top of page

Kurbanlar ve Mitsvalar


Bu Şabat okuyacağımız Vayikra peraşası Mişkan’da yapılacak kurbanların hangi kural ve ritüele göre yapılacağını anlatır.


Kurban kurallarına göz atarsak, bazı noktaları vurgulamakta, belki de fayda vardır.


Kurban toplum adına yapılacağı gibi, şahsi kurbanlar da vardır.


Toplum adına yapılan kurbanların ritüelinde, sadece o gün görevli Kohen’in rolü vardır. Genel halkın bu ritüelde hiçbir vazifesi olmamasının yanı sıra, seyirci olarak katılması bile pek mümkün değildir.


Şahsi kurbanlarda da kurbanı getirenin rolü çok kısıtlıdır. Kurban ritüelinin baş oyuncusu yine kurbanı getiren değil o gün görevli Kohen’dir. Bu ritüelin teferruatlarına girmeyeceğim. Şahsi kurbanın nedeni af dileme ile ilgili ise (Hatat, Aşam) onu getiren şahısın ritüeldeki tek rolü, kesilmeden evvel ellerini kurban edilecek hayvanın başına koymasıdır. Af dileyen, kurbanın etinden yiyemez. Şahsi kurban teşekkür veya minnet amacı ile adanıyorsa (Şelamim), kurban etinin bazı kısımları sadece kurbanı getiren tarafından yenebilirse de bu sadece Yeruşalayim’de ve kurbanın kesilmesinden bir iki gün içinde mümkündür. Hatta, Bet-Amikdaş var olduğu zaman yapılan Pesah kurbanı, bayramın birinci gecesi, gece yarısına kadar yenilmeli idi. Hayvanlardan değil de bitki kökenli (irmik unu, yağ vs.) olan hediye kurbanlarında, kurbanı getirenin bunu yemesi mümkün değildi.


Anlaşılacağı üzere, Tanrıya Hizmet (עבודת השם) olarak bilinen kurban olgusunda halkın rolü çok kısıtlı idi. Toplum kurbanlarının ritüelinde halkın hiçbir rolü yoktu. Şahsi kurbanlarda, kurbanı getirenin rolü çok kısıtlı idi.


Peki, bilhassa Vayikra kitabında genişçe tarif edilen, kurban kavramını Tanrı neden biz Yahudilere emretti?

Bu soru bazı bilginlerimizin konu ile ilgili değişik felsefi cevaplarına sebep oldu. Bu yazımda, sadece Arambam’ın (הרמב"ם), More Nevohim (Şaşkınlar Rehberiמורה נבוכים - ) kitabında bu konuda yazdıklarını kısaca huzurlarınıza getirmek istiyorum.


(More Nevuhim Arapça yazılmıştır. Aşağıdaki metni, İben Tivon’un, Rav Yosef David Kapah’ın ve Mihael Shwarts’ın İbranice çevirilerine dayanarak Türkçeye tercüme ettim.)

O dönemde bütün dünyada bilinen ve alışılagelen ve herkesin ona göre büyüdüğü ritüel, bazı tür hayvanların, putların koyulduğu mabetlerde, kurban edilmeleri ve onlara secde edip huzurlarına tütsüler koyulması idi. O dönemin rahipleri ve sadıkları, bilhassa, kendilerini, yıldızlar için yapılmış bu mabetlerdeki hizmetlere adamış olanlardı. Bu yüzden, açıkladığımız üzere, bütün yarattıklarını üstün bilgisi ve marifeti ile yönettiği bilinen [yüce Tanrı], bizlere bu hizmetleri terk edip onları iptal etmemizi mecbur etmedi. Çünkü o halde, alışılmışa eğilimli olan insan tabiatının bunu kabullenmesini var saymak mümkün değildi. Bu, günümüzde, Tanrıya hizmet için çağrıda bulunan bir peygamberin çıkıp da “Tanrı size ona dua etmemenizi ve zor anlarınızda oruç tutmamanızı ve onun yardımı beklememenizi emrediyor, bundan böyle hizmetiniz hiçbir faaliyet yapmadan sadece düşünsel olacak” demesine benzer. Bu nedenle, yüce tanrı bu tip hizmetleri yerinde bırakıp, onları, gerçek bir niteliği olmayan yaratılmış veya hayali nesneler yerine, onun yüceliği için yapmamızı emretti.” (More Nevohim 3. Bölüm, 32)


Atalarımızın Mısır’dan çıktıkları dönemde kurban kavramı bütün milletlerde alışılmış bir ritüeldi. Çok tanrılı o dönemde, kurban ritüeli tanrılara bağlılık ve inancın belki de en belirgin sembolü idi. Mısır çıkışı olaylarının akabinde İsrael Oğulları tek ve soyut bir Tanrı kavramı ile karşıya kaldılar. Hatta mucizeler ve on emrin İsrael oğullarına verilmesi tek ve soyut Tanrı’ya bir nebze somutluk verdi ise de günlük hayatta, halk, Tanrı’ya bağlılık ve inancını nasıl belirtecekti? Arambam’a göre, eğer kurban kavramı tamamen silinse idi, İsrael Oğulları, büyük bir ihtimalle bu yasağa uymayacaklardı. İnsanın tabiatını tanıyan Yüce Tanrı, o zaman alışılagelmiş “kurban” ritüellerini tamamen yasaklamaktansa, onları tek Tanrıya ve onun emirlerine yönlendirdi.


· Kurban kavaramı sadece Tanrı’nın emirleri çerçevesi içindedir.

· Kurban her yerde yapılamaz. Sadece Tanrı’nın inşasını emrettiği Mişkan’da (var olduğunda Bet-Amikdaş’da) yapılabilir. Aksi takdirde kurban yapılamaz.

· Kurban’ın sebebi Tanrı’nın emirleri çerçevesi içine sınırlandırılmıştır.

· Kurban’ın ritüeli Tanrı’ın emrettiği gibi olmalıdır.

· Topluluk için yapılan kurbanlar, sadece Tanrı’nın emri ile vazifelendirilenler (Kohenler) tarafından yapılır. Bu küçük grubun dışında kalan halkın, toplum adına yapılan kurban ritüelinde, hiçbir rolü yoktur.

· Af dileme nedeni ile yapılan şahsi kurbanlarda, “bu, işlediğim suç için getirdiğim kurbandır” manasına gelen “elini hayvanın başına koyma” fiili dışında şahsın hiçbir rolü yoktur.

· Bitkilerden getirilen şahsi hediye kurbanlarının ritüelinde kurbanı getirenin hiçbir rolü yoktur.

· Teşekkür veya minnet için getirilen şahsi kurbanlarda, etin bazı kısmı sadece kurbanı getiren tarafından yenilebilirken bu yemek ritüeli, zaman açısından iki güne, yer açısından da Yeruşalayim’e sınırlıdır.

Tanrı tarafından belirlenen, Tora’da yazılı, bütün bu kısıtlamaları göz önüne alırsak, Bet-Amikdaş döneminde bile, kurban kavramı çok tanrılı dinlerin kurban kavramına hiç benzemezdi. Arambam’ın da açıklamaya çalıştığı gibi, kurban kavramı, var olmasına rağmen hem niteliği hem de ritüeli açısından büyük bir oranda halktan uzaklaştırıyordu.


Paradoksal olsa da “var ama yok”.


Bet-Amidaş’ın kaybından sona de kurban kavramı tamamen “yok”.


Tanrıya Hizmet (עבודת השם) olarak bilinen kurban olgusu bu denli kısıtlı iken ve Bet-Amidaş’ın kaybından sona tamamen yok olunca hem o zaman hem de bugün, halk, Tanrı’ya bağlılık ve inancını nasıl belirtebilir?


Bence bunun cevabı çok basittir. Yüce Tanrı, biz İsrael oğullarının ona bağlılığımızı ve inancımızı belirtebilmemiz için milletimize, günlük maddi ve manevi hayatı düzenleyen birçok yasaklama ve yükümlülük emirlerini, yani mitsvaları vermiştir. Bu emirler milletimizin varlığının çerçevesini teşkil eder.


Bir yaklaşıma göre, periyodik ve kurallara bağlı “dua” bir nevi “tanrıya hizmettir”. (Periyodik dualarla her an yapılabilen kişisel ve kurallara bağlı olmayan duaları karıştırmamak gerekir.) Hatta periyodik duaların kurbanlara benzer olarak türetildiği de bilinmektedir. Buna göre sabah duası, Şahrit, toplum için her sabah yapılan sabah kurbanını yansıtır. Akşam üstü duası, Minha, toplum için her gün akşam üstü yapılan kurbanı yansıtır. Tora’da emredilen bayramlarda okuduğumuz Musaf duası bu bayramların özel kurbanlarından bahseder. Ancak gece duası Arvit’in kurbanlarda bir paraleli yoktur.


Tanrı’nın emrettiği kurbanlarla periyodik dualar arasındaki tek fark bu değildir.


· Temiz olduğu müddetçe, periyodik dualar için bir yer kısıntısı yoktur. Dünyanın her yerinde dua edilebilir.

· Her erkek bu periyodik dualarla yükümlüdür. (Şahsi kurbanların yükümlülük ve ritüelinde erkek ve kadınlar arasındaki fark yok denecek kadar azdır.)

· Her ne kadar toplu olarak dua etmek daha uygun sayılsa da dualar şahsidir. (Duaların metninin çoğul olarak söylenmesi, bireyin cemaati ve milleti ile özdeşleşmesini amaçlamıştır.)

· Kurbanlarda getirilen hayvan veya bitkilerin aksine duaların bağlı olduğu somut nesneler yoktur. (Her ne kadar sabah duasında talit ve tefilin giymek adet ise de bunların olmaması duayı engellemez.)

· Af dilemek, teşekkür etmek gibi noktasal sebeplerin aksine duaların teksti çok geniş kapsamlı konuları içerir (akıl ve sağlık ricaları, zamanında yağmur ricası, sadıkların korunması ricası, topraklarımıza dönebilme ricası vs.).

Kurbanlar ve periyodik dualar arasındaki bu temel farklardan dolayı periyodik duaların ne denli “tanrıya hizmet” sayılabileceği açık bir sorudur.


Bence bu periyodik dualar, aynen Bet-Amikdaş döneminde de var olan mitsvalar sayesinde olduğu gibi, bir yandan biz İsrael Oğullarının Yüce Tanrı’ya bağlılığımızı ve inancımızı belirtebilmemizi sağlarken diğer yandan milletimizin varlığının çerçevesinin ek bir halkasıdır.


Kurbanlar “yok” ama milletimizin varlığının çerçevesi olan mitsvalar “var”.

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page