Bu Şabat okuyacağımız Vaethanan peraşasının girişinde Moşe vaat edilen toraklara girmek üzere olan İsrael Oğullarına, tek olan ve de herhangi bir somut nesne tarafından simgelenmeyen Tanrı’nın emirlerine sadık kalmanın önemini anlatmaya çalışır. Moşe’nin sözlerinde millet olarak yaşamaya devam etmenin önemi vurgulanmaktadır.
Gelin ilk başta Devarim 4, 1-9 pasuklarındaki bu kelimelerin Türkçe’ye tercümesine bir göz atalım.
(1) Ve şimdi İsrael, benim sizlere öğrettiğim kanun ve düzenleri, atalarınızın Tanrısının sizlere vermekte olduğu topraklara gelip onu elde ettiğinizde, uygulayıp yaşamanız için, işit.
(2) Benim sizlere emrettiğim Tanrınız Ad’ın emirlerini muhafaza edin ve sizlere emrettiklerime eklemeyin ve onlardan eksiltmeyin.
(3) Ad’ın Baal Peor’da yaptıklarını gözlerinizle gördünüz. Baal Peor’un ardından giden her bireyi Ad’ aranızdan yok etti.
(4) Ve Tanrınız Ad’a bağlı olan hepiniz bugün yaşamaktasınız.
(5) Bakın. Onu elde etmek için gelmekte olduğunuz ülkede uygulamanız için, Tanrım Ad’ın bana emrettiği kanun ve düzenleri sizler öğrettim.
(6) Onu koruyun ve uygulayın. Çünkü o milletlerin gözünde sizlerin bilgeliğiniz ve zekânızdır. (Milletler) bu kuralları işittiklerinde “bu büyük millet bilge ve zeki bir millettir” diyecekler.
(7) Tanrımız Ad’ gibi onu her çağırdığımızda, “Ona yakın Tanrısı olan büyük millet kimdir?”
(8) Sizlere bugün vermekte olduğum Tora’da olduğu gibi “Adaletli kural ve kanunları olan büyük millet kimdir?”
(9) Gözlerinin gördüklerini unutmamak için, kalbinden uzaklaşmaması için hayatın boyunca kendini koru ve ruhunu bilhassa koru. Onları çocuklarına ve çocuklarının çocuklarına bildir.
Yukarıdaki 9 pasuğu üç gruba ayırabiliriz. İlk dört pasuk birinci grubu, ardından gelen 4 pasuk ikinci grubu teşkil eder. Dokuzuncu pasuğa kendi başına bir grup olarak bakacağız.
Bütün gruplarda Moşe bireylere değil millete hitap etmektedir. Ana konu Tanrı tarafından verilen kural ve emirlerle gelişen, İsrael Oğullarının kültürünün, korunmasıdır. Moşe milleti bu konuda ikna etmeye çalışır. Moşe’yi bu ikna kelimelerini söyleten tedirginliğin temel noktası İsrael Oğullarının millet olarak değişik milletlerle ilişkiye girmek üzere olması ve bilhassa bu milletlerin bizimkine ters düşen ve çelişikte olan kültürel unsurlarıdır. Vaat edilen topraklara girmek üzere olan İsrael Oğulları bu çelişkiler tuzağından kendini kurtarabilecek midir?
Milletin varlığı, çöldekinin aksine, Tanrının mucizelerine değil, milletin Tanrı tarafından verilen kurallara uyup uymamasına dayanır. İsrael Oğullarının millet olarak yaşaması Moşe tarafından onlara öğretilen kuralların uygulanıp muhafazasına bağlıdır. Bu temel kuralların iyice muhafaza edilmesi gerekliliğinin yanı sıra, eklerle veya sanki lüzumsuz olanların kurallar defterinden silinmesine yer yoktur. Birinci bölümün başındaki bu itaat gereksiniminin aksine davranan bireylerin akıbetinin ne olduğu, üçüncü pasukta belirtilmektedir. Baal Peor olayını Balak peraşasının sonunda gördük. İsrael Oğullarının bazı bireyleri Moav kızlarının cazibesine kapılıp onlara Moşe tarafından öğretilen birçok kuralı kulak arkası ederler. Sonuç olarak, Yahudiliğin emirlerini hiçe sayanlar birey olarak İsrael Oğulları varlığının çerçevesinden yok olurlar. Dördüncü pasukta yazılı olduğu gibi, kanunlara sadık kalanlar İsrael Oğulları olarak yaşamaya devam ederler. Baal Peor olayında, İsrael Oğullarının kültürü olan kuralları hiçe sayanlar hayatlarını kaybederler. Bunun yanında, milletimizin tarihi boyunca, kültürümüzün özelliklerini tamamen üstlerinden atanlar, yaşamlarına devam etmelerine rağmen isteseler de istemeseler de İsrael Oğullarından kopmuşlardır.
İkinci bölümde Moşe, yabancı milletlerin bakış açısını ikna yöntemi olarak kullanır. Söz konusu yine İsrael Oğullarını millet yapan kanunlar ve düzenlerdir. Çölde, 40 yıl boyunca Moşe Tora’da yazılı bu kuralları millete öğretmiştir. Girmekte oldukları topraklardaki milletlerin kültür ve kurallarına kıyasla Moşe’nin öğrettikleri bilgeyi ve zekâyı yansıtır. Çevredeki milletler bunun farkındadırlar ve bu kuralların ve onları veren Tanrının üstünlüğünü dile getirirler. Bu denli mükemmel kurallar çerçevesini terk etmek akıl kârı mıdır? Dolayısı ile Moşe bu kuralların millet tarafından uygulanması ve korunması gerekliliğini belirtir.
Üçüncü bölüm bu kuralların muhafaza edilmemesi ve de unutulabilmesi tehlikesinden bahsederken, millet olarak faydalı olacak bir yöntemi de bilgimize getirir: “yaşamının çerçevesini oluşturan bu kuralları çocuklarına ve çocuklarının çocuklarına aktarmaya gayret et”.
İnancımıza ve milletimizin tarihi deneyimlerine göre bazen çok acı olan düşüşlere rağmen milletimiz, hayatımızın çerçevesini oluşturan ve Moşe tarafından bize öğretilen kurallara bağlı kalıp, millet olarak varlığını sürdürmeyi başarmıştır. İsteyerek veya istemeyerek bu kuralları kabaca terk edenler, birey olarak yaşamlarını sürdürmüşler ancak İsrael Oğulları milletinden kopmuşlardır.
Bence bu konu (kültürümüzün çerçevesi olan kuralları muhafaza etmek), milletimiz için, yaşadıkları her ülkede, güncelliğini korumaktadır. Hatta bağımsız İsrael devletinde bile tarihi kültürümüzü yeni nesle aktarmayı engellemeye çalışan unsurların kuvvetlenmesi bizleri aynen Moşe gibi tedirgin etmelidir.
Kommentare