top of page

KAPLUMBAĞA VE KİRPİ



Bir ormanda mahsun bir kirpi yaşarmış. Bilge adam “Mahsunluktan kurtulmanın yolu birilerine sarılmaktır “demiş. Ancak kimse kirpiye sarılmak istemiyormuş. Yolda kaplumbağaya rastlamış. Aynı bilge kaplumbağaya da çözümü sarılmakta aramasını söylemiş. Ama kaplumbağaya da kimse sarılmıyormuş. İkisi karşılaşınca dertleşmişler. Kaplumbağa kirpiye “senin dikenlerin var” demiş. Kirpi cevap vermiş ama ben dikenlerimi sadece tehlike anında çıkarırım? Yoksa yumuşacık bir kalbim var” demiş.

 

 

Kirpi de kaplumbağaya “senin derin çok sert” demiş. Kaplumbağa da aynı cevabı vermiş “ama kalbim yumuşak”. Böylece birbirlerine sarılmışlar ikisi de mutlu olmuş. Şimdi size soruyorum siz kirpi misiniz yoksa kaplumbağa mı? Yoksa sarılmak için sebep aramayan sevdikleriniz ile kucaklaşan biri misiniz?

 

 

Sarılmak acıya karşı direnci arttıran bir eylem. Yalnızlığın ve bireyselliğin arttığı günümüzde neyi eksik yapıyoruz sorusunu cevaplarken bilim bize oksitosin’i işaret ediyor. Yeteri kadar oksitosin salgılamadığımız tespit edildi. Beyinde üretilen bu hormon güven, bağlılık, endişenin azalması ile ilişkilendirilir. Eksikliği ise yaşam kalitesini aşağıya çekiyor. Günlük hayatta Oksitosin salgılanmasını artıran en kolay yöntem sarılmaktır. Ayrıca kalp sağlığı için sarılmanın değeri tıp insanları tarafından da kabul görüyor. Sadece 20 saniye kalp atışlarını ve kan basıncını düzenliyor.

 

 

 Arkadaşlık, özlem aşk ve daha pek çok duygu sarılarak gösterilebilir. Karşımızdakine “yalnız değilsin” demek gerekmiyor sarılmak yeterli.

Sevgili kardeşlerim önümüzdeki günler hepimizin beklediği günler. Hepsinin ayrı ayrı anlamı olan ve bu anlamların hepimizi heyecanlandırdığı “bayram ayına” giriyoruz. Ballı elmaları yerken senenin tatlı geçmesini diliyor, balığın başını sofraya koyup dileklerde bulunuyoruz. Sukanın altında geçirdiğimiz dakikalarda dudaklarımızda hep iyi temenniler çıkıyor. Ailenin önemini bir kez daha hatırlıyor ve sevdiklerimize sarılıyoruz. Özellikle kipur “barışma” bayramıdır. Sorumlulukları hatırlamak, sorunları düşünmek barışmaya giden yolda atılan ilk adımdır. Barışma anı geldiğinde sarılmak ruhun derinliklerine işler. Sarılmak hesaplı yapılan bir eylem değildir. Anlık bir duygudur. Ve birine sarılma isteği duyuyorsanız zamanı şimdidir. Dün belki erkendi, yarın geç olabilir.

 

 Bol sarılmalı, bol kavuşmalı…

 Dünyaya, ülkemize barışın hakim olmasını diliyorum…

Sağlık dolu günlere….

 

Feride PETİLON

 








Etiketler:

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page