Av. Yakup BAROKAS
Gazeteci yazar Ronen Bergman tarafından kaleme alınan ve Türkçe çevirisi Bilgi Yayınevi tarafından 2021 yılında yayınlanan kitabın orijinal ismi “Rise And Kill First”. Yazar, kitabın ismini Talmud’dan esinlenmiş; “Eğer biri seni öldürmeye geliyorsa, erken kalk ve önce sen öldür!” (Babil Talmudu, Sanhedrin Risalesi, 72. Cüz, 1.Ayet). Talmud’un bu emri sanki Yahudi halkını koruma adına faaliyet gösteren Mossad dahil pek çok savunma teşkilatının stratejisini belirlemiş.
Kitabın arka kapağında da aynen şöyle denmekte: “Yahudi halkını korumak için her türlü tedbiri almak, 1948’deki devletleşme sürecinin en başından bu yana İsrail’in DNA’sına işlemiştir. Bu kitap hem büyük hem küçük düşmanlara karşı kimi zaman İsraillilere yönelik saldırılara cevaben, kimi zamansa önleyici mahiyette sayısız kez kullanılan hedefli suikastlara ilişkin sürükleyici bir anlatımdır.”
1972 doğumlu olan Ronen Bergman İsrael’in en önemli gazetelerinden Yedioth Aharonoth’da siyasi ve askeri makaleler yazmaktadır. 2020 yılında yayınlanan “Rise And Kill First” adlı kitabının yanı sıra yazarın 2007 yılında “The Secret War with İran” adlı, dünyanın en tehlikeli terör devletine karşı otuz yıldır gizliden sürdürülen savaşı anlatan diğer bir araştırması da mevcut.
Ronen Bergman’ın çoğu zaman büyük gizlilikle gerçekleştirilen ve sonrasında sözü edilmeyen, bazen de başarısızlıkla sonuçlanan görevleri ve bu görevlerin kişilere dayattığı ahlaki ve siyasi bedelleri gün ışığına çıkartması kolay olmadı.
Dünyadaki en gizli istihbarat teşkilatlardan biri olan Mossad, Şin Bet ve AMAN hakkında bu kitabın nasıl yazılabildiği sorusunun akla gelmesi son derece doğaldır. İsrael’de devlet arşivlerinde yer alan bilgilerin korunma süresi yasal olarak elli yıldan yetmiş yıla çıkartıldı. Ronen Bergman, daha 2010 yılında, bu kitabın yayınlanması için sözleşme dahi imzalamamışken, araştırmasını engellemek üzere Mossad operasyon dairesi bir toplantı düzenledi. Genelkurmay Başkanı Gabi Ashkenazi yazarın “ağır casusluk” suçu işlediğini iddia etti ve yayının durdurulması için Şin Bet’in agresif adımlar atmasını istedi.
Gerçekte hiçbir siyasi lider veya istihbarat elemanı Ronen Bergman’a açıklamalarda bulunmadı. Yazar bu bilgileri nasıl temin ettiği sorusunu İsraellilere özgü bir çelişkiye dayandırarak yanıtlamaktadır; “Bir yandan ülkede istihbarat ve ulusal güvenliğe ilişkin neredeyse her şey ‘çok gizli’ olarak sınıflandırılıyor. Diğer yandan herkes onların ne yaptıklarıyla ilgili konuşmak istiyor.”
850 sayfa olan bu kitap ağırlığı nedeniyle elde tutulması ve bu nedenle de okunması zor bir kitap olabilir. Ancak İsrael devletinin kuruluşundan önce ve günümüze dek sayısız gizli operasyonunu konu edine bu eser tarih severler için elden bırakılması zor bir kaynak niteliğinde. Aslında bu kitapta İsrael istihbarat topluluğunun hikayesini okuduğumuzda birçok açıdan etkileyici, hatta mucizevi başarılara tanık olurken bazı taktiksel başarısızlıkları da gözlemliyoruz.
Cinema City’den dönerken Glilot kavşağında İsrael İstihbaratının devasa binalarını görürüz. Bu binalara uzun yıllar Mossad’ın başında yer alan, bu kuruma farklı bir görüş açısı ve ideoloji kazandıran Meir Dagan’ın adı verildi.
Dagan, usta casus sıfatıyla muazzam övgülere mazhar oldu ancak 2016 Mart ayının ortalarında, ölümünden birkaç hafta önce, kitabın yazarı Ronen Bergman’la yaptığı son telefon görüşmesinde hüzünlü bir şekilde; “Bir fark yaratabileceğimi, ikna edebileceğimi düşünmüştüm. Hayal kırıklığına uğradım.” diyecektir. Acaba günümüzde hala önü alınamayan terörü mü kastediyordu bilemeyeceğim, ancak yazara göre iki uluslu bir devlet istemediği kesindi.
*****
Bir sonraki yazı: 18 Mayıs 2022
Comments