Bu Şabat okuyacağımız peraşa Pesah’ın yedinci günü vesilesi ile, normal sıradan değişik olarak, İsrael Oğullarının Mısır çıkışından sonra ilk hafta içinde başlarına gelenleri anlatır.
Kısaca özetlemek gerekirse, İsrael Oğulları apar topar çıkarlar Mısır’dan. Firavun bir hata yaptığını hisseder ve 600000 kişilik bu konvoyun peşinden kovalamaya başlar. İsrael Oğulları kendilerini kudretli Mısır kuvvetleri ile Kızıl Deniz’in arasında bulurlar. Tanrı’nın mucizesi ile deniz ikiye bölünür. İsrael Oğulları kurumuş denizin ortasından geçerken, Mısır ordusu sular kapanınca yok olur.
Özetlemeye çalıştığım bu olayların başlangıcında ilginç bir cümleye göz atmak dikkate değer.
Firavun milleti yolladığı zaman, Tanrı onların yakın olan Peliştim topraklarından gitmelerini bırakmaz. Çünkü Tanrı “onlar savaş görürlerse vazgeçip Mısır’a geri dönebilirler” der. (Şemot 13, 17)
Bu pasuğa ilk bakışta anlaşılacağı üzere, Tanrının gözünde İsrael Oğulları henüz savaşmaya hazır değillerdir. Ancak daha geniş açılı bakıldığında deniz kıyısından gitmeyip güney doğu istikametinde alınan yol milleti iki savaş durumu ile karşı karşıya bırakır. Bunlardan birincisi, yukarıda da belirtiğim gibi kuvvetli Mısır kuvvetlerinin tehdidi altında olmaları, ikincisi de Kızıl Deniz’i hemen geçtikten sonra Amalek kabilesi tarafından saldırıya uğramalarıdır.
Hani milletin savaş görmesinden kaçınılmasına çalışılıyordu?
Bu soruya bilginlerimiz değişik açılardan yanıtlar vermeye çalışırlar. Bazılarını bir araya getirip biraz da kendimden katarak huzurlarınıza getireyim.
Akdeniz kıyılarına yakın bu “kısa” yol o dönemde Kenaan bölgesi ile Mısır arasında kullanılan en uygun yoldur. Buna örnek olarak Avraam ve Sara’nın Kenaan topraklarındaki kuraklık yıllarında Mısır’a gitmek için bu yolu kullandıklarını görürüz. Hatta, Yosef’in daveti üzerine Yaakov ve ailesinin bu yolu kullanarak Mısır’a göç ettikleri tahmin edilmektedir.
Tora dışı kaynaklara göre de o dönemde bu yolun Mısır Firavunları tarafından Kenaan topraklarına yapılan kuşatma seferleri için kullanıldığı bilinmektedir. Rav Yoel Binnun’un belirttiği o döneme ait bir belgeye göre, bu kısa yoldaki savaş tehlikesi sadece yolun sonuna doğru yerleşmiş Peliştim kavmi değildir. Kuvvetli Mısır Firavunluğunun yol üzerinde birçok askeri noktaları vardır. Buna bağlı olarak eğer İsrael Oğulları bu kısa ve alışılmış yolu seçselerdi kedilerini doğrudan Mısır tuzaklarına sokmuş olacaklardı. Mısır’dan yeni çıkan İsrael Oğulları sadece onları kovalayan Mısır kuvvetleri tarafından değil aynı zamanda ön cepheden de abluka altına girecekti. Dolayısı ile bu tuzakları savaşarak aşsalar bile, sıra Peliştim kavmini geçmek için gerekebilecek bir muharebeye gelince, millet çok yorgun ve bıkkın olabilirdi. Bu nedenle Mısırdan çıkış yolu güney doğudaki çöl bölgesine yöneltildi. Her ne kadar Tanrının inanılmaz Kızıl Deniz’ın yarılma mucizesi gerçekleştiyse de mucizeden evvelki tehlike yani İsrael Oğullarının peşinden koşan Mısır kuvvetleri, Peliştim yolunda var olan tehlikeye kıyasla çok daha sınırlı idi.
Kızıl Deniz’i hemen geçtikten sonra Amalek kabilesine karşı yapılan savaşa göz atınca İsrael Oğullarının bu tür bir saldırıya hazırlıklı olduklarını algılayabiliriz. İsrael Oğulları, okuyacağımız peraşada da yazılı olduğu gibi
Tanrı milleti çöl yolundan Kızıl Denize yöneltti. İsrael oğulları Mısırdan silahlanmış olarak çıktılar. (Şemot 13, 18)
Bu kelimelere göre halk bir savaş ihtimaline kendini hazırlamıştı.
Amalek kabilesi ile cereyan eden savaşın bir başka özelliği vardır. İsrael oğulları ne bu kabileyi tehdit etmişti ne de onların topraklarından geçmek için bir girişimde bulunmuştu. Amalek, sadece nefret sonucu İsrael Oğulları konvoyunun zayıf noktası olan en sonda yürüyenlere saldırmıştı. Yukarıdaki pasukda da gördüğümüz üzere İsrael Oğulları bu cins bir savaşa hazırdı. Yeoşua komutasındaki savaşçılar ve Moşe’nin Tanrıya ellerini kaldırıp yalvarışı sonucu Amalek saldırısı bertaraf edildi. Bu sonuçtan da anlaşılacağı üzere Amalek’in nefret saldırısı büyük konvoyun yolunu değiştirmeye sebep değildi.
Normal plana göre, Kızıl Deniz mucizesinden ve de Sinay dağında 10 emrin verilişinden kısa bir müddet sonra İsrael Oğullarının Kenaan topraklarına girmesi gerekiyordu. Ancak yeni yeni hürriyete kavuşan İsrael Oğulları bu planı bozmayı başardı. Kenaan topraklarına yollanan casusların yerel halka karşı savaşta başarılamayacağına dair verdikleri rapor sonucu, Tanrı İsrael Oğullarını cezalandırdı ve sadece yeni nesil 40 sene sonra vaat edilen topraklara girme vazifesini yerine getirdi.
Mısır’dan Kenaan’a yolu uzatmanın sebebi olan savaştan yılma kuşkusu kendini tamamen değişik bir şekilde gösterdi ve çıkış nesli vaat edilen topraklara ulaşmadı. Onların yerine yeni nesil Amalek’e karşı savaşı komuta eden Yeoşua’nın liderliğinde Kenaan topraklarını kuşatma vazifesini üstlendi.
Comments