top of page

Mişkan, Şabat ve Yahudilik




Mişkan’ın inşası ile ilgili tüm hazırlıklar tamamlanmıştır. Artık iş rayına oturmaktadır ve Moşe bu haftaki peraşamız Vayakel’de, bu anıtsal görevle ilgili son direktifleri vermektedir. Ancak bunu yapmadan önce vereceği bir mesaj vardır: Peraşa, Moşe’nin tüm halkı toplayarak söylediği şu sözlerle başlar:



Moşe tüm Bene-Yisrael cemaatini topladı ve onlara [şöyle] dedi: ‘A-Şem’in, yapmayı emrettiği şeyler bunlardır. Altı gün iş yapılabilir, ama yedinci gün sizin için kutsal olacaktır; [bu gün] A-Şem için işten kesinlikle el çekilmesi gereken bir gün (Şabat) olacaktır… Yaşadığınız tüm yerlerde Şabat günü ateş yakmayın.’” (Şemot 35:1-3).



Moşe, Mişkan’ın inşası ile ilgili direktiflere ancak bu uyarının ardından devam etmektedir.


Şabat kurallarının, portatif tapınağın inşası ile ilgili kuralların tam ortasına yerleştirilmiş olmaları, Tora’nın bu bölümünün araştırılması için oldukça yeterli bir sebeptir. Örneğin Hahamlarımız buradan, Mişkan’ın inşasının, tüm önemine rağmen, Şabat’ın önüne geçemeyeceğini öğrenmişler ve Şabat günü yapılması yasak olan işleri de, “Mişkan’ın inşası sırasında yapılan otuz dokuz iş kategorisi” olarak tanımlamışlardır. Bu basit bir denklemdir: Eğer Mişkan’ın inşasını Şabat günü durdurmak gerekiyorsa, o zaman bu, Şabat günü yapılması yasak olan iş kategorilerinin, inşaatın gerektirdiği işlerin hepsini içeriyor olduğu anlamına gelir. Mişkan’ın inşasını her ne şekilde engellerse engellesin, Şabat olduğu zaman her türlü iş durmalıdır.



Ancak bu açıklamaların ötesinde araştırılması gereken asıl konu, pasuklar arasındaki kopukluktur. Acaba Tora, neden Şabat’ın önemini doğrudan bir emirle belirtmemiş, örneğin “Mişkan’ı, Şabat günü inşa etmeyeceksiniz” gibi bir direktifle işi kısa yoldan çözmemiştir? Şabat günü ile ilgili önemli bir konu neden açıkça ve kendi başına vurgulanmak yerine, özellikle Mişkan’ın inşasıyla ilgili emrin içine entegre edilmiş ve bizim bu kuralı, [Tora’yı açıklamanın on üç yönteminden biri olan] “yan yana gelen konular” yöntemiyle belirlememiz beklenmiştir? Peki, Şabat günü ateş yakma yasağına ne demeli? O da otuz dokuz iş kategorisinden biri olduğuna göre burada ayrıca yazılmasına ne gerek vardır? Bu sebeplerle ve Tora’daki pasuk yerleşiminin planlı ve programlı bir düzenin eseri olduğu gerçeğinden yola çıkarak, aklımıza doğal olarak şu soru takılmaktadır: Şabat’la ilgili, Mişkan’da da bulunan – ama inşaat kurallarıyla ilgili olmayan – özel bir tema olmalıdır. Bu nedir?



Rabi Mordehay Kamenetsky bunu açıklamak için bir fıkra anlatır.


* * *


Ünlü bir Magid (Yahudilikle ilgili konuları etkili konuşmalarla öğreten bir hatip), zengin ve modern bir şehirde konuşma yapmaya davet edilmiştir. Kendisine, konuşmayı hazırlamadan önce, yerel sinagogun başkanıyla görüşmesi salık verilir. “Bu, oldukça müstesna bir cemaat” denir kendisine. “Bu sebeple dikkatli olmalıyız. Kimseyi en ufak iğnelemeyle rencide etmek istemeyiz; öyle değil mi?” Bu uyarılardan pek hazzetmeyen Magid, yine de, ceviz bir masanın arkasındaki ceylan derisi koltuğunda oturan cemaat başkanını görmeye gider. Magid odaya girdiği zaman, başkan, yanan purosunu pirinç bir küllüğün kenarına yerleştirir.



“Rabi” diye söze başlar başkan. “Çok etkili konuşmalarınızla ünlü olduğunuz söyleniyor. Konuşmalarınız kalabalıkları ateşliyor ve bazen de – çalkantılara yol açıyormuş. Lütfen söyleyin. Şehrimizde ne konuda konuşmayı düşünüyorsunuz?”


Magid hemen cevap verir: “Niyetim Şabat’la ilgili konuşmak.”



Başkanın yüzü bir anda değişir. “Yoo hayır Rabi; lütfen. Böyle bir şehirde o konudaki konuşma sadece sağır kulaklar tarafından dinlenir. Hepimiz hayatımızı kazanmak için çok çalışıyoruz ve Şabat’ın bizim lügatimizde pek yeri yok. Sizden rica ediyorum. Başka bir konuda konuşun.”



Rabi, başkanın ağzını aramaya başlar. “Hmm… belki Kaşerut’la ilgili konuşurum?” “Kaşerut mu? Oh lütfen Rabi” der başkan. “Zamanınızı boşuna harcamayın. Bu şehirde yıllardır Kaşer kasap bile yok.”



“Peki ya Tsedaka’ya ne dersiniz?” diye sorar Magid. “Fakirlere yardım? Yaa Rabi lütfen bırakın bir nefes alalım. Şehri her hafta kaç dilencinin ziyaret ettiğinin farkında mısınız? Fakirlere yardım konusundan bıktık.”



Magid cevabın ne olduğunu tahmin ederek bir öneride daha bulunur: “Ya Tefila?”


“Ciddi olamazsınız. 1000 Yahudi ailenin yaşadığı bir şehrimiz var, ama hafta arası minyan toplamamız bile mucize. Sinagog, Roş Aşana ve Kipur günleri dışında hep boştur. Kimsenin ilgisini çekeceğini sanmıyorum.”



Magid rahatsızlığını daha fazla saklayamaz. “Şabat’tan bahsedemeyeceksem ve Tsedaka’yı anlatmayacaksam, Kaşerut ya da Tefila’yı da istemediğinize göre; ne konuşmamı istiyorsunuz?!”


Başkan şaşırmıştır: “Neden ki Rabi?” der hayretle. “Bu çok kolay! Yahudilikten bahsedin!”


* * *


Şabat’la ilgili genel kuralları ve bir tane özel kuralı, tarihteki ilk Yahudi tapınağının mimari talimatlarının arasına koymakla, Tora bizlere şöyle bir mesaj vermek istiyor olabilir: “Tanrı’ya ibadet için çok güzel saraylar inşa edebilirsiniz. Ancak eğer Yahudiliğin temellerini görmezden gelir ve bunları uygulamayı gereksiz görürseniz, yaptığınız bu yapılar da tamamen anlamsız olacaktır.”



Şabat burada ayrı bir birim olarak konuya katılmaktadır; çünkü Şabat’ın kendine has önemi, inşaatı durdurma konusunda sahip olduğu kuvvetten bile üstündür. Bir Yahudi şunu tam olarak bilmelidir: Şabat olmadan, Kaşerut olmadan, Yahudiliğin diğer esasları olmadan, yapılan en güzel tapınak bile, havada duran bir şatodan farksızdır.



Sonuç olarak her ne kadar Yahudi “bireyler” kendi yaşamları konusunda kararlarını kendi uygun gördükleri şekilde vermek, ne konuda titiz davranacaklarını kendileri belirlemek hakkına sahiplerse de, konu Yahudi “kolektifi” olduğu zaman, Yahudiliğin temelleri göz ardı edilmemelidir. Yahudi kurumları – ve elbette devleti – söz konusu olduğu zaman, Yahudiliğin kuralları, en temel kolektif müşterek olarak gözetilmelidir. Aksi takdirde bir Yahudi kurumunun veya Yahudi devletinin, Yahudiler tarafından kurulmuş ve/veya Yahudilerin kontrolünde olması haricinde ne açıdan “Yahudi” olduğunu açıklaması zor olacaktır. Zira Yahudilik sadece “Yahudiler topluluğu” değil, bu yıl itibariyle üç bin üç yüz otuz dört yıla meydan okumuş bir doktrindir.









Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page