Yaklaşık bir ay kadar önceydi… İsrael gazetelerinden birinde şu başlığı görmüştüm: “The Angel from Istanbul…” Tabii ki çok ilgimi çekti. Nasıl çekmez? Kimdi acaba bu İstanbul’daki melek? Okudum ve bir gün sizlerle paylaşmak üzere bir kenara koydum.
İsrael Hayom gazetesinde Eldad Beck’in kaleminden, sonra da daha başka gazetelerde okuduğum “The Angel from Istanbul /İstanbul’daki Melek” başlıklı yazıyı bu hafta sizlerle paylaşmamın tam zamanı… Çünkü bu hafta, 27 Ocak Çarşamba günü Uluslararası Holokost Anma Günü…
Bildiğiniz gibi, Birleşmiş Milletler 2005’te aldığı bir kararla Sovyetlerin 1945’te Auschwitz ölüm kampını Nazilerden kurtardığı tarih olan 27 Ocak’ı Holokost Anma Günü olarak belirledi. Dünya ülkeleri her yıl bu tarihte düzenlenen resmi törenlerde tüm zamanların en büyük soykırımını, Shoah’yı anıyorlar .
Şimdi konumuza geri dönelim… Kimmiş acaba bu İstanbul’daki melek? Ve bu gazete yazısından bilmediğim şeyler öğreniyorum. Wojciech Rychlewicz - Polonyalı diplomat, konsolosluk memuru… 1938-1941 yıllarında Polonya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu misyon şefi… İkinci Dünya Savaşı sırasında, yüzlerce Polonyalı Yahudi’nin Filistin ve Güney Amerika'ya kaçmasına olanak tanıyan sahte belgelerin çıkarılması operasyonuna dahil oldu.
İstanbul’daki meleğimiz Wojciech Rychlewicz, Nazilerden kaçan Yahudilere, Katolik olduklarına dair sahte kimlikler sağlıyordu. Çünkü biliyorsunuz o dönemde birçok ülke Yahudilere kapılarını kapıyor, onları kabul etmiyordu. Polonyalı konsolos çok büyük risk aldı ama bu sahte Katolik kimlikleri sayesinde yüzlerce Yahudi’nin hayatı kurtuldu. Üstüne üstlük bu sertifikalar Konsolos Rychlewicz tarafından ücretsiz olarak veriliyordu. Fakat kendisi, Sürgündeki Polonya Hükümetini yaptığı bu gizli çalışmalar hakkında bilgilendiriyordu.
Wojciech Rychlewicz 1946'dan sonra karısıyla birlikte Londra'ya taşındı. 1964’te hayata veda eden eski diplomat Rychlewicz henüz Uluslararası Dürüst (Righteous Among the Nations) payesine layık görülmedi. İsrael tarafından verilen bu paye bildiğiniz gibi, kendi hayatlarını tehlikeye atmak pahasına Holokost’ta Yahudi yaşamı kurtarmış Yahudi olmayan kişilere verilmekte.
Wojciech Rychlewicz’in İstanbul konsolosu olduğu dönemde yaptığı böylesine cesur ve onurlu yaşam kurtarma girişimleri son zamanlara kadar gizli kaldı, gün yüzüne çıkmadı. Ta ki, Los Angeles’li Yahudi doktor Bob Meth’in, İkinci Dünya Savaşı yıllarında annesini, büyükbabasını ve daha birçok akrabasını ölümden kurtaran kişinin kimliğini açığa çıkarmak için çalışmaya başlamasına dek.
Dr. Bob Meth’in annesi Ellen C. Meth, yirmi yıl kadar önce bar mitzva kutlayan torunu için hayatını özetleyen bir günlük yazdı. Bu günlükte Ellen ailesinin İstanbul’a gelmesini, orada barınmalarını ve hayatlarının nasıl kurtulduğunu kaleme almıştı. Amacı torunlarının Holokostu ilk ağızdan, büyükannenin deneyiminden yola çıkarak öğrenmelerine ve konuyla özdeşleşmelerine olanak sağlamaktı.
Ellen C. Meth bu günlükte Polonya’dan babası ile İstanbul’a geldiklerini, sonradan onlara katılacak annesinin Nazi Avrupa’dan çıkmayı başaramayıp Auschwitz’de öldürüldüğünü, İstanbul’da birçok konsolosluğun kapılarını çaldıklarını uzun uzun anlatıyor. Ben bu yazıda tabii ki onun her yazdığına yer veremeyeceğim ama bazı küçük alıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ellen C. Meth; “Aileme verdiği Hıristiyan olduğumuza dair sahte kimlikler sayesinde Brezilya’ya giriş vizesi alabilmiştik. Bize bu iyiliği yapan kişinin adını bilmediğim için gerçekten üzgünüm” diye yazmış günlüğüne. Hatta tam olarak şöyle bir ifade kullanmış: “Polonyalı konsolosu bunu yapmaya yönelten neydi? İyi kalpli olması mı? Yoksa nazik bir kişi olması mı? Karşılığında para almadığını biliyorum. Yüzlerce Yahudi’nin yaşamını kurtarmış bu adını bilmediğim kişinin anımsanması ve onurlandırılması gerektiğini düşünüyorum…”
Daha neler mi yazmış? Polonya konsolosluğunda çok sayıda Yahudi’ye kimlik verildiğini… Babası ile Taksim’deki cafelerin teraslarında rakıyı tattığını… Aya Sophia ve etraftaki camilerin büyüleyici görüntüsünü anımsadığını… Yaz aylarından istifade pazar günleri vapura binip Boğaz sahillerini gezdiklerini, ya da Adalara gidip günü orada geçirdiklerini anlatıyor… Bu tanıklığın yazarı Ellen Meth 2013 yılında, 91 yaşında, New Jersey’de yaşama veda etti.
Bu iddianın büyük olasılıkla doğru olabileceği açıklamasını yapan Yad Vashem Holokost Araştırma Merkezi bu tarihi olayla ilgili tüm belgeleri, arşivleri inceliyor. Yeterli kanıtlar sağlandığında Polonya’nın İstanbul Konsolosu Wojciech Rychlewicz layık olduğu Uluslararası Dürüst payesi ile onurlandırılacak.
Konsolos Wojciech Rychlewicz’in Londra’da yaşayan torunu Anna Whitty, büyükbabası öldüğünde çok küçük yaşta oluğu için onu hayal meyal hatırlıyor. Polonyalı bir göçmen ailesi olarak evde hiçbir zaman İkinci Dünya Savaşı hakkında konuşulmadığını söylüyor. Oysa Anna son aylarda ortaya çıkan ilginç ve onurlu yaşam öyküsü nedeniyle büyükbabasıyla gurur duyuyor.
Günlüğü yazan Ellen Meth’in oğlu Dr.Bob Meth, Konsolos Wojciech Rychlewicz’in torunları ile bir gün tanışabilmeyi arzu ediyor. Bakın ne diyor: “Yahudilik ve Hıristiyanlık için en önemli ilkelerden biri, her insanın Tanrı’nın suretinde eşit yaratılmış olmasıdır. Polonyalı konsolosun da bu inancı paylaştığına inanıyorum. Torunları onu bir rol model olarak görsünler, onun kahramanlığını gelecek nesillere aktarsınlar…”
Not: Fotoğrafların biri Polonya’nın İstanbul Konsolosu Wojciech Rychlewicz…
Diğer fotoğraf, Yahudilere Katolik olduklarına dair verilen belgelerden biri… Resmi büyütürseniz belgedeki Türkçe yazıları okuyabileceksiniz.
Comments