Türkiyeve Türk Yahudileri hakkında bilinen yanlışların bazılarınıdüzeltebilmiş olmaktan gurur duyuyor ve devamını getirebilmeyi umuyorum. Böyle bir şansı bana verdikleri için Türkiyeliler Birliği Başkanı Ovi Gülerşen’e ve Başkan VekiliEti Granit’e çok teşekkür ederim.Yazımı oradaki konuşmamıbitirdiğim cümle ile bitirmek istiyorum. “Israelli bir Türk Yahudisi olarakkimliğimle gurur ve bu ayrıcalığa sahip olmaktanmutluluk duyuyorum.” Serra Koen 30.05.2023
Comments