(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)
Merhaba sevgili okuyucularım. Yaklaşık bir aydır birlikte değildik. İki hafta evvel, elde olmayan nedenlerle yazımı yazmamıştım. Bu geçen zaman içinde her şey yoluna girdi. Ben kendimi mutlu hissettim ve yine klavyenin başına geçtim. Geçen hafta etkinliklerle dolu geçti. Kah dostlarımızı evimizde ağırladık, kah sevgili ailemizle bir araya geldik. Ama itiraf etmeliyim ki geçtiğimiz cumartesi akşamı katıldığımız çok zarif bir etkinlik, bunların en güzeliydi.
İtahdut Yotsei Turkia Derneği İYT, Yafa şehrinde yeniden hizmete ve ibadete açılan Bet El Sagol Sinagogu’nda önemli bir etkinlik gerçekleştirdi. Yafa’da, yıkılmaya terk edilmiş olan eski Bet El Sinagogu çok önemli bir restorasyondan geçirilerek, yepyeni ve ışıl ışıl bir güzellikle hizmete açıldı. Bu eski harap sinagogun yenilenmesi için yaptığı yardım fonu katkılılarıyla ünlü hayırsever Sagol ailesinden Itzhak Sagol sinagogun yenilenmesine katı sağlarken, onun yanı sıra diğer bir hayırsever olan Moreno Margonato’nun ön ayak olmasıyla, işler kısa zamanda yaşama geçirildi. İYT derneği de bu çok kutsal binanın açılış törenini gerçekleştirdi.
Gerçekten tören çok armonikti. Önce okunan “Şeehiyanu” duası ve Şabatı’n bitimini simgeleyen “Avdala” mumunun yakılmasının ardından görevi yeni başkana devr eden Sinagog Yönetim Kurulu Başkanı Moreno Margunato ile İYT- Türkiyeliler Birliği Başkanı Ovi Roditi Gülerşen’in konuşmaları, anlamlı ve duygusaldı. Etkinliğin en renkli parçası, keman sanatçısı Dilan Karayılan’ın verdiği küçük keman dinletisiydi. Dünyaca ünlü Avrupalı ve Türk bestecilerinin eserlerinin yanı sıra, İsrail in folklorik ve popüler kült bestelerini kemanıyla yorumlayan sanatçı, alkışlarla taltif edildi. Genç sanatçı Dilan Karayılan, Türkiye’de ünlü kemancılar Prof. Cihat Aşkın’ın ve Sevil Ulucan Weinstein’ın öğrencisi olup, şimdi Tel Aviv Üniversitesi Müzik Akademisi’nde 1. sınıf öğrencisi. Bu genç sanatçı, geleceğin parlak sanatçılarından biri olmaya namzet.
Bu gibi faaliyetler, uzun zaman evlerimizde kapalı yaşadığımız ve sanattan uzak kaldığımız bizler için son derece sağaltıcı ve ruhları tedavi eden olaylar. İnsanların her zaman diğer insanlara, dostlara ve sanata ihtiyaçları vardır. Bu gibi unsurlar insana yaşadığını ve var olduğunu duyumsatır. İnsan her ne kadar kendine yetmeyi bilmek zorunda olsa da, sonuç olarak bir ıssız ada gibi yaşamak doğru değildir.
Bu nedenle iyilik potansiyelimizi sonuna kadar kullanarak, kendimize yaşamı daha kolay yaşanır kılmamız gerekir. Etrafa sevgi ve şefkat vermek, güler yüzlü ve hoşgörülü olmak, nefret ve acı tohumlarını etrafa saçmamak, bunun birincil sırasında yer alır. Sevgi ve iyilik, kara bulutların aralanmasına geçit verir. Kendimizden başlamak üzere, etrafımıza, ailemize, çocuklarımıza ve çevremize, bu biçimde güzel ve yaşanası bir ortam sağlayabiliriz. Her insan gibi benim de- gel git-lerim var tabii ki. Ama bu yeni haftaya çok iyimser ve olumlu duygularla başlıyorum. Umarım hepimizin haftası aydınlık ve tasasız geçer.
Yeniden buluşuncaya değin sevgiyle kalın.
Comments