
Müzik insanlığın ortak dili ve mirası mı?
Bu konu hakkında uzun araştırmalar ve yayınlanan makaleler mevcut. Cevabını vermek çok da kolay değil. Yapılan bir deneyde etno müzik yapan bir erkek ve üç kadından oluşan Ukraynalı DakhaBrakha adlı bir grubun tınılarının önce kaos olarak değerlendirildiğini daha sonra seslerin bir melodiye dönüştüğünü ve bir kreşendo ile sona erdiği söyleniyor. Dinleyenlerin birçoğu hislerini” Söylediklerinden bir kelime anlamıyordum, vokal sanki başka bir dünyadan gelmiş gibi idi” diye tanımlıyorlardı. Ve bu müzik YouTube’da tıklanma rekorları kırdı.
Araştırmacılar müziğin evrensel olduğunu ispatlamak içim bambaşka bir yöntem buldular. Müziğin psikoloji ile doğrudan ilişkili olduğunu iddia ediyorlar. Müziğini anlamak ve keyfini çıkarmak için belirli bir kültüre aşina olmanıza gerek olmadığını söylüyorlar
Bütün toplumlarda dört türde şarkıların bestelendiğini yazıyorlar. Aşk şarkıları, ilahiler ninniler ve dans şarkıları. Herkes aşk şarkıları dinliyor çünkü dünyanın dört bir yanında her bir birey hayatının bir döneminde mutlaka bir aşk yaşıyor, bir ninni söylüyor veya dinliyor, şifaya ihtiyacı oluyor ve ilahilerle tanışıyor ve dans etmek istiyor. Müziği bu kadar dar bir kalıba sokmanın anlamlı olmadığını düşünüyorum.
Mevsimsel döngüler, protest müzik gibi daha sayamadığımız binlerce müzik türünün insanı etkilediğini düşünürsek ve tüm bu türlerin farklı kültürlerde farklı şekillerde icra edildiğini de hesaba katarsak müziğin evrenselliğini de tartışabiliriz.
Bu düşünce sosyal açıdan oldukça ilginç çünkü sanatın kültürler arasında ortak bir zemine oturduğunun göstergesi. Tıpkı bir çok sanat dalında olduğu gibi müzik de insanlığın ortak duygularını ortaya koymak için gerekli ve özel bir platform. Her bir kültür müziği farklı pencerelerden algılasa da ortak bir noktada birleştiriyor. Bu çeşitlilik de kültürel geçmiş, coğrafya ve tarihden besleniyor. Müzik insanlar arasında bir bağ oluşturmak için gerekli. İnsanlar eşzamanlı hareket ettiklerinde, eşzamanlı duygular hissettiklerinde işbirliği yapmak için çok daha istekli oluyorlar. Bu noktada müziğin evrenselliği insanları ortak noktalarını ortaya çıkarması ve herkesin özgürce kendi yorumunu katıyor olmasından kaynaklanıyor.
Birbirimizden bu kadar farklı iken, birbirimize bu kadar yakınlaşmamızın ortak noktası müzik ve sanattır.
Müzik doğanın kendisinde var. Müziği sadece icra edilen bir şey olarak da düşünmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Doğanın içinde suyun akış sesi, rüzgarın esmesi, ayak sesleri, kalbin atış sesi hepimiz için önemli.
Müziğin matematik ile olan ilişkisi de uzunca konuşulacak bir konu. Müziğin Pisagor’un temel kuralları ile yakından ilişkili olduğu bilinen bir gerçek.
Matematiğin evrenselliği ise gelecek haftaki konum…
Haydi modaya uyayım ve “az sonra” diyeyim.
Feride PETİLON
Çok beğendim,ellerinize sağlık müziğin matematiğini merakla bekleyeceğim