İnsanın kurtuluşu sevgide ve sevgi yoluyladır ~ Viktor Frankl
İnsanlık pandemi, doğal afetler, savaşlar, iklim değişikliği, gitgide tırmanan ırkçılık,terör, belirsizlik deneyimlerinden geçerek dünya ağrısı çekiyor.
Eğer ölü ya da psikopat değilsek bu gerçeklerden etkilenmemek, korkmamak mümkün değil. Korkmak diğer negatif duygular gibi insanca bir his. Kendimize insan olma izni vererek, korku bastırılmadan, inkar etmeden kabullenmeli ki başa çıkabilmek mümkün olsun. Negatif duyguların farkına vararak yaşamak gerekir,eğer onları bastırırsak pozitif duygular da ortaya çıkamaz.*
Ben de nasibimi alarak pandeminin yanı sıra İsrael’de binlerce roket, Türkiye’de yangınlar derken bir korku üçlemesi yaşadım. Bunlarla başa çıkmaya çalışırken, korkumu bastırmak için sosyal medya, yemek bağımlılıklarına yenildim.
Ta ki, Türkiye’deki yangınlar devam ederken bir akşam oğlumun yaptığı bir söyleşiden mesaj alana kadar. Amerikalı spiritüellik eğitmeni ve yazar Gary Zukav, “sevginin karşıtı nefret değil, korkudur” diyerek sevgide olmayı hatırlattı. İlk önce, korktuğumu kendime ve yakınlarıma itiraf ettim. Sonra da, sevgiye odaklandım. Ve o kadar çok yer kapladı ki, korku onun yanında bir nokta kadar küçük kaldı.
Sonsuz ve gerçek olan sadece sevgidir
Gerçek ve kalıcı olanın sadece sevgi olduğunu hepimiz içten biliyoruz. Aramızdan ayrılanları göremesek de sevgi bitiyor mu? Yakınlarımızı artık sık sık göremiyoruz diye sevgi yok mu oluyor? Gözden ırak gönülden ırak mı? Asla!
Her şey gelip geçiyor, bazen bulutların arkasında kalsa da sevgi hep var. Dünyaca tanınan Psikiyatr, yazar Viktor Frankl toplama kamplarında sevgi sayesinde ayakta kalabildiğini belirtiyor. Fiziksel olarak bir arada olmadığı eşiyle ruhsal bağlantı kurarak.
Yahudi mistisizmi Kabala’ya göre, sevgi öğrenilecek bir şey değildir, zaten bizdedir, içimizde ve özümüzdedir. Ortaya çıkmayı bekler. Ego, korku, utanç, şüphe gibi katman katman negatif duygular yüzünden bazen ortaya çıkamayarak en altta gömülü kalıyor. Sevginin ortaya çıkabilmesi insanların paylaşması, koşulsuz servis vererek iyilikler yapması yoluyla gerçekleşir. Ancak o zaman korku ve diğer katmanlar düşer ve sevgi tekrar meydana çıkar. Başka bir deyişle, korkuda kalmak yerine sevgi ile harekete geçmek gerekiyor.**
Korkuyla baş edebilmek icin, bir miğfer görevi gören davranışlar, alışkanlıklar var. Bağımlılıklar, örneğin. Endişe ve korku duyulduğunda başvurulan alkol, yiyecek, alışveriş, iş bağımlılıkları gibi. Oysa ki, korkuya karşı en güçlü silah sevgiyle yapılan davranışlardır.
Acıyı zafere, korkuyu sevgiye dönüştürmek iyilik hareketleriyle mümkün olabilir. Küçücük bir ülke olan Israel’in üç üniversitesi dünyanın en iyi üniversiteleri kategorisinde ilk yüze girdi. Ayrıca, Israel’in Sheba hastanesi dünyanın en iyi hastaneleri arasında ilk 10’a girmeyi başardı. Ülkenin başındaki tüm sorunlara rağmen elde edilen bu başarılar, belki de İsrael’in yangın, deprem gibi afetlere dünyanın neresinde olursa olsun yetişerek, koşulsuz yardım ederek iyiliğe odaklanmasındandır.
Viktor Frankl’a göre yaratıcı değerlerimizle yürekten ve gayretle inandığımız bir amaç uğruna yapabileceğimiz her davranış yaşama katkıdır. Biz yaşamdan ne bekliyoruz değil, yaşam bizden ne bekliyor? Yakınlarımız ve dünya için yürekten yapacağımız herhangi bir davranış sevgiyi yayacaktır. Karanlık aydınlığa ancak bu şekilde dönüşebilir. Umut ve sevgiyle…
----------------
* Dr. Tal Ben Shahar’ın Positive Psychology derslerinden aklımda kalanlar.
** Kabalah on Love, Yehuda Berg
Kommentarer