Natan Sharansky tarafından 'Yahudi Halkının Ahlaki Pusulası' olarak adlandırılan Elie Wiesel, Gece adlı eserinin bir bölümünde Auschwitz'de yaşadığı Yahudi Yeni Yılı olan Roş Aşana'yı betimler.
'Gözlerim açılmıştı ve yalnızdım, Tanrı'nın olmadığı, insanın olmadığı bir dünyada korkunç derecede yalnızdım. Sevgisiz ve merhametsiz. Artık küllerden başka bir şey değildim...'
Birçok kurban gibi Wiesel de kendini eski güçlü inançlarını sorgularken buldu, ama yine de inancını hiç kaybetmedi.
REEH bölümü her birimize "GÖRMEMİZİ!" emrederek başlar.
Paganizm, tanrı’yı/tanrı’ları etkilemek için ritüelleri kullanan bir sistemdir. İnsan bir savaşı kazanmak, çocuk sahibi olmak, maddi açıdan başarılı olmak ister.
Putperest kültürde, insan krizle sarsılarak bir iç gözlem durumuna düşmez. İnsan kendi davranışını düzeltmeye çok az ihtiyaç duyar.
Bir putperestlik sisteminde kişinin kaderi ahlaki durumuna değil tanrılara olan iyiliğine bağlıdır. Bu nedenle pagan iradede amaç, tanrının arzularını insanın isteklerine uydurmak olan bir tür ayinle meşgul olur.
Kişi tanrıya bahşedilen armağan (rüşvet) aracılığıyla onun lütfunu kazanır. Bu şekilde sanki insanın ilahi alanda bile kontrol eden bir eli vardır.
REEH – “Görme” eylemi bakanlar için “Beyin” ile ve görenler için “Bilgelik” kanalıyla gerçekleşir. Yaşam yolculuğunda edindiğimiz tecrübelerin özünü görebilmek bize geleceğin (vahiy) kapılarını açar. Bu irtibat (deneyim) bizleri Tanrı’nın Makom’una (bulunduğu yere) yaklaştırır.
KEVEK (Gematria = 126) Vahiyle gelen REHBERLİKTİR ve insanların farkındalığıyla ilgilidir. Çünkü Peygamberler ve İlahi Yasalar bu kanaldan gelir. Moşe çok ANAV (Gematria = 126) – ALÇAKGÖNÜLLÜ bir insandı .
Kalplerimizin gözlerini açıp önümüze konulmuş olan dünyayı görebilmeliyiz. Bu net görebilme yetisi hem kurtuluşumuz hem de kutsamamız olur. Çünkü bu vizyon nerede olduğumuzu görmemizi sağlar.
Vizyonumuz, yanlış inançlar, korku veya ayrı olma yanılsaması tarafından engellenmediğinde, bize sunulan Kutsama'yı seçme özgürlüğünü deneyimleyebiliriz.
Yıllar önce, hayal gücü yüksek bir gençken olasılık vizyonlarımı tutkuyla ifade etmeye çalışırken etrafımdaki yetişkinler genellikle "GÖRDÜĞÜMDE İNANIRIM" diyerek karşılık verirdi.
Sezgisel olarak, sürecin tam tersi şekilde işlediğini anladım. Çünkü genellikle sadece inandığımız şeyi görürüz ve inançlarımız, o anın zihin durumu (kollektif şartlanmamız) tarafından belirlenir.
"Gör (tekil), bugün önünüze beraha ve beddua yerleştiriyorum (kollektif)" (Devarim 11:26)
Topluluklar, uluslar ve bir tür olarak kollektif uyanışımızın kritik hale geldiği bir zamanda yaşıyoruz.
Küresel iklimin giderek bozulması, hayati kaynakların tükenmesi, zengin ve fakir arasındaki büyüyen uçurum, bitki, hayvan türlerinin hızla yok olması, gezegenimizde yıkıcı silahların yayılmasıyla karşı karşıya kaldıkça, insanlık ailesinin uyanması ve birbirimize ve çevremize davranış biçimimizde temel değişiklikler yapmamız gerektiği açıktır.
Tanrı önümüze (kollektif bir bilinç olarak) kutsama veya lanet seçimin koyar. Ancak, bu kollektif uyanışa yaklaşırken her birimize kişisel olarak, (tekil) hitap edilir. Kişisel olarak gözlerinizi açmalısınız.
Alışkanlık görüşümüzü bulandırır. Hayatlarımızı sıradan olarak görmeye başlarız.
Gözlerimizi sıra dışı olana açabilmemiz için ara sıra “Hac Yolculuğu” olan Pesah (Özgürlük) – Şavuot (Sınırlar) ve Sukkot (Tinsellik) olan “RUHSAL UYANIŞ” yolculuğuna çıkmamız gerekir. Ve boş elle değil “bize verilen berekete göre” bir sunu getirmemiz emredilir. (Devarim 16:16)
O zaman yolculuk paylaşılan bereketin bir kutlaması haline gelir.
Sizler de en derin ÖZLEMİNİZİN farkına vararak, bir NİYET belirleyerek ve bir büyüğünüzden LÜTUF (beraha) isteyerek bilinçli bir şekilde bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
Yeter ki, Ruhun Pusulasının yol göstermesine izin verin.
Sevgilerimle - Shabat Shalom
Moşe PASENSYA
Comments