Kimin karnı aç ise bu sofrada karnını doyursun,
Bu akşam burada toplandık…
Merhaba sevgili okuyucularım,
Hamursuz bayramımız kapıda.
Başlık olarak seçtiğim cümleler, Pesah-yani Yahudilerin,
hamursuz bayramının, yani Yahudilerin Mısır’daki
esaretten kurtulup ulus olma yolunda attıkları ilk adımın
kutlandığı, içinde bir çok acı, ama o derece de anlamlı
hikaye olan Hamursuz bayramında, Sefarad Yahudisi
ailelerin evlerinde, ailelerin bir masa etrafında bir ağızdan
söyledikleri bir şarkıdır.
Anlamı ise bu akşam burada bu masa başında toplandık
ve şükürler olsun masamızı yiyeceklerle donattık, soframız
herkese açıktır, kimin karnı aç ise soframıza gelebilir ve
karnını doyurabilir.
Ve bu yıl 22 Mart 2024 gecesi bu nakarat bir çok evde bir
ağızdan hem, neşe, hem de hüzünle söylenecek.
Bir çok aile sofrasını kimsesiz veya yalnız yaşayan veya
ihtiyacı olan kişilere açacak ve yahudilerin Mısır’dan,
esaretten kurtuluş hikayesini o gece çocuklarımıza,
gençlerimize anlatacak. Her yıl okunan hikaye tekrar
okunacak, yine bu sene sofrada her bir birey, özellikle
çocuklar hikayeyi kendi anladığı şekilde yorumlayacak ve
bir ders çıkaracak.
Her sene bir Hamursuz bayramı yazısı yazmak gibi bir
geleneğim vardır, bu yıl da gönlüm size her sene
evimizde yaptığımız bayram hazırlıklardan, ananevi
yemeklerimizden söz etmek isterdi.
Ama bu yıl geçmiş yıllara göre daha ağır acılı bir yıl.
7 Ekim 2023 de İsrael de yaşanan terrör olayından sonra,
yaşananlar taraflar için çok zor, acı ve yaralıyıcı.
Kendini dünya vatandaşı olarak gören, ve yaşayan her
canlıyı ‘Yaradan’dan’ ötürü seven ve sayan bir insan
evladı olarak nüfüs cüzdanımın dini ibaresinde yazan
‘Yahudi’ kelimesi taraf olmamı gerektirmez.
Masum insanlar öldü ve ölmeye devam ediyor. Savaşın
iyisi ve haklısı olmaz. Terrörün ve savaşın bana göre
kazananı yok.
Keşke biz sıradan insanların kendi aramızda olayları
çözümlediği gibi devletler de aynı şekilde çözümlese.
Ama maalesef uluslar savaşsız ve kansız kurulamıyor.
Keşke kurulabilse idi.
7 ekim 2023 deki terror saldırısından sonra, İsrael’in
yaptığı atak ile dünya halkı sanki ikiye bölündü.
Bir yanda İsrael’deki çölde, müzikli ve danslı partiye
yapılan saldırıda ölen ve rehin alınan ve halen de rehin
olan kişileri konuşurken, diğer tarafta da İsrael devletine
karşı bir düşman taraf oluştu.
Ve İsrael’in Gaze’ye yaptığı ataktan sonra çölde ölen ve
rehin tutulan kişiler sanki unutuldu.
Gözler Gaze’ye çevrildi.
Eğer bir kalp taşıyorsam, eğer insan isem, ne çöldeki
müzikli partide, masum, savunmasız halkı çoluk çocuk
katledip öldürenleri ne de Gaze de olanları savunabilirim.
Tüm dünyada savaş çanları çalarken ne yazık ki elimden
dua etmekten başka birşey gelmiyor.
Dünya tarihi ulusların var oluş mücadeleleri ile dolu, ne
yazık ki hiç bir ulus bu varoluş mücadelesini kansız
kazanamamış. Gönül isterdi ki uluslar sınırlarını kansız
çizsinler, İngiltere’den, Kanada’ya, Fransa’dan, Türkiye’ye,
Rusya’ya ve bu liste uzar, hangi ülke sınırlarını kansız
çizebilmiş ki?
O nedenle uluslara ve halklara düşman olmak bana çok
mantıklı gelmiyor…
Sonuçta her ulus kendi var oluş mücadelesini veriyor.
Hayallerim ve dualarım savaşsız ve barış dolu bir dünya
için...
Barış ve sevgi ile kalın…
RahelÇela
Comments