Basit kadın; güzel olmayı zeki olmaya tercih eder. Çünkü basit erkekte zekayı anlayacak kafa değil, güzelliği görecek göz vardır. Anton Çehov.
Forbes'a göre, Amerikan toplumunda CEO'ların rolünü üstlenen kadın oranı %3'ü; Federal hükümetteki liderlik pozisyonlarında %14'ü geçmiyor ve Hollywood filmlerinin %5'i kadınlar tarafından yönetiliyor.
Bu istatistiklere bakıldığında akla eski bir atasözü geliyor: "Her büyük adamın arkasında güçlü bir kadın vardır." Bu ifade, ilk patriğimiz ve matriarkımız Avraam ile Sara arasındaki ilişkide gözlenmektedir.
Tora, YARATILIŞ dramasını çok az sözcükle aktarmasına karşın tuhaf bir şekilde, Sara için bir mezar arsasının satın alınmasını açıklamak için son derece fazla ayet ayırıyor.
Bu satın almada bu kadar önemli olan nedir? ve neden Sara'nın cenazesi için Hebron şehri seçildi?
Avraam, Tanrı'ya en büyük hizmeti olan Akeda sınavını gerçekleştirdiği dağı “MAKOM” – “Kutsal Olanın Tahtı” olarak gördü ve bugün “Tanrı dağda görünecek” denir. (Bereşit 22:4 ve 22:14)
“Onu bir DAĞ olarak gören Avraam gibi değil, onu TARLA olarak kavrayan (Bereşit 24:63) Yishak gibi değil, ona EV diyen Yakov gibi.” ……… (Bereşit 28:18) Sanki bu metaforlar Tanrı'ya hizmet etmenin farklı yollarını ifade ediyor.
Avraam ve Yishak dışa, açık alanlara dönüktüler. Evrensel hizmet için tüm insanlığa ilham (ışık) verdiler. Bu nedenle birçok ulusun babası oldular. Kendi özlerine yolculuk yapabilmeleri için her ikisinin de birer oğlu evden ayrılması gerekiyordu. (Yişmael ve Esav)
Ancak Yaakov, çadırın adamaydı. O dışa değil içe (öze) odaklandı. Bu nedenle oniki oğlunun her biri onun yanında kaldı. Böylece Kutsal Işığın taşıyıcıları oldular ve İlahi olana bir alan inşa ettiler.
Bu alanın adı “Bene-Yisrael……”
“Yisrael tek başına güvenlik içinde yaşayacaktır” (Devarim 33:28) ve “Uluslar senin Işığına, Krallar üzerine doğan aydınlığa gelecek.” (İşaya 60:3)
Avraam bu kutsallığa duyulan ihtiyacı fark etti. Ve Sara’nın Hebron’a gömülmesi ile birlikte Yahudi Halkını ayırma sürecini başlatmış oldu. Çünkü Mahpela Mağarasının satın alınması Yahudilerin Eretz Yisrael'deki ilk toprak edinimiydi.
Leo Tolstoy, "Bir insanın ne kadar toprağa ihtiyacı vardır?" başlıklı harika bir kısa öykü yazdı.
Daha fazla toprağa sahip olmak isteyen fakir bir köylünün hikayesini anlatıyor. Şeytan onunla bir anlaşma yapar ve gün batımından önce başladığı noktaya geri dönmek şartıyla ona bir günde kuşatabileceği kadar toprak verir.
Açgözlülük, koşarken onu bunaltıyor ve devasa bir araziyi çevreliyor. Koşmaktan yorulmuş bir halde zar zor zamanında geri döner ve yere düşerek ölür.
Tolstoy sözlerini şöyle bitiriyor: "İhtiyacı olan tek şey altı fitlik topraktı."
Tolstoy'un hikayesi hem de Tora’daki bu bölüm tek bir yöne işaret ediyor; toprak mülkiyetimiz hiçbir zaman mutlak değildir.
Fark ettiniz mi? Yanlış bir davranışın klasik Tora cezası bir toprak parçasından uzaklaştırılmaktır.
Adem ve Havva, cennet bahçesi'nden kovuldular. Kayin, asla bir toprak parçasına yerleşmeyen ebedi bir gezgin oldu. Kenanlıların günahları henüz tamamlanmadığından Avraam’ın bu topraklara kalıcı olarak yerleşmesine izin verilmedi. Casus olayının ardından Bene-Yisrael’in bu topraklara dönmelerine izin verilmedi.
Daha sonra Rabinik literatürün bir parçası oldu. "Günahlarımız yüzünden topraklarımızdan sürgün edildik." Toprak bizimdir, ancak buna layık olduğumuzu galiba kanıtlamamız gerekiyor.
Bu toprak parçası (Mahpela Mağarası) bugün birçoğu için dünyanın en kutsal noktalarından biridir. (El Halil – Kiryat Arba) Ziyaret edenler buranın kutsallığını mutlaka hissederler.
Böylece Yeruşalayim, İlahi Varlığın Konutu, Tsfat, Sırrın İfşa edildiği yer, Tiberya, Yahudiliğin Şekillendiği alan ve Hebron, Potansiyel Kutsallığın odak noktası oldu.
İsrail Toprağı, çölde öldükleri ve İsrail'e asla ulaşmadıkları halde Mısır'dan ayrılan İsrailoğullarına göre paylaştırıldı. Genelde yaşayan torunların sayısı mirasın nasıl bölüneceğini belirler. Ancak Tora burada Yaşayanların toprağı nasıl miras alacağını geçmişlerimiz (atalarımız) belirler diyor.
İlk annemiz Sara’nın cenazesi gelecekteki İsrail Diyarının mirasını ve halkının kutsallığını belirledi ve başlattı.
Bu nedenle kendi geçmişlerimizi onurlandırmayı ve anmayı (Yizkor) unutmayalım. Tora, hikayeyi anlatırkan asla ölüm kelimesini kullanmaz. Bunun yerine CHAYEİ - HAYAT sözcüğüne yer verir.
Çünkü "Doğru olana, öldüğünde, yaşayan denir."
Hayat dolu bir yaşamla kutsanmanız dileğiyle………
Sevgilerimle - Shabat Shalom
Moşe PASENSYA
Comments