Liman kenti Haifa'da bir mahalle; tüm renkliliği, canlılığı ve eski güzel günlerin değerleriyle, Müslüman, Hristiyan Arap ve Yahudisi birarada, uyum neşe, barış, kardeşlik ve komşuluk ilişkileriyle şekillenmiş... bir zamanlar evlerin arka bahçelerinden gelen iç açıcı meyve ve baharat kokularının bir bütünüymüşçesine; çilek elma, limon portakal, melisa, adaçayı, kekik, lavanta, biraz da sarmısak soğan, hayli zencefil, fesleğen, rezene, kimyon, kişniş, tarçın ve Kakulenin şifalı ve büyülü dünyasındaymışçasına varlığını sürdürüyor.
Bir marka, bir destinasyon değer olarak ortaya çıktı Wadi Nisnas son yıllarda, adeta zaman içinde donmuşçasına....
Wadi Nisnas, Yerusalayim'deki Nachlaot mahallesine benzer, birbirine bağlı içiçe geçmiş girift sokakları, geleneksel taş binalarıyla, otantik bir İsrael - Arap mahallesinin cazibesini taşımakta.
Beldelerin yozlaşmadan, aynılaşmadan, yabancılaşmadan, tek tornalaşmadan, kendi karakteriyle varolabilmesi ve bunu sürdürebilmesi çok olağan şeyler değil…
Bu yüzden Wadi Nisnas'ın başına gelen bu güzel hikâyenin hep devamlı olmasını arzu ediyorum kendi adıma..
Wadi Nisnas'ı bu kadar değerli kılan girişim; toprağında, kültüründe, uzun yıllara dayanan bir kültür birlikteliği yaşamasına sebep olan bir tarihi zenginlikte yatıyor.
Bu topraklarda çok Acı vardı ama Mutluluk da vardı...
Ve tatlı bir hüzün de eşlik ederdi ebediyen...
Adet ve gelenekler yaşama tat verirken, duygular ve tutkular, yöresel doğal nimetlerin bağrında, sofrada ve ikram kültüründe, hayata tutunmanın lezzetli bir varoluş halinde gösteriyor kendini.... Wadi Nisnas’ta!
Zorunlu göç edenlerin yerini alan daimî ikâmet edenler, Ortadoğu mirasının en güzel özelliklerini bu hayat dolu yaşam beldesinde yaşatıyorlar.
Erkenden kalk, yola çık, Kakuleli kahvenin kokusunu içine çek Wadi Nisnas'ta!
Medeniyetin çarkları henüz tam da ele geçirmeden 8000 kişilik bir nüfusa mesken bu Wadi'de...
Ortadoğu tarihinden de feyz alacak olursak, yüzlerce etnik kitle, Müslüman ve Hristiyan Araplar, Osmanlılar, yöresel Levantenler - Alman Kolonisi izleri ve İngiliz Mandası yönetimindeki dönem, 2000 yıllık Yahudi mevcudiyeti, Diaspora Yahudileri, Israelliler, Israel'deki Arap dünyasının etnik sekt çeşitliliği, Drüzler ve hayli baskın Rus göçmeni etkisiyle varolan bir Aura'nın nasıl da süzülüp bir potada eriyerek, modern Israel'in kültür yaşamına yön veriyorsa, işte bu mahallede de olan bu;
Çoğunluğu Hristiyan Arap bir aidiyetin, Yahudi ve diğer etnik gruplarla birlikte, yöresel bir mimarî çerçevesinde bir mutfak kardeşliği!
Israel hattında Haifa şehrinde, önemli bir gastronomi merkezi konumunda, Cordon Bleu kalitesinde, Israel ölçeğine göre uygun fiyatlarda şölensel sofralar ve konuklar var Wadi Nisnas'ta...
Bu kadar çok sayıda manzara, renk, tat, koku ve neşeli bir koşuşturma nadiren biraraya gelir.
Mükemmel Humus ve Labne, görkemli Şwarma standları, birbirine rakip leziz Falafelciler, Pita ve Zaatar'ın dansı, gurme Rus Şarküterileri, baştan çıkarıcı hamurişleri, Arap Baklawa ve Knafesi, cezbedici demirhindi şerbeti ve nar suyu eşliğinde tadımlıklar, Israel'in en lezzetli kakuleli kahve mekânları, karşılıklı yer alır o birbiriyle kesişen dar sokaklarda…
Tabii bütün bunlar, yemyeşil ve parlak taze ürünler sunan pazar tezgâhlarından, balıkçı, kasap ve baharatçılar, fırın dükkanları, peynirci ve zeytinciler, zeytinyağı butiklerinden bahsetmeden ve ev yemekleri sunan küçük işletmelere geçmeden ve tüm bu saydıklarıma gelmeden önce....
Oldukça etkileyici, değil mi?
Evet ama henüz Sanattan bahsetmedim.
Hümanist doğası ve - bir arada yaşama - coexistence - biçimiyle tanınan Haifa şehri,
1993'ten beri Wadi'de her yıl gerçekleşen Hanuka, Ramazan ve Noel'i içine alan - Holiday of Holidays - Tatillerin Tatili Festivali’nde, mucizeye eşdeğer görüntülere sahne olur.
Haifa’nın emsalsiz güzelliklerinden olan Alman Kolonisi ve Baha’i Bahçeleri de Festival’ın ayrılmaz bir parçasıdır.
Wadi Nisnas’ta, Festival süresince konserler ve açık hava performansları, Noel Geçit Töreni ve daha pek çok etkinlik yer alır, üç hafta süresince mahalle bir açık hava sanat müzesine dönüşür.
Beit HaGefen (Yahudi-Arap Kültür-Sosyal Merkezi) de dahil olmak üzere,
Onlarca galeride - ülkenin dört bir yanından yüzlerce sanatçının eserlerini sokaklarda sergilemesi gerçeküstü bir atmosfere tanıklık imkanını verir.
İşin esas ilginç yanı ise, çoğu eserlerin duvar resimleri, heykeller, enstalasyonlar, şiir ve sözlerin duvarlarda canlandırılarak – bir kalıcılık, Orta Doğu’nun bağrında, devasa bir kentsel sanat projesi yaratılması!
İlk elden deneyimlemeye değer!
Ayrıca, değerli yazar Sami Michael, Wadi Nisnas hikayelerinden esinlenerek yazdığı, bir Arap kadını ve bir Rus göçmeni delikanlının arasındaki aşkı konu eden - חצוצה בואדי –
“Hatzotza B'Wadi”- Wadi'de bir Trompet – kitabında, o ara sokaklardan çok bahsetmiş.
Hatta gönüllü olarak ara sıra mahallede rehberlik de edermiş......
Commenti