Polyglot Nedir – Birkaç dil yazabilen veya konuşabilen biri.
Bazı insanlar için dil öğrenmek bir zevktir.
Duyduğunuz veya okuduğuğunuz herhangi bir metindeki kelimelerin hemen etimolojisine bakar, kökenlerini araştırırmısınız?
Eğer cevabınız evet ise, sizin de dil öğrenmeye karşı dayanılmaz bir arzunuz var demektir.
Kısa bir aradan sonra hepinize merhabalar,
Ağustos ayını da yarıladık, hayatımızdan bir yaz daha eksildi, umarım hepiniz için sağlıklı ve tadında yaşadığınız bir yaz ayı olmuştur. Hepimiz yılın bu değerli mevsimini kendi zevkimize göre tadında yaşamaya çalıştık.
Bana gelince, bahçe, yüzme, yoga, Mİlou ve Oro ile uzun doğa yürüyüşleri, bol bol okumalar, Fransızca ve yine Fransızca ve ev boyama ve onarma ile geçirdim günlerimi…
Ev boyama; evet yanlış okumadınız, Kanada’da –handyman- boyacı, tamirci bulmak kolay değil. Bulsanız da her bir şeye handyman çağırmak büçenizi hayli yorabilir. Bu nedenle uzun zamandır gerçekleştirmek istediğim misafir odalarımı boyayıp, düzenleme projemi gerçekleştirmede bu yaz günlerinde adım attım. Bayağı da birşeyler kotardım. Biraz yoruldum, ama umduğumdan daha iyi gitti herşey. Odaları bu zamana kadar sadık kaldığım beyaz veya bej rengi dışına çıkarak, sarıya, yeşile ve lilaya çevirdim, çok da harika oldu, lila kızımın en sevdiği renk ve odası onu bekliyor.
Kütüphaneden yaz başı büyük hevesle aldığım bir yığın Fransızca kitabı tabii ki okuyamadım, ancak başlıklarını ve içinden kavrayabildiğim bir kaç cümle ile kitapların yazarlarını azıcık olsa da tanıma fırsatım oldu. Neden derseniz; daha Fransızcam o kıvama gelmedi ancak günlük iletişim kurabiliyorum az az.
İngilizceden sonra ikinci bir dili öğrenmeye çalışırken dilin beceri odaklı öğrenilebileceğini daha da fazla idrak ettim. Kısaca kelime ezberliyerek ve grammer çalışmaktan ziyade cümle ve kalıplar öğrenerek ve tabii en önemlisi dili yaşarak öğrenmeyi çözdüm ve farkına vardığım en önemli nokta dili kimsenin bize öğretemeyeceği… öğretmenler rehberlik yapabilir ama bizim o beceriyi kendimize kazandırmak için sabırla çalışmamız gerekir, püf noktasına gelince işin sırrı kulakta galiba, bol bol öğrenmek istediğimiz lisanı dinlemek, pratik yapmak ve kelimeleri yaşayarak içselleştirmek.
Okuduğum kitaplara gelince içinde beni en çok etkileyen İrwin D. Yolam’ın eşi Marlyn ile kaleme aldığı kitap oldu ‘A Matter of Death of Life- Ölüm Kalım Meselesi’. Kitabın konusu çok etkileyici, Marlyn ölmeden hastalığı süresince eşler yaşadıkları dönemi birlikte kaleme almışlar, kitap yaşamı ve ölümü sorgulama adına müthiş düşündürücü ama beni bir kadın olarak en çok etkileyen İrwin Yolam’ın eşine karşı olan sevgisi oldu. Atmış beş yıllık evlilik ve muazzam bir sevgi.
Bu arada hem dünya gündemini hem de Türkiye gündemini her yönü ile takip etmeye çalıştım, Türkiye’deki magazin haberlerinden biri beni etkiledi ve bir yönden de sevindirdi. Hülya Avşar yeni klibini kendi yönetmiş ve kendi yapımcı şirketine yaptırmış. Burada ilgimi çeken eğer gerçek ise takdire şayan bir durum, klip çekiminde çalışanlar sekiz saatten fazla çalışmamış ve herşey usule göre yapılmış. Hülya Avşar bu konuya çok özen göstermiş.
Uzun yıllar, Türkiye’de perakende sektöründe çalışan bir birey olarak perakende sektöründe insanların asgari ücretle ne kadar uzun saatler çalıştırıldıklarına bire bir şahidim, ve bu sömürünün bir çok sektörde yaşandığını da bilen biri olarak dizi çekimlerinde insanların ne kadar uzun süre gece gündüz demeden setlerde çalıştırdığını hepimiz az çok duymuşuzdur. Meryem Uzerli, belki hatırlarsınız, ne kadar uzun çalışma saatleri idi ki, Uzerli, Muhteşem Yüzyıl dizisini -tükenmişlik sendromu- oldum deyip bırakıvermişti.
Demem şu ki Hülya Avşar’ın klibinde kurulan sette tüm çalışanların çalışma koşulları göz önüne alınarak klibin çekilmesi, olması gereken, ve kanunen uyulması gereken bir koşul aslında şaşılacak bir şey yok, ama artık öyle bir zaman da yaşıyoruz ki olması gerekenler şaşırtıyor beni…
Massueville’den sevgiler
RahelÇela Behar
Comments