Nelly Barokas’ın gerçekleştirdiği bu söyleşi ile İstanbullu seramik sanatçısı MARA GÜLERŞEN’i daha yakından tanımak, paylaştığımız görsellerle sanatçının eserlerinden küçük bir seçkiyi sizlere sunmak fırsatını bulacağız.
*Mara Gülerşen kimdir?
Mara; ailesi ve dostlarıyla çamura ve her daim üretmeye olan tutkusuyla fark ettiklerini sanatı ve var oluşuyla paylaşmaya çalışarak yaşayan bir kadın…
*Bir yazıda çocukluğunuzdan beri çamurla iç içe olduğunuzu, çamurla oynamayı sevdiğinizi okumuştum.
Çocukluğum özgürce büyüdüğüm, oynadığım, denizinde sabahtan akşama yüzdüğüm Yeşilköy’de geçti.
Öyle toprakla, çamurla iç içe olurdum ki annem beni yıkamakta zorlanırdı… Bebekken bile toprağı kazıyıp şekiller yaptığımı anlatırdı rahmetli özel ruhlu annem…
*Bir seramik sanatçısı konumuna erişmek için bu konuda nasıl bir eğitim gördünüz? Aileniz bu konuda sizi teşvik etti mi?
İsrael’de 1978-1983 senelerinde yaşarken okulda çok sevdiğim bir seramik hocam vardı… Seramikle ilk tanışmam o yıllarda oldu… Doğru hocanın insan hayatındaki önemi o kadar büyük ki… Tabi o zamanlar yüzlerce çocuğa ders vermenin tohumlarını attığımın hiç farkında değildim.
İstanbul’a geri döndüğümde biraz da babamın yönlendirmesiyle (altın bilezik konusu :)) Marmara üniversitesi Muhasebe bölümünü bitirdim.
Ancak bu dalın bana uygun olmadığı çok ortadaydı.1986’da evlendiğim sene kemer imalatına başladım. Ve belli başlı firmalarla çalıştım.1992’de 2. çocuğumu doğurunca verdiğim arada seramik tekrar karşıma çıktı. .Birçok farklı atölyede eşsiz usta ve hocalardan eğitim alma şansım oldu. Ayrıca yine İsraelli hocalardan aldığım sanat terapi dersleri, her türlü farkındalıkla, içe dönüşle ilgili eğitim ve work shoplar sürecimi çok destekledi. Ailem tüm süreçlerimde en büyük destekçim oldular.
*İlk tasarımlarınız, nelerdi?
İlk tasarımım içinden dua eden bir kadının yükseldiği bir ağaçtı.
*Seramik sanatçısı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Çamur çok özel bir malzeme, çok büyük bir felsefeyi içeriyor. Kendini yoğurduğun ve şekillendirdiğin bir süreci yaşatıyor kişiye. Çamurla iletişime geçtiğinde büyük bir dönüştürücü gücü, şifası var.
Bana göre kişi o bağlantıyı yakaladığında içindekileri ellerinden akan enerji vasıtasıyla çamura geçiriyor ve gerçekleşen o buluşmada şifa oluşuyor.
*Çocuklar ve yetişkinlerle yaptığınız eğitim ve atölye çalışmalarından bahseder misiniz?
Çok uzun yıllar her yaştan her tür insana ders verdim. Kişilerin muhteşem dönüşümlerine şahit oldum.
*Ortaköy Ets Ahayim sinagoguna bir Hayat Ağacı panosu yapıp hediye etmişsiniz… Bu güzel girişimin sebebini öğrenebilir miyiz?
Annemin hastalığı ve vefatı sürecinde bu sefer çamur, şifasını üzerimde gerçekleştirmeye karar verdi. Annemin vefatıyla yas sürecimde başlayan bir minik hayat ağacı adım adım büyüyerek 1. ölüm yıldönümünde annem Suna Levi’nin anısına Ortaköy Sinagogunun duvarında yerini buldu.
Uzun aylar süren hastane süreçlerimizde Allah’a o soğuk duvarları, bakan her göz için umutla doldurmaya vesile olmak için dua ediyordum.
Duyuldum… Bugün birçok hastane duvarında bakan gözlere şifa olması dileğiyle yaptığım eserlerim olduğu için çok mutluyum… Benim için en büyük sergi bu…
*Eserlerinizi oluştururken nelerden ilham alıyorsunuz?
Eserlerimde kadın, ağaç, göz, el, kuştan çok ilham alıyorum. Geleneksel sırlama teknikleriyle birlikte dönüşüm, yükseliş, tohum, niyet, dua gibi kavramlar buluşuyor… İşte o zaman iç dünya dışarıyla buluşuyor.
*Bir tasarıma başladığınızda onu belleğinizde tamamlayıp mı yola çıkıyorsunuz, yoksa çalışma sürecindeki esin kaynaklarına, dürtülere göre mi şekilleniyor?
Tasarımlarım tamamıyla dürtüsel… Yapıyorum, sonra ne yaptığımı anlıyorum. Tasarım sonradan konuşuyor genellikle bana…
*Son olarak, Amsterdam Yunus Emre Enstitüsünde açılan “Sefarad- Çok kültürlü bir mirasın izleri” başlıklı sergiye katılan 33 Türk Sefarad sanatçısı arasında yer aldınız. Bu etkinlikte sergilenen eseriniz hangisiydi?
Sevgili Terry Katalan küratörlüğünde üç sergi gerçekleştirdik.
1) Barcelona / Tohumlarımın atıldığı ülkeye seramik TOHUM’lar götürdüm..
2) Londra / Londra’daki sergide döngüler serisi ve niyet etmekten esinlendiğim balonlarım, annem ve annemin arkadaşlarına ithafen yaptığım tombul meleklerim vardı.
3) Amsterdam / EYE isimli büyük bir duvar panosuyla katıldım. 3 farklı malzemeyi kullandığım bu eserde farklılıklarımızla birlikte yaşamayı anlatıyor.
Barcelona sergisi:
Londra sergisi:
Amsterdam sergisi:
*Böylesi vesilelerle ülke sınırlarını aşıp, dünya seyircisine açılabilmek nasıl bir duygu?
Sanatçının en büyük motivasyonu paylaşmaktır bana göre. Bugün birçok hastane, fabrika, otel, iş yeri ve evde sayısız işlerimin olması ve birçok insana atölyede dokunmuş olmak, bir zamanlar ders verdiğim ve artık büyümüş çocuklarla karşılaşıp eşsiz paylaşımları yaşamak çok değerli…
*Çamur sizin için ne ifade ediyor?
Çamur ben - biz… Güçlü, bir o kadarda kırılgan, eşsiz, yoğurularak şekillenen, çok uzun bir aşamadan geçen ve her elementi içinde barındıran…
*Pandemi dönemi sanatınızı verimlilik açısından etkiledi mi? Bu zor dönem seramik sanatınıza ne şekilde yansıdı? En son tasarımlarınız nedir?
Pandemi atölyemin evimde olması nedeniyle çok verimli geçti. Hem bol bol çalıştım, hem de ihtiyacı olanlara on line seramik dersi verdim.
Pandemi ile başlayan karanlık süreç her evresinde ışığı görme arzu ve niyetiyle HAZ koleksiyonumun yeni aydınlatmasıyla şekillendi… Yepyeni bir koleksiyon çıktı. Çıkmakla da kalmayıp, içimde bu koleksiyonu paylaşma, anlatma içgüdüsü belirdi.
Kasım ayında ekibimle bir sergi planlıyoruz.
HAZ aydınlatma koleksiyonu:
*Yıllar ve zaman geçtikçe sanatınızda, yaratıcılığınızda değiştiğiniz, giderek ustalaştığınız, yenilendiğiniz, düşlerinizi gerçekleştirdiğiniz duygusuna kapılır mısınız?
Yıllar geçtikçe ustalaşıp, yaratıcılığım gelişti mi diye sormuşsunuz; Bu tamamıyla bakan gözlerin, hisseden kalplerin takdiridir...
Bana gelince ben keyifle yaratmaya, duvar ve mekânların ne istediğini anlamaya, içimde yaşadıklarımı ve beni şifalandıranları paylaşmaya bildiğim her yolla devam ediyorum…
Bana göre en büyük sanat, hayatı yaşama sanatıdır… Gerisi boş… Kendinle olan ilişkin dış dünyanı belirler… Ben buna inanırım. Yarattıklarımla da bunu yaşar, bunu anlatırım.
Duvar panoları:
Mara GÜLERŞEN (Atölye)
Comentários