Herşey Sesle başladı ...
Ses söze, söz sese kavuştu, ses yankılandı, gök kara su ufuk dağ nehir, ırmak göl, ağaç, yaprak çiçek böcek, kuş, kara deniz ve gök canlıları ve İnsana dönüştü.
O İnsan, Umut ve Sevgiyle buluştu.
O İnsan sevdi, inandı, yarattı, var etti, sesle varoldu, ses O insana amaç oldu...
Vatanına özlemin ve Ulusunu var etmeye inanmanın sesiyle doldu İnsan...
"Yüreğimde tınılar, ilerliyorum toprağımda ...
Kulağım kirişte, Sesin Sözün zenginliğinde, heyecanla ve merakla o anlamlı yolun başında… belki ortasında ya da sonunda ...
Neresindeysem o yolun; tutku ve coşku dolu o sesin beni davetine sessiz kalamıyorum."
4. ve 5. Aliyah dalgalarıyla 1930'lardan itibaren Israel topraklarına Avrupa'dan Rusya'dan katılan yüksek eğitimli çok sayıda akademik Yahudi müzisyenleri, o şartların ortamında, çeşitli kültürlerin birlikteliğinden doğan yeni bir müzik dilinin öncüsü oldular.
Kutsal toprakların bağrında; kutsal kitap bilgeliğinden, İbrani edebiyatının şiirselliğinden, ortak kollektif tarih bilincinden, folklorik çeşitlilikten etkilenmemesi mümkün müydü bu müzik yolculuğunun?...
Ülkeyi baştan var etmenin, Eretz Israel sevgisinin, geleceğe umutla bakmanın sesleri yerde, gökte, ufukta, yankı yankı yükselmeye başlar yüksek ideallerin tutku dolu o günlerinde, Israel Devleti’nin kuruluş yıllarında…
"İşte o Sesin Sözün izini sürüyorum...
Sesin, Sözün, Müziğin, insanın içine işleyip aidiyet ve kimlik duygusunu bu denli tetiklemesinin, adeta bünyede kimyasal duyumsamasının tadında bir yerlerde buluveriyorum kendimi....
Gözümün önünde, doğanın tanıklığında,19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başı tarihsel bir akış canlanırken sahne değişiyor, 2000 yıllık sürgünden sonra toprağına dönen, toprağında canla başla çalışan, yüreği pırıl pırıl umut ve azim dolu bir neslin, o şarkı sözlerinin yazarının ve anne babasının da içinde olduğu Litvanya'dan, Rusya'dan, Polonya'dan pogromlardan kurtulup vaad edilen toprağına göç eden o binlercesinden biri olan o grup canlanıyor...
"Grubun mutluluğu gözlerinden okunuyordu yıllar içinde tüm o emeğin karşılığını aldıklarında.... doğanın minnet ifade edercesine tüm nimetlerini sunduğunda, çorak toprağın, bataklığın, çölün, cennet bahçesine evrilmesinin tanıklığında
kalpler şakıyor.... gönüllerden akan şiirler söze dökülüyor, sayfalardan - kağıtlardan - defterlerden taşıyordu."
YORAM TAHARLEV!
Şair babasının geleneğini sürdürerek Hayfa yakınlarındaki Carmel dağının eteklerinde Kibbutz Yagur'da bu atmosferde büyüdü Israel'in kuruluş yıllarında....ve dünyayı 6 Ocak 2022'de terk edip gidene kadar, Israel müziğinin en güzel şarkı sözlerini, en güzel şiirlerini yazdı.
Bir gün Kibbutz Yagur’da yaşarken gençlik yıllarında, bahçıvanlıkta arıcılıkta çalıştığı günlerde, karısı pantalon cebinde yazdığı şiirlerden birini keşfeder ve komşu Kibutz'ta yaşayan besteci Nachum Heiman'a yollar.
Kısa bir süre sonra şiir bestelenmiş ve HaParvarim Duo’nun eşsiz yorumuyla Israel radyolarında çalınmaya başlamıştır bile...
https://youtu.be/INhHbmSLikc
Yoram Taharlev'in şarkı ve şiirleri, Israel toplumunun tanıklığını yaparken, aynı zamanda günlük yaşam öğelerine de ayna tutar.
Her biri ibranicenin en zarif kullanımıyla dünyanın trendlerinden de nasibini alarak, ister Beatles'tan, ister Tevrat bilgeliğinden doğan ilhamları ihmal etmeden, yakın Israel tarihininin sözcülüğünü de satırlara iliştirir.
Ya manzaralar...Ya günlük hayatın sıradan kareleri ...!
Ve kahramanlık vatanseverlik öğeleri, çocukluk dönemlerine ait anılar hiç eksik olmaz o canlı canlı kıpır kıpır yaşam enerjisi saçan müzik dizelerinden…
Çağdaş Israel kültürünün ve ahlaki değerlerinin temel direklerinden biri olan Taharlev'e göre, mizah da çok önemli bir yaşam füzyonudur aynı zamanda...
https://youtu.be/57CnoJd0dTw
O kendini pek de ciddiye almayan bir edayla yeni bir Yahudi kimliği de geliştirir zamanla....
Yahudi Bilgeliği çalışmalarında dahi öyle mizahi çıkarımları vardır ki, stand-up ve showlarda topluma mal olmuş alıntılarıyla yer alır sahnelerde...yüzlerce söyleşinin konferansın konuğu olur.
İnsanlar ayakta alkışlar onu.
Ve o sevimli gülecen yüz ifadesiyle, 80 yaşındayken bile çocukluk naifliğini kaybetmeyen duruşuyla, hep inanır hayata, hep güzel gözlerle bakar, o Israel devletinin ilk kurulduğu yıllarda Israel'le birlikte büyümüş ve o ruhu hep içinde yaşatmış ve şarkılarında o ruhu toplumda canlı tutma görevini üstlenmiştir bir bakıma....
Yoram Taharlev'in eserleri başta Israel Şarkı Festivali olmak üzere, Eurovision Şarkı Yarışması ve benzeri festivallerde, yarışmalarda duyulur.
1000'i aşkın parçası, Chava Alberstein, Arik Einstein, Mati Caspi, Rivka Zohar, Shlomo Artzi, Arik Lavi, Gidi Dov, Yardena Arazi, Shlomi Shabat, Yehoram Gaon, Shalom Hanoch, Yaaron BridgeTrio, Haparvarim Duo ve daha niceleri tarafından seslendirilir.
80'li yıllardan dan itibaren "Bayrağım mavi ve beyaz renkte "- הדגל שלי הוא כחול ולבן -
şarkısı anaokullarında çınlar,
"Mühimmat Tepesi"-גבעת תחמשת- Givat Hatachmoshet adlı şarkısı, Altı Gün Savaşı sırasında Jerusalem'deki Mühimmat Tepesi'nde yer alan savaşın hatırasını hep canlı tutar,
“Yoel Moshe Salomon'un Ballad'ı"-הבלה על יואל משה סלומון- HaBalada Shel Yoel Salomon; İsrael tarihinin bir bölümünden referans kullanarak Petah Tikva şehrinin kuruluşu hakkında yakın tarihe ışık tutar,
Rivka Zohar tarafından söylenen "Elleriyle Getirecek" - על כפיו יביא -Al Kapav Yavi-
şarkısı kutsal kitap Tora metinlerinden yola çıkarak, yoksul bir mahallede işsiz bir marangozun kurtarıcı peygamber Eliahu Annavi için umut dolu bekleyişini dile getirir,
Avi Toledano tarafından söylenen "Hora" -הורה- adlı şarkı, 1982 Eurovision Şarkı Yarışması'nda ikinci olarak ülkenin ismini dünyaya duyurur.
Yoram Taharlev'in kendi doğup büyüdüğü kuzeyde Carmel dağı eteklerindeki Kibutz Yagur'daki yaşamlar hakkındaki şarkıları "Daima Yeşil Olan Dağ" - HaHar HaYarok Tamid- ,"Öğleden Sonra Dört" - Arba Ahar HaTzhorhayim - bizleri çocukluk anılarında gezdirirken, "Kuyudan Gelen Gölge ve Su" - צל ומי באר - Tzel umei be'er" parçasında ise 1945'te bir grup göçmenin İngiliz manda yönetimindeki Atlit toplama kampından kurtarılmalarını konu eden kahramanlık hikayesini ölümsüz kılar.
Yüzlerce şiir yazdıktan sonra seküler duruşunu koruyarak kendini geleneksel Yahudi metinleri hakkında okumaya ve yazmaya veren Taharlev, geleneksel Yahudi metinlerine mesafede duranları yakınlaştırmada en büyük etkenin taze ve mizahi bakış açısının yarattığı gülümsemeden doğan neşenin gücüne bağlıyor.
Yorumları hem laik hem de dini topluluklar tarafından büyük saygı görmesi bir yana,
Simchat Tora ve Birkey Avot açıklamaları kitabı 2016'nın en çok satanları arasındadır.
Bu hafta kutladığımız Tu B'shvat Bayramı'nın anlamı olan doğa ve bize sunduğu nimetler Yoram Taharlev'in şiir ve sarkılarında her gün kutsanıyor, Tabiat Ana Fikri ulusal bir hareket olarak hergün meyvelerini veriyor, yeşermeye devam ediyor.
Nice Tu b'shvat Bayramlarına!
Yoram Taharlev
Gönüllerde taht kurdun.
Işıklarda uyu.
Hatıran yüce amaçlara ilham olsun.
Yoram Taharlev’le müzik yolculuğunda değerli bir seçkiyi siz okuyucuların beğenisine sunuyorum:
留言