top of page

Rehinelerin dönüşü ile yeşeren umutlar





Hangi ülke halkı aynı anda duygulanır, sevinç gözyaşları döker? Heyecan, gurur ve bir nebze rahatlama sonucu dökülen gözyaşları…

 

Aylardır nefes almakta zorlanan, her günün sabahına karamsarlıkla başlayan her İsraelli, bu Cumartesi günü mutlu bir haberle azıcık rahat bir soluk alırken aynı zamanda sevinç gözyaşları döktü.

 

8 Haziran Cumartesi günü iz bırakan günlerden biri oldu. Belki de ileride adı “tarihi bir gün” olarak anılacak… Öğleye doğru bir hareketlilik olduğu sezinlenmeye başladı. Önce İsrael kuvvetlerinin Gazze’nin Nusayrat bölgesinde geniş taaruz başlattığı, batıdan tanklarla, doğudan kara kuvvetleriyle geniş kara operasyonuna giriştiği duyuruldu. Akıllarda soru işaretleri… Tsahal’in seçkin birlikleri nokta operasyonu düzenliyordu tahminen.

 

Kısa süre sonra operasyonun niteliğinin Entebbe benzeri bir hayat kurtarma girişimi olduğunu öğrendik. Oldukça riskli, başarı ile başarısızlık olasılığının bir saç teli kadar ince ayarlı bir girişim.

 

Ve nihayet mutlu haber medyanın her yoluyla ulaştı. Çatışmaların ardından Nusayrat’ta iki ayrı evden dört rehine canlı olarak kurtarılmıştı. “Ben insanımı gelip kurtarmayı bilirim” diyordu Tsahal böylelikle.

 

Noa Argamani, Almog Meir, Shlomi Ziv, Andrei Kozlov hasretini çektikleri ailelerine kavuşmak üzere, Gazze’den uzakta, askeri helikopterlerde İsrael semalarındaydılar artık.


 

Sekiz aylık esaretten özgürlüğe kavuşurken, İsrael halkı onları özlem ve gözyaşlarıyla kucakladı. Aylardır süregelen karamsarlık yerini sevince, gurura, umuda, iyimserliğe bıraktı.

 

Sevinçli haber İsrael’in her bucağında adeta bir sevinç çığlığı gibi çınladı, yayıldı, dalga dalga tüm benlikleri kapladı.

 

Yollarda, rehinelerin bakıma alındığı hastanelerin çevresinde insanlar tek ruh gibi birleşti, sevinçle, coşkuyla gözyaşı döktü. Çünkü onlar hepimizin yakınıydı, aylardır endişelenmiş, özlemle beklemiştik onları… Noa, Almog, Shlomi ve Andrei’nin yakınlarına kavuşma anlarının kareleri gözyaşlarımıza hakim olamadığımız sahnelerdi.

 

Halkın sevinç görüntüleri ulaştı ülkenin her yanından. Hatta bu sıcak Şabat günü ülkenin uzun sahil şeridi plajlarında güneşlenen, denize giren halkın, cankurtaran görevlisinin hoparlörden anonsu ile bu sürpriz haberi aldığında, sevinç ifadeleri ve nidaları bir bayram havası estirdi.

 

İsrael halkının coşkusu küçücük ülkesinin sınırlarını da aştı. Atina’nın merkezi caddelerinde, ünlü Monastiraki meydanında oldukça kalabalık İsraelli turist gruplarının kutlamaları, “Am İsrael Hay” nidaları, cesaretle HaTikva’yı seslendirmelerinin sosyal medyadan anında bizlere ulaşan görüntüleri, birlik ve beraberlik ruhunun güzel bir örneği oldu.

 

Entebbe benzeri bu operasyonla – ki adı bu çatışmada yaşamını yitiren Arnon Zamora anısına “Arnon Operasyonu” olarak belirlendi – İsrael’in insan hayatına nasıl değer verdiği, hayat kurtarmak için nelerin göze alındığı bir kez daha kanıtlanmış oldu.

 

Ya geride kalanlar? Gazze’nin karanlık yeraltı tünellerinde hayatta kalma mücadelesi veren ve eve dönme umudunu her geçen gün yitiren rehineler… Bugün Noa, Almog, Shlomi ve Andrei’yi sevgiyle kucaklarken, ister istemez geride kalan nice kadın, erkek, yaşlı, genç, asker ve çocuk rehineleri düşünüyor, tüm kalbimizle onların da sağ salim aramıza döneceği günlerin düşünü kuruyoruz.

 

 

 

















Etiketler:

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page