Yıl 2000’li yıllardan evvel. Bir arkadaşım kendi işyerini açıyor. Tüm tanıdıklarını davet ediyor. Hepimiz elimizde çam sakızı çoban armağanı birer paket içeri giriyoruz. Çok düşündüm bu paketin içeriği hakkında ve sonunda üzerinde inisyalleri olan gümüş bir mektup açacağına karar kılıyorum. Verirken de “hep hayırlı haberler alasın” diye temennide bulunuyorum. Bir başka dostumuz ise reklam olur diye söyleyemediğim o günlerin popüler markası (C…) bir dolma kalem alıyor. O da “güzel şeylere imza atman dileği ile” paketi uzatıyor.
Arkadaşımız işini çoktan devretti. Çocukları beyaz yaka olarak hayatlarına devam ettiler ve çok da başarılı oldular. CEO, genel müdür, sorumlu müdür gibi birçok üst düzey çalışanı ile mutlu mesut yaşıyorlar.
Benim hediyem gümüş mektup açacağı çoktan karardı. Arkadaşımın dolmakalemi de bir çekmecenin bir köşesinde anılar kutusunda duruyordur umuyorum. Torunlarımızın torunları muhtemelen “bu nedir dede” diye soracaklar. Çünkü artık ucunu kaçırdığım numaraları ile üzerinde ısırılmış elma marifetli telefonlar her şeyi içeriyor. Yazışmalar, banka hesapları, fotoğraf makineleri, dosyalar ve daha birçok şey… Kullanmayı bilmek gerek.
Teknolojiden nasibini almak gerek. Hepsine katılıyorum
hem de tüm içtenliğim ile ancak aklımda deli deli sorular dolaşıyor. Bunca bilgiyi içinde saklayan bu küçücük cihaz bir gün kaybolup bir başkasının eline geçme olasılığında tüm mahremiyet ortaya dökülür mü? Onca dikkat ile biriktirdiğimiz bu bilgileri bir gün bir “makinenin” azizliğine uğrar olasılığına karşı başka sistem ile kopyalıyor muyuz? Akıllı telefonların kullanım yaşı artık çok küçük yaşlara düştüğünde çocukların kullanım alanları arttıkça, ufuklar açılırken, özgürlükler tavan yaparken sınırlar ne kadar aşılıyor?
Nesil çatışması ebeveyn ve çocukları arasında iken artık iki kardeşe kadar indirgeniyor mu? Orta yaşın bir tık üstündekiler torunları ile iletişim kurmakta daha ne kadar zorlanacaklar?
Ve tüm bu soruların cevabı olumlu olarak düşünülse de “ yapay zekanın ” yaşantımıza kattıklarının dışında yaşantımızdan alıp götürdüklerini de göz ardı etmemeliyiz. Yok olan onca mesleğin yerine başka iş alanları açılıyor. İletişim tüm dünya ile gerçekleşiyor. Sosyal medya ile anında erişilen haberler, soruları sorabildiğimiz ve cevap alabildiğimiz ağlar bilgi aktarımı açısından mükemmel olabilir. Ama gene de en azından en yakın çevrenize “Slm”, “naber” gibi mesajlar gülücükler emojiler yerine elinizde bir buket çiçek, bir paket çikolata veya iyi bir şişe şarap ile gidin. Ona zaman ayırdığınızı hissettirin şarabı birlikte içip “sağlığınıza” diye kadeh kaldırın.
Ve gerçek bir mektup yazın köşede bucakta sakladığınız bir dolma kalem ile…
Belki arkadaşınız mektup eline geçtiğinde, anılar kutusunu karıştırır ve sakladığı inisyalli bir mektup açacağını hatırlar ve kullanır.
Comentários