"Tüm cemaat – hepsi kutsal.. Neden kendinizi Tanrı’nın toplumunun üstüne yükseltiyorsunuz?" (Bamidbar 16:3)
Korah birçok kalbi fetheden yeni bir felsefe geliştirdi. Cemaatin tamamının kutsal olduğu şeklindeki iddiaya dayanarak halkın kendi liderini seçmesine olanak tanıyacak bir kampanya başlattı. Seçim talep etti. Anlaşılan Atinalılardan çok önce Korah demokrasiyi icat etti!
Ancak Korah Kutsallığın doğuştan verilmiş bir hak değil sorumluluk gerektiren bir görev olduğunu unutmuş gibiydi. Bize “Sen kutsalsın” denmez, bir talep vardır. "Kutsal hale gelmelisin" denir.
Korah ve takipçilerinin dini bilincinde, "Bütün cemaat kutsaldır." Kişiye bahşedilmiş bir şeydir. Böylece kendilerini sorumluluktan, üstlenilmesi gereken görevden ve mücadele etme zorunluluğundan kurtarırlar.
“Sol” ve “Sağ” kavramlarının Fransız Devrimi sırasında ortaya çıktığını düşünebiliriz. Ancak sağ ve sol Kabala'nın temel kavramlarıdır. Nasıl ki insan vücudu sağ ve sol olarak bölünmüşse, sefirotun (Kapların) tüm sistemi de sağ -sol eksenine dayanmaktadır.
Modern bilim (Frenoloji) , sol ve sağın mutlak, bağımsız fiziksel özellikler olduğu gerçeğini desteklemektedir. Aaron sağa ve Korah ise sola ait özellikler taşıyordu.
Sağda yer alan Hohma, bilgeliği ve soldaki karşılığı olan Binah ise anlayış niteliklerini temsil eder. İnsan vücudunda beynin sağ ve sol yarımkürelerine karşılık gelirler.
Hohma, zihninde ilk içgörü parıltısını alır. Algılanması zor olan soyut fikir ve ilkelerle ilgilenir. Bunun tersine Binah, fikirleri zihinde canlandırılabilecek ve sonunda uygulamaya konulabilecek ayrıntılı açıklamalara dönüştürür.
Deneyimlerimiz bu iki değişik realiteden doğuyor. “SOL TARAF” (SEKÜLER) ve “SAĞ TARAF” (KUTSAL) olandan……
Hangisi En Büyük Güçtür?
Kutsallık, sadece Dini dünyaya özgü bir erdemmiş gibi gözükmekte. Acaba doğru mu ???
Bu dünyada Kutsal Kitapların Ezoterik gizlerini açıklamanın bir amacı da seküler olanı – kutsal olanın avantajlı yönünden görmektir. Çünkü bu dünyada tamamen seküler olan hiçbir şey yoktur. Ancak Kutsallık da büyük ölçüde sekülerin içinde gizlidir. Hatta kutsallıkta sekülerin değişik yönleri de vardır.
Gerçekte hem YAYILAN (Sovev) hem DERİNLEMESİNE (Maamale) ilerleyen bir vizyona sahip olmalıyız. Bu bize gizli dünyayı tanımamıza imkan tanır. Hayatın her yolunda İLK UYANAN – SEKÜLER OLANDIR. Sonra KUTSAL OLAN UYANDIRILIR ki farkındalık uyanışı tamamlansın.
Seküler olan İLK DOGANIN gücü gibidir. Çünkü dünyanın ve aktivitenin ışığına ilk dogandır. Bu nedenle “BEN VARIM ve BAŞKASI YOK” der.
Kutsallığın ışığına gitmek istemez ve parlaklığına dair bir şey öğrenmek istemez. Sadece “BEN”in sınırlarını zorlar ve kutsalığa dair olanı kökünden söküp atmak ister.
Oysa yaşamın içeriğine net bir prespektif ile baktığımızda seküler olan yaşam platformunda ilk yürüyecek olandır. Çünkü AĞAÇ, MEYVEDEN ÖNCE BÜYÜR. Seküler olana kutsalığa ihtiyaç duymadığına dair fikir veren içinde bulunan ilahi ışıklarıdır.
KUTSALLIK, seküler olana ANLAM verir. Çünkü O’nsuz LAİK DÜNYA YÖN ve AMAÇ OLMADAN KAYBOLUR.
Aynı zamanda SEKÜLER olan da, kutsallığa GÜÇ ve MADDE verir. Onsuz kutsalın iyileştirecek ve yükseltecek (tikkun) hiçbir şeyi yoktur.
Beyinde, sağ yarıküre vücudun sol tarafını kontrol eder ve bunun tersi de geçerlidir. Hiçbiri tek başına çalışmıyor.
Hohma (bilgelik) baba prensibiyle, Binah (anlayış) ise anne prensibiyle ilgilidir. Bu nedenle erkek özü temsil eder, kadın ise gerçekliği yansıtır. Adam ideallerle, ilkelerle uğraşır. Kadın kontrolü ele almayı ve fikirleri gerçeğe dönüştürmeyi bilir.
Bu nedenle "Kadınların en akıllısı evini inşa eder." denir. (Özdeyişler 9:1) Mutlu bir evlilik yaratmak için her eşin kendisinde karşı cinsin bir yönünü bulması gerekir.
Korah sol ve sağ arasındaki gerçek birliğe inanmadı. Ona göre Bene-Yisrael dayanışması naif bir hayaldi. Anlaşmazlığı bir olgu meselesi olarak gördi ve çıkarı için bundan yararlanmaya kalktı.
Laiklik (sol) ve Kutsallık (sağ) insanlara rakip ve çelişkili görünürken aslında her biri diğerini tamamlar ve destekler. BÖYLECE RUHU ONURLANDIRAN SINIRLARI OLUŞTURMUŞ OLURUZ…
Sevgilerimle - Shabat Shalom
Rabi. Yishak BİLMAN (z”l) & Moşe PASENSYA
Comments