Bundan on ay önce, 7 Temmuz 2021 tarihinde bu köşemizde yayımlanan “Bir resital – ve bir ayrıcalık” başlıklı yazımı şöyle noktalamıştım: “Yafo’nun saat meydanında bulunan, tarihi ‘Saraya’ Türk Evi gibi bir ayrıcalık, diğer ülkelerin Kültür Müşavirliklerinde yoktur, bildiğim kadarıyla... Ortak amacımız, bu güzel olgudan olduğunca yararlanabilmektir!”
İşte bunu geçtiğimiz Cumartesi akşamı yeniden gerçekleştirebildik: İsrail’deki Türkiyeliler Birliği Kültür Komitesi ve Tel Aviv T.C.Büyükelçiliği’nin işbirliği ile, bu kez resital’dan oda müziği konseri’ne “terfi” ettik! Tel Aviv Üniversitesi’nin Buchmann-Mehta Konservatuarı’nda İsrael’in önde gelen müzik eğitmenlerinin yanında yüksek lisans çalışmalarında bulunan üç pırıl pırıl genci, özellikle bu dinleti için bir araya getirterek onlara SFORZANDO TRIO’yu kurdurduk ve onlara herkesin beğeneceği, seveceği bir repertuar seçtirdik… Bach, Vivaldi, Haendel ve Dvorak gibi dünya bestecilerinin yapıtlarından oluşan bu müzik dağarını olağanüstü bir uyum ile yorumlayan üç genç virtüözümüz, Yafo Saat Meydanı’na bakan o güzelim salonda dakikalarca ayakta alkışlandı…
Kimdir bu gençler? İşte bence asıl önemlisi, budur: Keman sanatçıları Dilan Karayılan Müslüman ve Türk, İlias Nachmias Yahudi ve Yunan, viyolonsel sanatçısı Jan Bogdan ise Hristiyan ve Slovak. Buyurun size – üç ayrı ülkenin ve üç ayrı tek tanrılı dinin çocukları, Türk ve İsrael bayraklarının süslediği bir salonda, bu iki ülkenin insanlarının önünde evrensel müzik yapıtlarını sunuyordu birlikte!
Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?
Türkiye ve İsrael ilişkilerinde güzel gelişmeler oluyor. Zaten dört nala giden karşılıklı dış ticarete, bir süredir kültür-sanat etkinlikleri de eşlik etmeye başladı – hele siyasi platformdaki yakınlaşma da yeşerirken… Dün akşamki konserden önce Tel Aviv THY Müdürü İlker Başaran ile sohbet ederken öğrendiğim kadarıyla, dünya çapındaki Batsheva Dans Topluluğu, daha geçen hafta İstanbul CRR Konser Salonu’nda iki gösteride coşkuyla alkışlandı – ayrıca İbrahim Tatlıses’in burada vereceği konserin de biletleri tükenmiş!
Ulusları, karşılıklı siyasetçiler birbirlerine yakınlaştırabilir elbet – ancak onları asıl kaynaştıran, sanattır. Çünkü sanat içten geliyor, insanların ruhunun ortak yönlerini sanki “gıdıklıyor” gibi – ve o noktaları mucizevi bir şekilde ortaya çıkarmasını, eşleştirmesini biliyor…
Bu bağlamda bu satırları, yukarıda andığım yazımın ilk cümlesi ile sonlandırmak isterim: “Ünlü yazar John Steinbeck’in şu deyişini biliyor muydunuz: Şarkılar siyasete benzemez – sınırları kolayca aşarlar.”
Komentarze