Gün geçmiyor acı bir haber ile alt üst olmayalım. Dün dört rehinenin ölü olduklarının duyurulması ile sarsıldık. Chaim Peri (79), Amiram Cooper (84), Yoram Metzger (80) 7 Ekim’de Hamas teröristleri tarafından Nir Oz Kibbutz’undan kaçırılmışlardı. Birkaç ay önce, her biri konuşurken çekilmiş filimleri Hamas tarafından yayınlanmıştı. Son derece çökmüş bir durumdaydılar. Nadav Popplewell (51) Kibbutz Nirim’den rehin alınmıştı.
Dördünün de Han Younis’te uzun süre önce öldükleri belirtildi. Ölümlerin İsrael bombardımanı sonucu mu, yoksa Hamas teröristleri tarafından mı gerçekleştirildiği Tsahal tarafından araştırılmaktadır. Sonuç ne olursa olsun bu dört sivil, yaşlı, tamamen masum kişiler Hamas’ın kurbanı oldular geride eş, çocuk ve çok sayıda torun bırakarak. יהיו זיכרם ברוך
Son olarak 124 rehineden sadece sekseninin hayatta olduğu açıklandı. Her gün geçtiğinde rehinelerin sağ olarak dönmeleri olasılığı giderek azalıyor. Aileler her geçen gün tükeniyor, umutlarını yitiriyorlar.
Diğer yandan ülkenin kuzeyi gün be gün Hizbullah’ın roketlerine ve insansız hava araçlarının saldırılarına hedef oluyor. Dün bu saldırılar sonucu Golan, Kiryat Şmona ve Galil’de çıkan büyük yangınlarda dört bin dönüm ormanlık yok oldu. Ülkenin kuzeyinde 70 bin kişi sekiz aydır evlerinden uzak göçebe hayatı sürmekte.
ABD Başkanı Joe Biden’in konuşmasında, İsrael tarafından önerilen ateşkes ve rehine anlaşmasını açıklanması yeni bir kargaşaya yol açtı. Hükümetteki aşırı sağcı Ben- Gvir ve Smotrich’in savaşın sonlandırılması durumunda hükümetten çekileceklerini bildirmeleri üzerine Netanyahu Biden’in sözünü ettiği anlaşmanın savaşı sona erdirmeyeceğini, ancak Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılmaları için geçici bir ateşkese yol açacağını söyledi.
Hannah Senesh 1921 yılında Macaristan’da doğdu. İkinci Dünya Savaşı sırasında Auschwitz’deki ölüm kampına gönderilmek üzere olan Macar Yahudilerini kurtarmak için paraşütle atladı, yakalandı ve işkence edilerek öldürüldü. Öldüğünde 23 yaşındaydı. Hannah Senesh bu imkansız görevi yerine getiremeyeceğini biliyordu ancak Yahudilerin insan yaşamını herşeyden üstün tuttuklarını kanıtlamak istedi. Böylece cesaretiyle tarihe bir efsane olarak geçti.
Peki 7 Ekim ve sonrası tarihe nasıl geçecek?
***
Diğer yandan Diaspora Yahudileri de zor günler yaşıyor hatta İsrael’in Filistinlilere karşı soykırım uyguladıkları iddiasıyla bunu kınamaları dahi istenebiliyor.
Kuruluşundan beri antisemitizmle mücadele ettiğini savunan, kimi Avlaremoz’cuların imza attığı kiminin atmadığı on sekiz kişiden oluşan bir grup tarafından kaleme alınan bir açık mektup Avlaremoz’un platformunda yayınlandı.
Bu bildiride soykırım gibi bir insanlık suçu işlediği ileri sürülen İsrael’in yasa dışı eylemlerinin durdurulması ve suçluların adeletle yüzleşmesi için; “Uluslararası toplum, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı kararları çerçevesinde” derhal harekete geçmeye çağrılmaktadır. Gerçeklere vakıf olmaksızın, yüzeysel bilgilere dayanarak kaleme alınmış bir açık mektup bu… Antisemitizm ile böyle savaşılmaz…
İsrael’i kınama istemlerini dillendirip yazıya döken söz konusu yazar ve editörleri ben de naçizane kınıyorum.
Commentaires