top of page

İkinci Covid’imi Yaşıyorum






İki gündür güçlü nezle, arada bir boğaz kaşıntısını gideren öksürük, genel halsizlik… fakat kas yorgunluğu ve ateş yok. Covid olduğumu bu sabahki test bildirdi. Evdeyim, dinleniyorum, yazmak için ideal ortam.


Üç yıl kadar önceydi modern dönemin en büyük salgın hastalığını ilk haber aldığımızda. Henüz 2020 yılı başlarında pek önemsememiştik, Wuhan (Çin) merkezli olduğundan ve aramızdaki 9000 km’den dolayı.


Uçuşan virüs partiküllerinin binlerce kilometrelik mesafe dinlemediklerini, taşıyıcı yolcular üzerinden her yana ulaşabildiklerini, 10 milyon (tahmin) dünyalıyı öldürerek Hiroşima ve Nagasaki atom bombalarından 50 kez daha büyük insani tahribata yol açacağını zamanla öğrenecektik.


İkinci Covid’im (ilki 2021 sonlarındaydı) bu geçen 3 yılı yeniden gözden geçirmeme, sorgulamama ve sonuçlar çıkarmama yardımcı oluyor. Covid’in kapsamaya devam ettiği 2020 – 2023 dönemi ondan önceki 75 yıl (2nci Dünya Savaşı’nın bitişi sonrası) ile nerelerde buluşuyor?


1) İnsanlığı Tehdit – Bir tek 1962 Küba Krizi esnasında insanlığın yok olmasına bu kadar yaklaşmıştık. Sovyetler’in Kruşçev’i tarafından Küba’ya yerleştirilen uzun menzilli ve tüm Amerika’yı tehdit eden füzelere karşı Başkan Kennedy’nin başlattığı deniz ablukasına yaklaşmakta olan Rus gemilerini radyolardan kaygıyla izliyorduk. Çatışmanın her an nükleer bir savaşa dönüşebileceğini ve İstanbul’un Sovyet hedeflerinden biri olduğunu gayet iyi biliyorduk. Onüç yaşındaki kızkardeşim tasasız havasıyla beni deli ediyor ve “harp çıkarsa çok uzakta, bizi ilgilendirmez” diyerek kısıtlı bilginin erdemlerini bana hatırlatıyordu. Neticede diplomasi galip geldi, ABD’nin Türkiye’deki roketlerinin bir kısmını çekmesi karşılığında, Ruslar da Küba’daki füzeleri boşalttılar. İnsanlık kurtuldu!

2) Bilimin Zaferi –Daha önceki 75 yıl zarfında da önemli tıp adımları atılmıştı: Gençlik yıllarımın kabusu çocuk felcine karşı ilk iğne aşısını 1955’de Amerika’lı Dr. Jonas Salk bulmuş, onu 1961’de İsrail’li Albert Sabin’in geliştirdiği ağızdan alınan hap tamamlamıştı. Bu iki Yahudi doktor sayesinde dünyada polio hastalığı büyük çapta yok oldu. 1950 ve ‘60’larda yıllarca süren laboratuvar araştırmalarına göre 2020’de devreye giren Messenger RNA Covid aşısı müthiş hız kazanmış ve modern bilimin zaferini ilan etmişti. Maalesef bu sürat dostlarım Yakup Baruh ve Josy Perahya’nın kurtarılmalarına yetişmedi ve kaybettik onları.


3) Bünyenin Direnci – Son 3 yıl bizlere şu öğüdü anımsattı: Bünyenin direncini yüksek tut, idmanını eksik etme, fazla ağırlığa ve yağlanmaya kendini kaptırma. Önceki 75 yılda dünyada obezite (bedenin yağ kitlesinin kas kitlesine göre aşırı artışı) anormal bir yükseliş göstermişti



Bugüne geldiğimizde 18 yaş üstündeki dünya nüfusunun hemen % 40’ı ya fazla kilolu veya obez. Kas gücü gerektiren mesleklerin azalması ve işlenmiş gıdaların vücutta yağ biriktirme yeteneği birçoğumuzu Covid’e karşı dirençden yoksun noktaya getirdi. Nitekim Covid ölümlerinin büyük çoğunluğu nüfusun % 50’sinden fazlasının obez veya kilolu olduğu ülkelerde gerçekleşmiş.


Bilim buna da çare buldu son yıl içerisinde: Bir Danimarka firmasının (Novo Nordisk) geliştirdiği semaglutide bazlı ilaç (Wegovy) sayesinde tedavi görenler ağırlıklarında % 15-20 azalma yaşıyorlar. Henüz pahalı olmasına rağmen ($ 1300/ay – ABD) büyük talep gören bu ilacın aslında obezitenin genel sağlığa ve ülke ekonomilerine olan maliyeti bakımından ileride sağlık sigortaları tarafından kabul gördükçe fiyatının düşeceğine kesin gözüyle bakılıyor.


Bu platformun okurlarını günbegün meşgul eden Ukrayna Savaşı, İsrail’de demokrasi mücadelesi, Türkiye’de jeolojik ve siyasi deprem dışında bireyden hareketle geneli de ilgilendiren sağlık konularına bir an için eğildi bu satırların yazarı. Birkaç ay veya yıl içerisinde siyaset gerilimi azalacak fakat bünyemize olan dikkat “ilelebet” sürecektir.







Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page